Paylaş
Özetle siyaset hata ve leke kaldırmayan, iktidara ulaşmak ve orada kalabilmek için çoklu dengeleri maharetle oluşturmayı icap ettiren çok özel bir meslektir.
Hal böyle olunca standart bir siyaset yönteminden söz edilemez.
Hele hayat, ilave gelen her veriyle doğru bildiğimizi sürekli yeniden tanımlıyorsa, siyasette de eskiyen ve yanlışlanan anlayışlarda ısrarcı olamazsınız.
Siyaset bazen duygulara hitap etmektir. Kimi zaman katı bir gerçeklilik vazgeçilmez tutumunuz olur.
Doğasında çeşitlilik ve yaratıcılık olması çoğu zaman, “Dün dündür, bugün bugündür” vecizesini (!) haklı kılar.
Siyaset iktidar için yapılır. İktidarın cazibesi bütçenin patronajına sahip olmaktır.
Devleti yönetmek emsalsiz bir muktedirliktir. Hiçbir beşer bu hazzı kolayından reddetmez.
Türkiye’de siyaset, bu kadim coğrafyada insanın düşmanına bir tavsiye etmekten imtina edeceği bir zorluk içerir.
Bazıları siyaseti satranca benzetir. Uzun soluklu siyaset için bu doğru bir benzetmedir.
İstediğiniz kadar kıvrak ve esnek olun, şayet tutumlarınızın bir ana omurgası yoksa itibarınızı yönetemezsiniz.
Ana omurgadan kasıt eskimiş ilkelere sıkı sıkıya sarılmak değildir.
Zamana mukavemet etmenin yolu, zamanın ruhuna uygun değişim önerilerini oluşturmaktır. Doğru olan tek ilke budur.
Değişim ve gelişme açık olmak, ötesinde önceden sezebilmek, yorumlayabilmek ve içselleştirebilmek bu mesleğin vazgeçilmez ön koşuludur.
Pek tabii, niyetin halis olması ve samimiyetin kitlelere geçiyor olması gerekir.
Bu dediklerimizin ışığında CHP’nin “yemin krizi” diye adlandırılan sürecini değerlendirdiğimizde bariz sıkıntılar gözlenmektedir.
* Kritik bir konuda koyduğunuz tavrın sonuçlarının nelere gidebileceğini iyi değerlendirmeniz gerekirdi.
* Önem verdiğiniz tutumunuzun ikna eden, aklı başa getiren, saygı uyandıran, nazara alınan, davet eden nitelikte olması icap ederdi.
* Eylem ve söylemlerin partiyi kilitleyen, inisiyatifi rakibe teslim eden, çözümü insafa terk eden türden olmaması uygun olurdu.
* Demokrasi ideallerinin Ergenekon sanıkları üzerinden inşa edilmesinin asgari mantık zemininde bile izahında güçlük yaşanacağı öngörülmeliydi.
* Bırakın militer anlayışların uzağında olmayan insanların özgürlüklerinin evrensel demokrasi söylemleri ile savunulmasını, milletvekili yapılmaları bile acaba yeterince tartışılmış mıydı?
Galiba evrensel demokrasi iddiasıyla siyaset yapmanın ön koşulu halk nezdinde yalın, açık, anlaşılır ve tutarlı olmaktan geçiyor.
Ülkenin devasa sorunları çözüm beklerken, gündemin bu yapay meseleyle uzun zaman işgal edilmesi gülümseten bir acemilik örneği olmuştur.
Bize göre CHP’nin yeni soluğu olarak desteklediğimiz Kemal Kılıçdaroğlu bu eylemde sınıfta kalmıştır. Umarız hayal kırıklıklarını tekrarlamaz.
Paylaş