Bu böyle gitmez, sömürü devam etmez

6 MAYIS, ‘Darağacında üç fidan’ın yıldönümüydü.

Haberin Devamı

Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan 12 Mart 1971 darbesi sonrasında asıldı.
Onlara dair zihinlerimizde hep naif ve romantik bir algı kaldı.
O dönemler dünyada sol değerler yükseliyordu. Bu insanlar gençti. Boğaz yerine hep birlikte şarkılı, türkülü Zap Suyu’na köprü yapılması gerektiğine inanan müthiş şövalyelerdi onlar.
Ancak, gönülden ve samimi olarak bağlandıkları ideoloji eksikti.
Demokrasi içermiyordu, büyütmekten ziyade bölüşmek ve paylaşmak üzerine odaklanmıştı, mülkiyete mesafeliydi...
Neticede dünya uygulamaları, ne acıdır ki tam bir fiyaskoya dönüştü.
Sonuçları itibariyle yanlış olduğu anlaşılan bir ideoloji ve bu uğurdan hayatlarının baharında ölen bu insanlar acaba neden bizlerde bir eksiklenme yaratıyor, vicdanlarımızda sızı oluşturuyor.
İçimizde bu insanlara dair biriktirdiğimiz ve kurcalamadığımız “sevecen saygı” kendimize dair bir özeleştirinin itirafıdır aslında.
Tek kutuplu kalmış dünyada, muzaffer liberal kapitalizm kendi içinde günün sonunda erişeceği bir hümanizma taşısa da geçiş dönemi çok hoyrat yaşanıyor.
Tıpkı Marx’ın şablonu gibi başlangıçta yeni üretim ilişkileri oluşuyor, süreç ona uygun üst yapısını gecikmeli (ahlak-hukuk) biçimliyor.
Bugünün dünyası, bilgi toplumunun tetiklediği teknolojiyle sermayenin buluşturulması ve bu yolla yığın üretim-yığın tüketim esasına dayanıyor.
Dolaşan sermaye, ulus devletlerin sınırlarını yapay addediyor, kendi güvenliğini temin edecek zeminlerin oluşturulmasını talep ediyor. Evrensel demokrasi ve hukukun üstünlüğü öykülerinin bir saklı gerçeği de budur aslında.
Henüz müthiş bir iştahla yaşanan bu yeni üretim ilişkisi kendisine gereken üst yapıyı oluşturamıyor, hukuk ve vicdan topallayarak  sırasını bekliyor.
Hoyratlıktandan da kastımız işte tam budur.
Bu yeni dünya düzeni maalesef ülkemizi de etkilemiştir. Yeni kuşaklar için idealleri uğruna ölenler, zor anlaşılanlardır. Sahici, samimi, anonim duygular giderek bir hayale dönüşüyor, ‘Deniz’lerin suretinde yılda bir kez de olsa, biz eski tüfeklerin vicdanlarına sesleniyor hatta tekmeliyor, irkiltiyor, mahcup ediyor.

Yazarın Tüm Yazıları