Paylaş
Genç şarkıcılar, günümüz müzik endüstrisinde kendilerine sağlam bir yer edinmek için büyük bir mücadele veriyor. Ancak, bu yolculuk sadece başarı ve ünle dolu değil, aynı zamanda kişisel ve sanatsal gelişim açısından da zorlayıcı. Deniz Tekin’in müziği bıraktığını açıkladığı sosyal medyasındaki duyuru, aslında genç müzisyenlere yönelik birçok önemli mesaj içeriyordu.
Sanatçı, içinde ne fırtınalar koparsa kopsun ticari başarı beklentisi ve popülerlik arayışıyla bunalıyor. Müziğinin yanında hızlı üretim yapması, sahne performansı, sosyal medyada aktif olması, tüm bunların yanında da hayranlarıyla da ilişki kurması bekleniyor.
Bir de müzikten başka iş yapmamasını, bu işe odaklanmasını, hep göz önünde olmasını istiyoruz. Müzikal kimliklerini keşfetme peşindeyken biz onlara “Kendini böyle ifade etmelisin. Böyle sözler yazmalısın. Böyle şarkılar söylemelisin” diye akıl veriyoruz.
Buradaki “biz” sektörün her bir parçası.
Yapımcısı, müzisyeni, prodüktörü, organizatörü, menajeri, basın danışmanı, hatta müzik yazarı... Bir de dinleyici yönü var.
Yüz yüze iletişime geçme imkânı olmasa da fikirlerini fütursuzca beyan eden negatif dinleyici de...
Sanatçı fikirlerini beyan ettiği için “Beyan etmeseydin iyiydi” diyen takipçi de...
Sanatı ticarileştiren ve beklentileri olan bizleriz. Bilet satmak, yazmak, etkileşim almak, görünürlük kazanmak için.
Sanat, sanatçıların gözünde bir meta, ticaret ise hiç değil.
Kendi sözünü yazan, bestesini yapan, prodüksiyonunda kiminle çalışacağını zaman içinde kazandığı deneyimle seçen, klibini çekmek için para biriktiren, fotoğraflarını çektirmek için arkadaşlarına dil döken müzisyenler bu süreçten artık çok yıpranıyor.
Bir de tabii orta ölçekli bir sanatçıysanız geçim derdinizin son bulması ve diğer işlerinize fon yaratabilmek adına sürekli sahnede olmalısınız.
Çünkü yayınladığınız müziğin dinlenmesinden öyle ahım şahım paralar kazanılmıyor.
Rekabet ortamı da bu zorlayıcı sürecin tuzu biberi haline geliyor ki birçok alanda rekabeti yaratan da yine bizler oluyoruz.
İSTENİLEN MÜZİSYENLİĞİM DEĞİL
2023’ün sonunda son albümü “Yüzyıllardır Aynı Dert”i yayınlayan Deniz Tekin de paylaştığı yazıda profesyonel müziği bıraktığını şu sözlerle ifade ettiğinde belki de bu yüzleşmeyi yaşamamız gerektiğini düşündüm:
“Bir süredir önceden birkaç sefer ve daha sert olduğu gibi bir tükenme halindeyim, bu noktadan sonra kendimi zorlarsam konserlerde işlevsel kalamadığımı biliyorum. 16 yaşından 26 yaşına kadar sahnede müzik yapmak kapsamlı bir tecrübeydi. Çoğu yola göre stresli ama öğretici bir yoldu. Şimdi başka bir yol çizmek istiyorum. Artık ticari müzik yapmayacağım.
Belki kaydettiklerimi sizinle bir gün yine paylaşırım, ama hayatımı bundan kazanmayacağım.
Akışta olanı ticari bir metaya indirgemek, seri üretmek ve günümüz serbest piyasa koşullarındaki hızda işlemek benim yaptığım işlevle müzik yapan birisi için sürdürülebilir değil. Yoruluyorum...
Yakın zamanda kocaman bir albüm yaptık ve 9 senedir neredeyse aralıksız hem okudum hem çalıştım.
Şu anki tempoyu zihnen kaldırabilecek güçte değilim. Sahneye geri dönmeyi düşünmüyorum. Bugünkü koşullarda istenilen şey müzisyenliğim değil.”
