Demokrasi Tiyatrosu

DÜNYA farklı bir evreye giriyor.

Haberin Devamı


Demokrasi kavramı, o bildiğimiz naif ve romantik hallerinden uzaklaşıyor.
Efendim, belirli periyotlarla seçimler yapılır ve iktidarlar değişir(miş).
Bir kere, teknolojik hayat bize gösteriyor ki, “seçmenin hür iradesi” diye bir kavram çöp.
İnsanları manipüle etmek, biçimlemek, çok kolaylaştı.
Ayrıca “insanlık için doğru olanın” sıradan insanın basiretine bırakılacağı koca bir yalandan ibaret hale geldi.
Hani, süreç içerisinde “veri”ye hakim olanlar dünyayı yönetecek diyoruz, ama daha oralara gelmeden “iktidar gücü”nü elinde tutanlar, bu imkandan vazgeçmeleri için sebeplerinin azaldığının farkına varıyorlar.
Demokrasi aldatmacası kimseye samimi gelmiyor.
Hele Rusya, Çin gibi ülkeler bu neviden iki yüzlülüğü hepten “raf”tan indirdi.
Putin, 4’üncü kez başkan seçildi.
Çin’in başındaki kişi, Şi Cinping ömür boyu seçilme hakkını aldı.
Kitlelerin, hani homurdansalar da bu duruma karşı çıkacak, bu uğurda “dalaşacak” güçleri yok.
O sebepten “gevşeyip kabulleniyorlar.”
Hoş, o pozisyonu bir biçimde tutanlar zaten askere, polise, yargıya, medyaya, bütçeye hakim iken kitlelerin başka bir şansı da mümkün gözükmüyor.
Anlaşılan, yakın gelecekte “demokrasi tiyatrosu” bir daha açılmamak üzere perdelerini kapatacak.

-----

Tatsızlık artıyor

Haberin Devamı

EKONOMİ yazarı Abdurrahman Yıldırım’a göre, Türkiye’nin önümüzdeki bir yılda ödemesi gereken döviz borcu 236 milyar dolar.
Bu tutarın 104,4 milyar doları bankaların, 80 milyar doları reel sektörün, 6,4 milyar doları kamunun, 51 milyar doları ise takip eden yılın cari açık finansmanı.
Felaket tellallığı yapmak istemeyiz.
Ama FED’in faiz kararları, ülke içinde Merkez Bankası’nın faiz konusunda defansif tutumu, kamu finansman dengesinde bozulmalar, cari açığın önlenemez yükselişi, çift açık olgusunun, yani hem bütçe hem de cari açığın bir arada olması, Suriye’de yürütülen operasyonun masrafları, jeopolitik riskler, meseleleri tırmandırmaktan kaçınmayan siyasi üslup, erken seçim söylentileri, başta inşaat ve enerji olmak üzere bazı sektörlerden gelen olumsuz bilgiler...
Zor, çok zor günlerin bizleri beklediğini gösteriyor.
Görünen o ki, seçim yılı olan 2019’a kadar vaziyet pürüzsüz idare edilemeyecek.
Endişemiz; sert bir kriz söz konusu olursa, kambiyo rejimimiz dahil pek çok “kapalı ekonomi” tedbirinin alınmak zorunda kalınması.
Hiç şüphesiz böyle anlarda “hamaset”in de dozu artar.
Hani hep söyleriz, Türkiye büyük ülkedir, ciddi ekonomidir, kötü senaryolar buralarda gerçekleşmez.
Bu temenniye her zamankinden daha fazla inanmak istiyoruz.

-----

Lezzet listesi

Haberin Devamı

GEÇEN hafta Hürriyet Gazetesi’nde İzmir’in en iyi yeme-içme mekanları listesi yayınlandı. Ünlü uzmanların tercihlerine tabii ki, saygı duyarız. Ama bizim listemiz de aşağıda;
BALIK RESTORANLARI
Akın’ın yeri (Özbek), Horasan Ahmet Usta (Çeşme Merkez), Cevat’ın Yeri (Çeşme Dalyan), Levent’in Yeri (Çeşme Dalyan), Ferdi Baba (Çeşme - üç yerde mekanları var), Balıkçı Niyazi (Alaçatı Port), Deniz Restoran (Alsancak), Sahil Restoran (Urla İskele), Bay Nihat, Lale Restoran (Ayvalık), Birinci Kordon Balık Lokantası (Alsancak).
ESNAF LOKANTALARI
Dönerci Vedat (Altındağ), Akbıyık (Çamdibi), Adil Müftüoğlu (Çankaya), Zaim Usta (Birinci Sanayi), Asil ve Oğlu (Birinci Sanayi), Beyturan (Kısıkköy), Beğendik Abi (Urla-Bornova), Bergama Köftecisi (Şirinyer), Nam Köfte (Pasaport), Kemal Usta, İnegöl Köfte (Çiğli), Köfteci Ali (Manisa Organize Sanayi), Şafak Pide (Koçarlı), Baki Usta, Kokoreç (Şemikler-Bornova), Gül Kebap (Kemeraltı), Ciğerci Zarif (Pasaport).
Hiç şüphesiz, et restoranları, pizzacılar, burgerciler, pek çok kategoride lezzet vahalarını da zikretmek gerekiyor. Ama maalesef yerimiz bugünlük bu kadar.

Yazarın Tüm Yazıları