Paylaş
“Birlikte Güzel” sloganıyla 7-9 Eylül tarihlerinde Balat Atatürk Ormanı’nda gerçekleşen festival, üçüncü yılında Şebnem Ferah’tan Mor ve Ötesi’ne, Selda Bağcan’dan Ceylan Ertem’e, Kadebostany’den Intergalactic Lovers’a birçok ismi sahnesinde ağırladı.
Burası bildiğiniz kısım.
Geçtiğimiz hafta sonu boyunca oradaydım. 3 gün boyunca 50 binden fazla müziksever hem kamplı hem de tek gün girişli ağırlandı. Beni bu cümlelerin hiçbiri yaşanan medeniyet kadar etkilemedi.
Her konser bitiminde kümeler halinde bir diğer sahneye geçiliyor, usturubunca eğleniliyor, kimse kimseyi rahatsız etmeden müziğin keyfini çıkarıyor. Orman içinde muazzam bir festival.
Yemek stantarından festival stantlarına her şey muntazam. Gruplar zamanında çıkıyor, ses kalburüstü. Sahneler herkesin görebileceği şekilde tasarlanmış.
Daha önce kızıyordum her telden müzik var diye, bu kez lafımı da yuttum.
Çünkü farklı türlerden müziği aynı organizasyonda dinlemenin keyfi de bir başkaymış.
Hepsi hepsi 10’u yabancı toplam 29 isim yer almasına ve sadece iki sahne olmasına rağmen, son derece keyifli bir festival deneyimi yaşatıp beni eve yolladılar resmen.
Şebnem Ferah, Evgeny Grinko, Ceylan Ertem, Kadebostany, Mor ve Ötesi, Selda Bağcan, Büyük Ev Ablukada ve Metronomy için söyleyebilecek bir şeyim yok.
Zaten iyiler, yine iyiydiler. Esas merakımı yeni isimler cezbetti. Onlardan da kısaca bahsetmezsem ayıp olur.
Sedef Sebüktekin’in sesine bayılıyorum. İtirazı olan varsa buyursun.
Korhan Futacı için fazla söze gerek yok. Yetenek akıyor.
Palmiyeler tam bir festival grubu, her festivalde kesinlikle yer almalılar.
Adamlar 16.15’te çıkmalarına rağmen bir headliner gibi alanı doldurdu. Bu da başarılarının en büyük kanıtı. Melek Mosso’yu daha az cover’la görmek isterim.
Ne güzel sesi var, kendi şarkılarını daha çok duysak hoş olmaz mı?
Manuş Baba, pop müziğe de bir alternatif olduğunu bu festivalde bir kez daha kanıtladı.
Ezhel, şüphesiz yılın çıkış yapan en büyük ismi. Binlerce kişiye ezbere rap söyletmek muazzam bir güzellik olsa gerek. Konserinden sonra halim kalmadı desem yeridir.
Can Ozan, ne güzel çalıyor, yani koruma ve yaşatma derneği kurmak isterim kendisine.
Findlay, sevimli bir grup çıktı. Yalnız bırakmayın onları, birkaç aya İstanbul’a da gelirler.
Nova Norda, yeni ama güçlü bir isim. Hiç zorlanmadan şarkı söyleyebilmesine hayran kaldım. Şarkıları şimdiden ezberlenmiş. Tatlı bir enerjisi var, eminim siz de görmek istersiniz.
Sattas sahnesi her zamanki gibi eğlenceliydi özellikle kendilerinden sonra çıkmaya hazırlanan grup Max the Sax sahnede onlara eşlik edince tadına doyulmaz bir müzik çıktı ortaya.
Dolu Kadehi Ters Tut, kimilerine parodi şarkılar yazıyor gibi görünebilir ama sahneye çok yakışıyorlar. Ba-yı-lı-yo-rum!
Yüzyüzeyken Konuşuruz konusuna gelmek dahi istemiyorum. Tam konsere ısınıyor gibi olup tekrar kopuyor, dağılıyorlar. Evet, doğru kelime bu; “dağınıklar”.
Vega’ya gelirsek, bir süredir solist Deniz Özbey’in şarkı sözlerini unuttuğunu konuşuyorduk. Bu kez enerjisini toplayarak gelmişti festivale. Çok güzeldi konser. Elektronik müzik yapmak istediği ve yeni şarkılar yaratmadığı gerekçesiyle Tuğrul Akyüz’ü şikayet etti. Çok samimiydi.
Uzun lafın kısası ben bu festivali, 2000’lerin başındaki enerjiyi gördüğüm için çok sevdim. Bursa iki adım yer, büyük masraflara da gerek yok. Gelecek yıl bilet çıkar çıkmaz alın. Pişman olmazsınız.
İstanbul’un iki yakası müzikle birleşiyor
Türkiye’deki müzik üretiminin çeşitliliği ve başarısına bayılıyorum.
Arada çöp işler olsa da genelde gayet iyi şarkılar yayınlanıyor.
Tam da bu nedenle Türkiye’den yeni sesleri dinleyiciyle buluşturmayı amaçlayan müzik oluşumu Audioban’ın heyecanını paylaşmak istiyorum.
Bu ay içinde İstanbul’un iki yakasında, toplam 11 mekanda 20 ayrı sanatçıyı konuk edecek olan organizasyonda, cuma itibarıyla birçok etkinlik ücretsiz, bazılarının ise 20 TL gibi cüzi bir ücreti var. Bu da İstanbul’da neler olup bittiğini anlamanız için iyi düşünülmüş bir meblağ.
Etkinliği sosyal medya hesaplarından takip edebilir ve müzikal açıdan yeni bir görüş kazanabilirsiniz.
Evrenden evrene seyahat
Bir haftadır aralıksız Gözyaşı Çetesi dinledikten sonra sizlerleyim.
“Garip Davam”dan sonra daha da elektronik bir beden bulan Gözyaşı Çetesi, ayağını toprağa basarak yazdığı yeni şarkılarını nihayet yayınladı.
6 şarkılık albümün tadı damağınızda kalıyor. Dinlerken duygusallaşıyorsunuz. Evrenden evrene geçiyorsunuz. Her bir parçayı ayrı sevdim.
Listelerinize acilen almalısınız.
Daha fazlası şart
Tuğrul Gültepe’nin solo projesi “Sordino”nun yeni şarkısı “Mr. Mantra” yayınlandı. “Routin” adını verdiği 4 şarkılık ep’sinin ardından yayınlanan ve Özgür Yılmaz’ın da gitarıyla eşlik ettiği “Mr. Mantra”da mistik bir elektronik müzik yolcuğu var. Şarkıyı tekrar tekrar dinlerken tek parçadan fazlasını duymak istiyorsunuz. Muazzam bir albüm öncüsü şarkı.
Radar
“Ufak Tefek Cinayetler”den tanıdığımız Hayal Köseoğlu ikinci single’ı ile bu hafta radarıma takılan isim oldu.
“Yalan Dolan”ın ardından “Bahar Melankolisi” adlı ikinci şarkısını yayınlayan Köseoğlu, sözünü-müziğini kendi yapan isimlerden. Bu anlamda da benim için çok kıymetli. Yeni çalışmalarını ve alacağı yolu merakla bekliyorum.
Ne dinlerim?
◊ Nova Norda - Varım
◊ Sordino - Mr. Mantra
◊ OmA - Bugün de Gelemezsen
◊ Gözyaşı Çetesi - Bir
◊ Hayal Köseoğlu - Bahar Melankolisi
Paylaş