Paylaş
Tunç Soyer, Büyükşehir için baştan beri en çok konuşulan adaydı.
Süreç uzayınca pek çok isim gündeme geldi.
Ancak öyle anlaşılıyor ki, Tunç Soyer CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun en başından aklına koyduğu kişiymiş.
Bu süreçte Aziz Kocaoğlu maalesef iyi bir final yapamadı.
Kendi duyarlılıklarını ortaya koyuş şekli herkese karışık geldi, hatta anlamakta güçlük çektiler.
Her neyse, kendisi bir “efsane başkan”dır.
Nitekim Tunç Bey de gereken saygıyı göstererek desteğini istediği Aziz Bey de kendine yakışanı yaptı.
İlçelerde de dinamik bir jenerasyon tercih edilmiş gözüküyor.
Örneğin Bornova’da Mustafa İduğ, akademik kariyeri de olan başarılı bir iş insanı. Aynı zamanda faal bir sivil toplumcu.
Mevcut başkan Olgun Atila da henüz çok gençti.
Umarız siyasete sıcak ilgisini kaybetmez.
Zira partide geleceği olan bir isim.
Urla’da aday sevgili Burak Oğuz oldu.
Burak Bey “kalbi” özellikle çok yoğun olan, bir şeylere konsantre olunca gecesini gündüzüne karıştıran düzgün bir kişidir.
Çeşme, Ekrem Oran’ın hayaliydi. Uzun bir çabanın sonunda nihayet aday oldu. Şimdi “Çeşme Yerli”sinin içine geçmesi gerekiyor. Bu ilçede seçim cepte keklik değildir.
Karşıyaka’da Cemil Tugay aday oldu.
Hüseyin Mutlu Akpınar iyi başlamıştı. Ama olmadı, olamadı. Oturup hatasını araması ve bir ders çıkarması gerekiyor.
Konak CHP adaylığı tecrübeli, duayen bir belediyeciye teslim edildi. Abdül Batur, sonuç ve fayda odaklı bir hizmet anlayışına sahiptir.
Sema Pekdaş da hafızalarda tertemiz bir izlenim bıraktı.
Hayat bir kere daha gösterdi ki, Türkiye’de siyaset Genel Başkan odaklı şekilleniyor.
Diyeceksiniz CHP’de Parti Meclisi de ağırlık taşıyor.
Nispeten doğru olmakla beraber Siyasi Partiler Kanunu ve Parti Tüzükleri demokratikleştirilmeden Parti Meclisi üyelerinin ne ölçüde tabanın sesi olduğu hayli tartışmalı.
Tabanın sesi derken sadece örgütü değil, oy verenlerin etkinliğini de kastediyoruz.
Nedense çoğu zaman “inisiyatif” bu yerlere bırakılınca liyakat esası işlemiyor.
Neticede yeni bir dönem başlıyor.
Şayet seçilirlerse büyük ölçüde yenilenmiş kent yöneticilerine sahip olacağız.
Onlara tavsiyemiz geçmişin tecrübelerini önemsemeleridir.
Bu anlamıyla, bürokrat kadrolarındaki mevcut kişilerin kıymetlerini bilmeleri gerekir.
Bu yerlerde hizmetin “kesintisiz” yürümesi gereğini hiç unutmamalıdır.
Vizyoner söylemlerin icrası zaman alırken, rutin servislerde bir aksama yaşanırsa “yıpranma” insafsız şekilde kendini göstermeye başlar.
Son olarak, Tunç Soyer İzmir’deki tüm duyarlı, demokrat kesimlerin arzuladığı, inandığı, samimi ve sahici bulduğu, çok şey umduğu bir kişi.
Hayaller gerçek oldu.
Şimdi top Tunç Bey’de...
Önce seçimi, sonra İzmir’i, İzmirli’yi kazanması gerekiyor.
-----
da’s Cantina
GEÇENLERDE Güzelbahçe’de “Mahalle” ismiyle yenilerde açılmış “kümeleşmiş bir işletmeye” gittik.
Bir - iki dönümlük arazi içinde, bir “at nalı”nı çerçeveleyecek şekilde, resim atölyeleri özel tatlıcıları, kaliteli kahve dükkanları özel içki satan mekanları, İtalyan ve Meksika mutfağı üzerine açılmış restoranları ile cıvıl cıvıl bir ortama tanık olduk.
Tercihimiz Meksika mutfağı oldu.
“da’s Cantina” isimli mekan Didem ve Alp Türkmenoğlu isimli genç bir çifte ait. Öykülerini dinleyince gastronomi alanında farklı bir Türkiye’nin geldiğini anlıyorsunuz.
Yediklerimiz mükemmeldi.
Genç çiftin kendi ağızlarından serüvenleri şöyle:
“Ben Didem ve eşim Alp, Yeditepe Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü mezunuyuz. Ben 2011’de mezun oldum, eşim 2009’da mezun oldu. Daha sonra İzmir, İstanbul ve Chicago’da çalıştığımız yerler; Swissôtel İzmir, Çırağan Palace Kempinski İstanbul, Yeditepe Üniversitesi Gastronomi Bölümü Mutfak asistanlığı, Tom’s Kitchen İstanbul, David Burke Primehouse Chicago, Socrates İstanbul, Four Seasons İstanbul, DoCo İstanbul, Jamie’s İtalian İstanbul, Raffles İstanbul, Radisson Blu Chicago, Gram Kanyon İstanbul. İzmir doğumlu olduğumuz için ve açıkçası İstanbul’dan da kaçmak istediğimizden ilk kendi işimizi memleketimizde açmayı planladık ve geri döndük. Özellikle Chicago’da Meksikalı aşçıların hazırladığı taco’ları beğendiğimizden, yerel malzemeler ve farklı mutfak kültürlerinin etkileriyle menümüzün ana ürünü yaptık. Meksika mutfağının Türk damak tadına da uygun olduğunu düşünüyoruz. Şu anda en çok beğenilen ürünlerimiz tortilla’sını günlük hazırladığımız fırınlanmış dana kaburga ve çıtır karides taco’lar... Kısaca bizim ve da’s cantina’nın hikayesi bu şekildedir.”
“Mahalle” hakikatten çok farklı bir konsept.
Yıllar önce Bornova’da “Tatmahal” adıyla çok bilinen esnaf lokantalarını bir araya toplayarak buna benzer bir ortam oluşturmuştuk.
Halen de devam eder.
Mahalle’nin de her bir mekanı müstakil işletmeciye ait.
Biz “da’s Cantina’yı” denedik, diğerlerini de siz deneyin.
Paylaş