Paylaş
Oysa gerçekler her zaman anlatıldığı gibi olmazlar.
Bazen yakın tarih özellikle karartılır.
Sebebi “milliyetçi kaygılardır” mesela...
Ancak, gün gelir, bilimsel bir şüphecilik “aslında doğrusu neydi”nin peşine düşer.
İzmir yangınından söz ediyoruz.
Hayır, yangını kimin çıkardığı değil aradığımız...
O konuda araştırmacıların ideolojik bir şerbetle yazdıkları zaten hepimizi ikna etti(!)
Bu defa soru şu?
Yangın 1922’de oldu bitti.
Peki, o taş binaların hepsi mi tamamen yok olmuştu?
Mesela, şehrin katedrali konumundaki Aya Fotini’den hiç mi eser kalmamıştı?
Eğer öyleyse, Atatürk (1888) ve Namık Kemal (1853) liseleri ya da St Policarp (1821), Felemenk (1831) kiliseleri yangının orta yerinden bugünlere nasıl intikal etti?
Anlaşılan, yangın sonrasında bile “tercihler” etkili olmuştur ki, Aya Yanni Kilisesi böyledir ve neticede 400 dönüm dümdüz edilerek, üstünde bitkiler, ağaçlar yeşertilmiştir.
Bir karış altı hala simsiyah kül kalıntısı olan Kültürpark’ımızdan söz ediyoruz.
100. yıla gelirken acıları hatırlatan, sembolik bir “dostluk anıtının” acaba zamanı gelmiş midir?
Felemenk Kilisesi
1922 İzmir yangınından bu yana mimari kimliğini koruyabilen nadir yapı budur. Çocuk Hastanesi’nin karşısında. SGK Dispanseri’nin yanında bulunan küçük sevimli bir kilise olarak kentteki az sayıda Ortodoks’un dini vecibelerini bugün de yerine getirdiği bir yerdir.
Aya Yorgi
Bu kilisenin çan kulesinin kapısı günümüze sağlam ulaştı. Şehrin ikinci büyük Rum Kilisesi idi. Agora ören yerinin tam karşısında kapı görülebilir.
Aya Fotini Kilisesi Çan Kulesi
İlk önce Rum Ortodoks Metropolitan kilisesiydi. Hem İzmir halkı hem de Yunanlılar, yani Müslümanlar ve Ortodokslar için oldukça önemliydi. Kentin en uzun yapısı olan bu kule 1793 yılında yapılmıştır. 33 metreydi uzunluğu. Bu Hz. İsa’nın öldüğü yaşa vurgu yapılmak istenmiş. Bu kilise İzmir ve çevresinin Yunanistan’a bağlanmasını isteyenlerin merkezi olmuştu 1914’te. İşgalcileri kutsayan Metropolit Hristotomos 11 Eylül 1922’de linç edilmeden önce burada yaşıyordu. 14 Eylül’de bina yandı, ama kule 1923-24’te yıkıldı yok edildi.
1918 İzmir
Bu fotoğrafta yangından önceki İzmir’i doğru şekilde anlayabiliriz. Şimdi yemyeşil Kültürpark’ın bulunduğu alan o zaman İzmir’in belli başlı mahalleri şöyleydi:
* FASULA MEYDANI: Şimdiki Lozan Meydanı’ndan Kordon’a uzanan Vasıf Çınar Bulvarı’yla aşağı yukarı aynı hat üzerinde, yangından önce yine bir sokak vardı. Adı Galazzio Sokağı idi. Yeni yapılan Ticaret Odası’nın yerinde Sporting Club, İzmir Palas Oteli’nin bulunduğu parselde ise Cafe de Paris vardı. Galazzio Sokağı, ikisinin arasından (tıpkı Vasıf Çınar Bulvarı gibi) başlıyor ve uzanıyordu. Bu sokağın ileri kesiminde, aşağı yukarı Olgunlaşma Enstitüsü’nün bulunduğu alanda ise Fasula Meydanı vardı. Renkli ve hareketli esnafıyla Yunan İzmir’in en önemli meydanı olan bu alanda çoğunlukla arabacılar bekleşirdi
* AYA KATERİNA MAHALLESİ: Fasula Meydanı’nın ileri kesiminde, Kültürpark’ın 26 Ağustos kapısı ile Namık Kemal Lisesi çevresinde bulunan mahalle, orta halli Rumların ikamet ettiği Aya Katerina Mahallesi’ydi.
* ŞİNADİKA MAHALLESİ: Namık Kemal’den devamla Atatürk Spor Salonu, o dönem İngiliz Hastanesi olan şimdiki Turizm Lisesi ve Meles’in kuzeyinde kalan Kahramanlar bölgesi, Şinadika Mahallesi olarak bilinirdi.
* AYA DEMETRİOS, AYA NİKOLA VE ÇİKUDYA: Bu üç küçük mahalle, şimdiki Kültürpark’ın Basmane kesiminde yer alıyordu. Yangından kurtulabilen, ancak sonrasında yıkılan Evangelistria Kilisesi de bu bölgedeydi. Günümüz Girit’inin en değerli içkisi olan Çikudya burada icat edilmişti.
(Fotoğraflar ve bilgiler Nedim Atilla arşivinden alınmıştır.)
Paylaş