Konserine geç çıktığı için Madonna’nın hakkında dava açılmışken, Tan Taşçı’nın isyanı ile bu krizi tekrar mercek altına almak şart oldu.
Önce global örnek üzerinden ilerleyelim.
Madonna geçtiğimiz günlerde turnesi kapsamında Washington’da sahneye iki saat geç çıktı.
Daha önce de aynı nedenle mahkemelik olan Madonna konserine bilet alan üç kişi tarafından saygısızlıkla suçlandı ve hakkında dava açıldı.
Dinleyicilerin avukatları, “Tüketicileri sıcak, rahatsız edici bir arenada performansı için saatlerce beklemeye zorlamak, Madonna’nın kibirli ve hayranlarına karşı tamamen saygısız olduğunun bir göstergesidir” dedi. Bu olayın yankıları bitmemişken, mayıs sonunda Bursa sahnesinde olan Tan Taşçı’ya gelen iki yorumun ardından X karıştı.
30 dakika sahneye geç çıkan Taşçı, eleştirilere şöyle yanıt verdi:
“Yaklaşık 5 sezondur aynı turları yapıyoruz ve yıllardır bilet üzerinde kapı açılış 21.00 yazıyor. 5000-6000 insanın oturması yerleşmesi beklenirken 21.30’u buluyor bazen geçiyor bile. Olay şu ki herkes yerini almış olursa o an çıkma saatidir.”
“Mahşer”, “Taş”, “Lafügüzah”, “Büyük İnsan”, “Aşk Lazım”, “Biraz Ayrılık”, “Herkes Yolunda”, “Bal”, “Aşk” ve “Çatı Katı” gibi hit parçasıyla tanınan Gökhan Türkmen, ‘Kontekst 360’ adlı sahne düzeniyle geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği konsepti yineledi. Konserin hazırlık süreci tam 4 ay sürdü. Biletleri tükenen bu görkemli etkinlik, Gökhan Özfırıncı’nın yönetmenliğinde 14 kamera ile kaydedildi. Konserin her anı, sahnenin üstünde yer alan LED ekranlara yansıtılarak izleyicilere aktarıldı. Görsel ve işitsel anlamda tam bir ziyafet sunan Türkmen ve GT Band, sergiledikleri performansla, beğeni topladı desem az kalır.
Bu tür konserler, sadece müzik dinlemekle kalmayıp aynı zamanda şov izlemek isteyenler için biçilmiş kaftan. Türkmen’in sahnedeki enerjisi ve profesyonelliği, bu deneyimi daha da unutulmaz kıldı. Müzikseverlerin uzun süre akıllarından çıkmayacak bir akşam yaşatan Gökhan Türkmen, Türk pop müziğine olan katkısını ve sahne hakimiyetini bir kez daha kanıtladı.
Gökhan Türkmen’in sahne şovlarına dair beklentiler her zaman yüksek olmuştur. Fakat ‘Kontekst 360’ ile bu beklentiler bir kez daha aşıldı.
Türkmen’in yaratıcılığı ve sahneye getirdiği yenilikler, onu sadece bir müzisyen değil, aynı zamanda bir sahne sanatçısı olarak da ön plana çıkarıyor. Müzikseverler böyle benzersiz performanslarla buluştukça, Türkmen’in sadece adını değil performanslarının da namını daha çok duyacağız gibi...
Her dakikası dolu dolu geçen bu eşsiz konseri kaçıranlar için belki de en iyi tavsiye, bir sonraki Gökhan Türkmen konseri için şimdiden hazırlıklara başlamak olacak. Çünkü bu deneyim, her müzikseverin en az bir kez yaşaması gereken bir şölen.
Dikkat çekenler
◊ Hayko Cepkin, stadyum konseri ile zirveye çıkan isimdi. Yaklaşık 40 bin kişiyi Beşiktaş Stadyumu’nda ağırlayan Cepkin sahne şovları ve yorumuyla “Bakın konser böyle yapılır” dedirtti. Bizzat olmadığım konserin videolarına o derece hakimim ki ben de bu yorumun altına imzamı atarım.
Bu yazının ilhamı Music Business Worldwide (MBW) ile yaptığı röportajda ABD’li menajer Michele Harrison’ın bir sözüne dayanıyor. “Gatekeeper” diye tabir edilen, sanatçı ile şarkının başarısını belirleyen kişiler ve kurumlar devri kapanıyor.
Harrison, “Dijital müzik dinleme platformları bu düzeni değiştirdi. İnsanlar sevdikleri şarkıları bulacakları bir döneme girdi. Büyük bir sanatçı bile olsanız bir şarkınızın başarılı olmasını algoritmaların sağlaması çok zor. Gerçekten hayranların o şarkıyı sevmesine bağlı başarı” diyerek bu dönüşümü net bir şekilde özetledi.
