Paylaş
Mekanın önünde her daim bir midyeci dururdu.
Sonraları çarşının sağındaki sokaklarda ilk gençlik yıllarımızın meyhanelerini hatırlıyorum.
Bakınız, meyhane bizim hep gördüğümüz içkili restoranlardan çok daha farklı bir şeydir.
Bu yerlere tadını veren en önemli faktör işletmecilik anlayışıdır. Her meyhane sahibi, meyhane işletmeciliğinin genel ritüellerine sadık kalarak kendini özgü bir şov dünyası oluşturur mekanında.
Sınıf ve kariyer farklarının bilerek terk edildiği bu dünya, meyhanecinin keyif odaklı mütehakkim tavrıyla özel bir büyü oluşturur.
Bir hafifleme ve azalma mekanı olan bu ortamlar futbolun ve hafif muhabbetlerin taşıyıcı kolonluğunda, ülkenin mutlaka kurtarılması ihmal edilmeden, müdavimlerine keyif ve mutluluk sunar.
Meyhane, Ege’de bir Rum kültürüdür.
Büyük sermayelerin gerekmediği, ailenin mutfakta destek olduğu, günlük mezelerin küçük tabaklarda servis edildiği, illaki favayı, zeytinyağlı iri fasulyeyi, müthiş cacığı, Arnavut ciğerini, otları... Azar azar taam ettiğiniz, patlıcan-biber kızartmasının taze domatesle soslandığında neden bu lezzeti evde yakalayamadığınıza akıl sır erdiremediğiniz yerlerdir meyhanelerimiz.
İzmir, özellikle 70’li yıllardan sonra çok hızlı bir dönüşümden geçti. Nüfus, göçlerin de etkisiyle çok arttı. Sarsılmaz diye varsaydığımız kıyı kültürü çok yalpaladı. Kolayından çok şeyi feda ettik, tahrip ettik, vazgeçtik ve tüm bunları önemsemedik.
Şimdilerde toplum tekrar, yeni yeni kendine gelmeye başlıyor.
Hepimizin içinde unuttuklarımıza dair hasretler tohumlanıyor.
Meyhane sadece bunlardan biri. Tıpkı fayton gibi, taş evler gibi, temiz körfez gibi, şampiyon KSK, Göztepe gibi...
Mesele sadece geçmişe özlem değil. Yorulan ve anlam sorgusunu kurcalamayan zihinlerimizin tekrar kökleri ile buluşması ve bu yolla özgüvenine, moraline kavuşma isteğidir bu.
Bana bu yazıyı tahrik eden sebep, ‘Et Profesörü’ namıyla maruf, birinci sanayinin efsanevi esnafı Asil ve oğlunun Bornova Forum girişinde meyhaneciliğe başlamasıdır.
Perşembe günü mekanın açılışında “Sayın Profesör” akademik dünyaya bir çağrı yapıyordu:
“Tüm değerli meslektaşlarım bilsinler ki, sadece onlar için ekstradan yüzde 10 indirim vardır, bu dayanışma boynumun borcudur.”
Paylaş