Paylaş
Kirli iktidarlar “hak, hukuk ve adaleti” kendine göre uygulama gücüne de sahip olur.
İktidar değişince, bu kudret terk edilme durumunda kalınır.
Pek tabii, onlar yönünden dramatik bir durumdur bu...
Bu sebeple kimi ülkelerde “dürüst seçim” yoktur.
3 Kasım tarihinde ABD’de de Başkanlık seçimleri var.
ABD varsayılır ki, demokrasinin en yerleşik olduğu ülkelerdendir.
Ancak “Trump” koltuğu pek sevmiş görünüyor.
Mektupla kullanılan oyların “Yüksek Mahkeme”ye taşınacağından söz etmesi, sanki gücü yetse şartları zorlamaktan çekinmeyeceği izlenimini veriyor.
Bu arada, Amerikan Yüce Mahkemesi, hiç şüpheniz olmasın, “yüce” hâkimlerden oluşmuyor.
Hukukun, eğilip bükülebilen, karar vericinin dünya görüşüne göre şekillenen bir kavram olduğunu herkes öğrendi.
Böylesi bir ihtimal ABD için bile konuşuluyorsa, birşeylerin değişmeye başladığının en önemli göstergesi.
Galiba “demokrasi” 20. yüzyıl fantezisi olarak tarihin çöplüğüne gitmek üzere...
Bilgi toplumu teknolojik gelişmelerle dünyayı başka bir yere getirdi.
İKTİDAR ISRARCILARI
Her yönüyle kontrol altında tutulan, “sıradan insanların” uysal bir şekilde tabi olacağı toplum düzenine geçiş yaşıyoruz.
Süreç, her türden “gücü” bünyesinde konsolide etmiş “soğuk, rasyonel, tanzim ve tasnif edici, seçen ve biçimleyen” yönetici elitine teslim olma yolunda ilerliyor.
Hatta bu olgu büyük ölçüde gerçekleşmiş durumda...
Ancak “demokrasi tiyatrosu” halen pek çok ülkede devam ediyor.
Bilgiye, teknolojiye, AR-GE’ye, her türden “veri”ye sahip sınırlı sayıda elit insanlık adına tek karar verici oluyor.
Böyle bir dünya düzeninde “tarif dışı” iktidar adayları da tabii ki, kabul görmeyecek, bağlı olarak klasik seçimli demokrasi hepten tasfiye olacaktır.
Trump veya benzeri “iktidar ısrarcıları” bahse konu geçiş döneminde, klasik demokrasinin dejenerasyonunu sağlayan ve onu anlamsızlaştırmaya aracılık eden kullanışlı figüranlardır.
Bunlar “çatırdayan burjuva demokrasinin” kurbanı olmuş, niteliksiz kitlelerin hayal kırıklıklarını kanalize etmeleri ile iktidar şansını yakalayan son nesil kurnaz despotlardır.
Yeni düzen akıllı ve kalıcı, hatta Platon’un binlerce yıl öncesinden tanımladığı şekliyle “filozof kralları” işaret ediyor.
ABD’de, “Biden” ve “Demokrat Partiye” destek olan nispeten eğitimli kitleler bahse konu “Altın Ruhların” son gözden çıkartacağı kesimlerdir.
Geçiş onlarla daha kolay olacak, dünyanın kalanında ise “iktidar ısrarcılarının” zamanları daha bir daralacaktır.
“Yeni normal”in tarihi yazılırken, temsili demokrasiye itibar kaybettirdiği için Trump muhtelemen minnetle anılacaktır.
Paylaş