Zamanda geriye dönelim...
Müzik endüstrisi, belirli kişilerin ve kurumların kontrolünde olan kapalı bir kutu gibiydi. Bir sanatçının keşfedilmesi, tanınması ve başarılı olması için doğru kişilerle bağlantı kurması gerekiyordu.
Radyo DJ’leri, plak şirketleri, prodüktörler ve müzik eleştirmenleri gibi birçok “gatekeeper”, sanatçının kariyerini şekillendiriyordu. Ancak bugün, bu güç dengesi büyük ölçüde değişti. Dijital müzik dinleme hizmetlerinin yükselişi, müziği demokratikleştirdi. Spotify, Apple Music, YouTube Music gibi platformlar sayesinde, müzikseverler artık istedikleri her an, her yerde sevdikleri müziğe ulaşabiliyorlar. Bu da müzik keşfinin ve tüketiminin tamamen bireysel tercihlere dayandığı bir dönemi başlattı. Artık bir şarkının başarılı olup olmayacağı, belirli kişiler tarafından değil, milyonlarca dinleyicinin beğenisine bağlı.
Bu yeni düzen, aynı zamanda büyük fırsatlar da sunuyor. Yetenekli ancak henüz keşfedilmemiş sanatçılar, dijital müzik dinleme platformları sayesinde geniş kitlelere ulaşma şansını yakalıyor.
Sosyal medyanın ve dijital pazarlamanın gücüyle, sanatçılar kendi hayran kitlesini oluşturabiliyor ve bağımsız olarak kariyerlerini sürdürebiliyorlar.
Bu durum, müziğin evrenselliğini ve erişilebilirliğini artırıyor. Ancak bu değişim, müzik endüstrisi için bazı zorlukları da beraberinde getiriyor.
Gazapizm, yeni albümü “Dönmek İçin Eve”de kişisel bir hikâyeyi evinin etrafına örüyor.
Ünlü rap’çi arayışlarla çıktığı yolun sonunda evine varmak istiyor.
Albümde bir hikaye anlatıcısı olarak onu görüyoruz. Gazapizm, kendi hikayesini, iç hesaplaşmalarını, umutlarını 12 şarkıya yüklüyor. Albümde Okan Çam, Berkin Laleli, Ateş Berker Öngören gibi isimler sanatçıya eşlik ediyor.
Senfonik konserlerin kendisini müzikal olarak fazlasıyla beslediğini düşündüğüm Gazapizm’e, cümbüş, pizzicato çello ve curada Ateş Berker Öngören, fagotta Sertaç Çevikkol, kanunda Asineth Fotini Kokkala, perdesiz bas gitarda Erdal Eriş ve saksafonda Korhan Futacı eşlik ediyor.
Gazapizm yeni albümünü, “Bugüne kadar başkalarıyla yeteri kadar yüzleştim. Üretimlerimde herkes kendisinden bir şeyler bulabilir. Bu da beni kendime dönmeye teşvik etti. Devamı ise çok daha kişisel bir yolculuk hali olan bu albümü getirdi. Ev benim için ne demek hâlâ bilmiyorum. Bu albümde de aslında onu arıyorum. Her insanın istediği güvende hissetme halidir. Rahatça uyuyabildiğim yer belki evdir... En nihayetinde annemin evine varıyorum ama oradan çıkıldığında nereye gidilir işte onu ben de bu albümle keşfediyorum” sözleriyle anlattı.
“Benden Şarkın Var” şarkısı tüm albümün hissettirdiği duyguların özetini sunuyor gibi... 36 dakikalık bu albümün bir de filmi var. Görselle sesi bir araya getirdiğinizde albüm başka bir mana kazanıyor. “Süzülerek”, “Hadi Len”, “Seni Özledim” gibi şarkıları bana en çok hitap edenler ama en çok bağ kurulan şarkı “Bir Anne Sohbeti”.
İçinde daha büyük anlam bulanlar sıkı sıkıya şarkıya sarılmış.
Live Nation’ın CEO’su Michael Rapino, yatırımcılarına açıklama yaparken biz de nasibimizi aldık. Rapino “Hayranların talepleri küresel çapta her zamankinden daha güçlü. Artık daha fazla sanatçı yollarda ve sanatçılarla hayranları bir araya getiren mekanların sayısı artıyor” dedi ve canlı müzik alanındaki istatiksel rakamları aktardı. Rakamlara bakıldığında konserler yüzde 26, sponsorluk ve reklam ise yüzde 24 oranında artmış durumda. Bu da gösteriyor ki pandemi sonrasındaki kültür sanat açlığı doyurulmaya çalışılıyor, buradaki ışığı gören sponsorlar da elini taşın altına koyuyor.