Arka planda özel hayatında neler yaşanıyor, nasıl bir mental durum içerisinde, bunu bilemeyiz. Ancak tüm bu açıklamayı sanatçı ve sanatçının üretkenliği gözünden değerlendirdiğimizde “Bugünkü koşullarda istenilen şey müzisyenliğim değil” dediğinde de birçok resim beliriyor gözümde.
Ve hiçbiri ne onun tükendiğini hissetmesine, ne müziğini bizden esirgemesine değmiyor.
Bilemiyorum belki de artık açık açık konuşmanın zamanı gelmiştir. Bu vedanın bize düşündürdüklerini şapkamızı önümüze koyup düşünmeye de...
Biz nerede yanlış yapıyoruz?
Biletler tükenmek üzere
Son zamanlarda Türkiye’de müzikseverler arasında büyük bir hayran kitlesi kazanan dünyaca ünlü piyanist Evgeny Grinko bu kez Zorlu PSM sahnesinde olacak. Jay Jay Johanson’a konser sayısıyla kafa tutmaya hazırlanan Grinko, 9 Mart’ta sahnede ve yine biletleri tükenmek üzere. Gidenler övmelere doyamıyor, gitmeyen bin pişman... Umarım bu kez yakalayacağım.
Dinleyici mutlu
Madrigal, “Sen ya da Hiç” adını taşıyan yeni single’ını geçen hafta yayınladı. Şarkı, bu yıl yayınlanacak albümün ikinci teklisi olarak grubun değişen ve gelişen müzikal yolculuğunu da simgeliyor. Sözleri solist Anıl Erdem Cevizci imzalı olan şarkının bestesi ise gruba ait. Klasik Madrigal tarzını devam ettiren şarkı, hayranlarını ziyadesiyle mutlu etti bile.
Sevgililere özel EP
Seksendört, merakla beklenen EP’si “Bir Aşk”ı 14 Şubat Sevgililer Günü’nde yayınladı. EP, “Bir Aşk” adlı çıkış şarkısıyla birlikte “Mutfak” ve geçtiğimiz yıl yayınlanan “Yara” ile toplam üç eeserden oluşuyor. Arif Erdem’in gruba dönüşüyle yeniden orijinal kadrosuna kavuşan Seksendört’ün “Bir Aşk”ında yine pop rock türünde grubun tadını taşıyan şarkılar dinleyiciyle buluşuyor. Aşırı dinlendirici ve sözlerinin aksine umut dolu buldum EP’yi. “Mutfak” ise favorim oldu.
Arşivden taze çıktı
Selami Şahin, Ahmet Selçuk İlkan ve Onno Tunç’un 1982 yılında bir araya gelerek Eurovision için hazırladığı “Bu Şehirde” tam 42 sene sonra ortaya çıktı. Sevgililer Günü’nde yayınlanan bu çok özel şarkı, “Türk hafif müziğini özlemişiz” dedirtti bir anlığına.
Akılda kalıyor
Çağrı Kaymak uzun bir aradan sonra “Geri Dönemem” ile dikkat çekiyor. Söz ve bestesinde Çağrı Kaymak ve Hiko imzası bulunan şarkının enteresan bir albenisi var. Bu pop şarkısındaki vokal dile de dolanıyor. “Beni deniyo gibi geliyooo” diye dolaşmamın da nedeni ondan.
Queen B iş başında
Geçtiğimiz pazartesi sabahı herkes Superbowl’daki Usher performansını konuştu. Biz ise Beyoncé ile uyandık. Beyoncé, fırsattan istifade “Texas Hold ‘Em” ve “16 Carriage”ı yayınladı. Hafiten country türüne dönen Beyoncé, 1 buçuk sene önce 3 bölümlük müzikal bir proje olarak ifade ettiği “Renaissance” albümünü takip ederen ismini henüz paylaşmadığı yeni albümü “Act II”yi duyurdu. Beyoncé’nin yeni albümü 29 Mart’ta sevenleriyle buluşacak. Geliyor gelmekte olan...
Ne dinledim
∆ Ayberk Serin- “Dolunay”
∆ Rafat Hasanlı- “Yine De Unut”
∆ Alifiru- “Cam Güzeli”
∆ Berkay Altunyay- “Sana Söz”
∆ Merve Çalkan- “Yanılır”
Paylaş