Öyle ki verilere göre Live Nation’ın ilk çeyrekteki konserlerine seyirci katılımı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 21 artarak 23 milyona ulaşmış. Benzer bir rapor yaz aylarında Türkiye’den de gelirse şaşırmayın. Zira birbiri ardına açıklanan konserlerin sayısı artıyor, seyirci bilet alarak alanlara, sahnelere koşuyor. Bu da ilerleyen dönem için fazlasıyla umut veriyor.
Dikkat çekenler
◊ Nilipek, dört yıl aradan sonra 4. albümü “Uydurduğumuz Oyunlarla” ile geri döndü. Albüm söz ve müziği Nilipek’e ait 11 şarkıdan oluşuyor. Yapımcılığını Nilipek’in Taner Yücel ve Berkay Küçükbaşlar ile üstlendiği albümde ise yok yok. Altuğ Öncü, Burhan Hasdemir, Gökçe Gürçay, Ercan Bektaş Ülger gibi isimlerin de konuk olduğu albümde, Kamil Hajiyev vokallerde, Sahand Lesani gitarlarda, Oğuzcan Bilgin de üflemelilerde yer alıyor. Albümde sanatçının No Land düeti “Baykuş”, “Menekşe” ve “Yalan Söyledik” şarkıları parıldıyor.
◊ Allame, uzun zaman önce başladığı serisini tam 30 şarkıdan oluşan “Ölüm” albümüyle tamamladı. Albümde feat’ler de dikkat çekiyor. Allame’ye “Galaktik” şarkısında Joker, “Topla” ve “Karam” eserlerinde Cem Aydoğdu, “Zombie Land” şarkısında Şehinşah, “Simurg”da Vesca, “Dilemma” şarkısında Asil Slang, “Gece 4”te Harim, “Metropolis”te Türker, “Neden” şarkısında Eypio, “Şehrin Işıkları”nda Ozbi, “Girdap”ta Defkhan eşlik ediyor. Ölüm temasının 30 şarkıya yayıldığı bu albüm, Allame çalışmaları arasında dikkat çeken bir yerde duruyor.
◊ Ceren Gündoğdu, 2. stüdyo albümünden “Bi’ Daha Da Sevmicem”i yayınladı. Buram buram 90’lar kokan şarkının prodüksiyonu ise Polen imzalı.
◊ Şallıel ailesinin bir diğer müzisyen üyesi Batu Şallıel, yeni EP’sinin ilk şarkısı “Sinejan”ı yayınladı. Yapımcılığını Kenan Doğulu’nun üstlendiği, piyanoda Jef Giansily, kontrbasta Ozan Musluoğlu ve davulda Ferit Odman’ın yer aldığı şarkı caz hasreti çekenlerin yüreğine su serpecek.
◊
Sefo’nun 2018 yılında başlayan üretimleri tam tamına 6 yıl sonra bir albüm çıkarmasını sağladı. Hit’lerinin ardından popüler müzikte yerini sağlamlaştıran Sefo, “İmparator”, “Erken” ve “Kapalı Kapılar” isimli 3 eserin ardından 9 yeni toplam 12 şarkıyla “İmparator PT. 1”e imza attı. Bu bölümün en enteresan yanı ise hiç düet olmaması. Söz ve müziği kendisine ait olan “Samsun Freestyle”, “Sulu Sulu”, “Bebeğim Üzülme”, “Kendini Kurtar”, “Kilit”, “Kaçalım Burdan”, “Sevmek Nedir Bilmezdim”, “Sözünü Tutar”, “Yapamam Artık” ile 6 şarkının da olduğu albümün mix & mastering ve düzenlemeleri ise Aerro, Celil Yavuz, Furkan Kalakılıç, Divxrse (Yiğit Alp Fırat) ve Gkg Mastering imzası taşıyor.
Hali hazırda çok dinlenmiş üç single’ın yanı sıra albümün gizli hit’i “Yapamam Artık” ve “Kendini Kurtar” ise bulunmayı bekliyor. İkinci bölümde ise bizi nelerin beklediğini merak etmemek güç.
Zira bütün yaz bu albümü dinleyeceğiz gibi görünüyor.
DİKKAT ÇEKENLER
◊ Motive, geçtiğimiz hafta albümü “Taycan V1”i yayınladı. Daha önceki işleri gibi oldukça katmanlı bu rap albümüne erişimde geçtiğimiz günlerde kısa süreli de olsa sıkıntı yaşandı. Bunun nedeni ise yasadışı yayınlanan demolardan hak iddia eden fanlar. Neyse ki çabuk çözüldü ve 7 şarkılık bu albümle buluşabildik. “Shaw” ve “Neptün” albümün öne çıkanları olarak karşımızda.
◊ Simge Pınar, Esmeray’ın “Unutama Beni”sini yorumladı. Şarkı, Simge Pınar’ın sesinde ayrı bir değer kazanmış. Bize de “böyle cover parçalarla gelin” derim.
◊ Tuğkan, yeni şarkısı “Kuş Ölür”ü paylaştı. İranlı ünlü şair Füruğ Ferruhzad’ın “Kuş Ölür, Sen Uçuşu Hatırla” sözünden yola çıkarak yazdığı yeni parçasının müziğinde de kendi imzası var. Düzenlemesini Alper Gemici’nin üstlendiği şarkı, Tuğkan’ın slow eserlerinden oluşan kütüphanesine özenle eklenmiş.
Beşiktaş Tüpraş Stadyumu bu yaz birçok konsere ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Dimash Qudaibergen (24 Mayıs) ve Andrea Bocelli (8 Haziran) isimlerinin konserleri açıklandı, 26 Mayıs tarihi içinse Hayko Cepkin Stadium Show belli oldu.
31 Mayıs’ta Yalın, 2 Haziran’da Anadolu Ateşi, 9 Haziran’da Yıldız Tilbe ve 12 Haziran’da Ajda ve Arkadaşları konserleri de aynı mekanda yer alıyor olacak. İlginç kısmı birden fazla organizasyon firmasının bu seride projeleriyle yer alması.
Son olarak Yalın bir basın toplantısı düzenledi ve 20. yılını kutlayacağı geceyi anlattı. Yalın, “20 sene oldu ama ilk defa bir stadyum konseri yapacağız. Ben bunu delilik olarak görüyorum, bu iş ilk önüme geldiğinde ‘deli bunlar’ demiştim. Açılışta 10 bin bilet sattık birkaç saatte. Bu çok gurur verici, çok mutlu edici benim için. İyi satacağımızı bekliyordum ama 10 bin çok ciddi bir rakam. Şu an 20 bine gelmek üzere muhtemelen sold out olacak diye düşünüyorum. Ben kendi bilet rekorumu kıracağım” dedi. Beni de en çok bu açıklama etkiledi.
Stadyum konseri vermek günümüzde birçok sanatçının hayalidir şüphesiz. Kalibresi büyük şovlar, kariyerlerinde büyük bir adım olarak tarihe kazanırken aynı anda yaklaşık 40 bin kişiye konser verme olanağı hayal gibi.
Birkaç yıl “Stadyumda konser verebilecek kaç yerli sanatçı var acaba” sorularını sorarken geldiğimiz nokta sevindirici.
Nihayetinde stadyumlarca müziksever belki de bu yıl başka bir kültür sanat hareketinin yolunu açar, kim bilir.
DİKKAT ÇEKENLER
◊ Erkan Sönmez’in, tamamı kendi bestelerinden ve düzenlemelerinden oluşan ilk albümü ‘Habitat’ın ilk habercisi “Autumn Reverie at Capri” yayınlandı. Kendisinin 3 ay boyunca tek başına kaldığı bir dağ evinde yaşadığı deneyimlerin yansıması olarak ortaya çıkan parçalardan biri olan “Autumn Reverie at Capri”, keyifli bir caz parçası. İnsanın tekrar tekrar dinleyesi geliyor.
Festival hakkında çok yorum var ama Mahmut Orhan için ilk yorumu yapmadan geçmek istemem.
Lana Del Rey, Tyler the Creator, Doja Cat, Blur ve No Doubt gibi isimlerin yer aldığı festival hem bilet fiyatlarının yüksekliğinden, hem alandaki fiyat politikasının çıldırmış olduğundan, seyircilerin bağlantı kuramadığı konserlerden ve Grimes’ın DJ setindeki çığlıklarından ibaret gibi olsa da güzel şeyler de oldu.
Ocak ayında festivalde olacağı açıklanan Mahmut Orhan binlerce kişinin karşısında performans sergiledi. Dinleyenlerin dans ettiğini görmek bile büyük isimlerin karşı karşıya kaldığı durumu egale eden Orhan ile övünmek için yeterli.
Geçtiğimiz günlerde Ultra Records etiketiyle ilk albümü “Pangea”yı yayınlayan Orhan, zekice bir hamle yaparak orada belki onu ilk kez dinleyen binlerce kişiye adını internette arattıklarında dinleyecekleri bütünlüklü bir albüm bulma imkânı verdi.
Festival setinden farklı olan albüm, müzisyen olarak da Mahmut Orhan’ın kimliğini yansıtıyor.
Diyeceksiniz ki daha önce Ultra Music Festival ve Tomorrowland’de çaldı, Coachella’ya yükselmeli miyiz, kesinlikle yükselmeliyiz. Sadece kendisi için değil ardından gelenler için de yolu açtığı için bu performanslar tarihte kilometre taşı olarak karşımıza çıkacak.
DİKKAT ÇEKENLER
◊