Aleyna Tilki için beslediğim hisler de tam olarak böyle. Aleyna, yarın yayınlanacak “Retrograde” isimli İngilizce single’ı için kalem oynatılmayıp saçı, başı, dizisi konuşulunca, “Attığım tek adım bile her yerde haber olurken bugün, dünyada çıkacak olan şarkımı asla desteklemediniz” dedi.
Bu hisleri beni, üzdü.
Çok değil 2016’da Emrah Karaduman’la hazırladığı “Cevapsız Çınlama” çıktığında “Kim bu arabesk okuyan kızcağız” deyip biraz geri durmuş, şarkı her yerde çalındığından zamanla durumu kabullenmiştim. Sonrasında bazı şarkılarını çok sevdim, bazılarını ise hiç beğenmedim. Sağ olsun (!) sayesinde arabesk vokalle pop söyleyen isimler arttıysa da yeteneği konusunda hiç tereddüt etmedim.
Warner Music Group’tan çıkaracağı “Retrograde” şarkısını da önceden dinledim. Eli yüzü düzgün bir pop şarkısı.
Sesi yer yer Miley Cyrus’u yer yer Dua Lipa’yı andırıyor. Lipa’yı andırmasının bir nedeni de vokal koçu olarak Lorna Blackwood ile çalışması. Evet Blackwood, Dua Lipa’nın da vokal koçu. Şarkıyı yazanlar kısmında ise Dua Lipa, Diplo, King Henry, Sarah Hudson, Clarence Coffee Jr., Jr. Blender yer alıyor. Bu ekip, Dua Lipa’nın son albüm dahil birçok işinde çalışmış.
“Retrograda”ın ismine bakmadan dinlediğinizde bir Aleyna Tilki şarkısı olduğunu anlamazsınız...
Çünkü yabancı müziğin genel tornasından iyice bir geçmiş. Bir pop şarkısından beklentilerinizi de gayet yerine getiriyor.
Türkiye’de sevilmeyebilir de çok sevilebilir de... Tek bildiğim Aleyna Tilki, en başından beri dünya çapında ünlü olmak istiyordu. 4 yıl önce daha 16 yaşındayken şarkıcı, “Dünyada ülkemi temsil etmek istiyorum” dediğinde biraz ciddiye alınmamış olabilir.
TikTok’un dijital müzik platformlarında dinlemelere pek yansımadığından fakat görünürlük açısından büyük önem taşımasından bahsediliyordu. Sektörün önde gelen isimleri bağımsız müzisyenlere TikTok’ta görünür olmaya dair şu önerilerde bulundu hatta TikTok’un bağımsız müzisyenler için radyo olabileceği konuşuldu:
◊ TikTok dinlemelerinizin hızlanması için muhteşem bir araç.
Ama sadece bir araç.
◊ Doğru dinleyiciye ulaşmanız lazım. Bunun da deneme yanılma yolundan başka çaresi yok.
◊ Sosyal medyaya önem verdiğiniz kadar geleneksel yöntemleri de kullanmalısınız.
Dinleyicinizle nerede buluşacağınızı bilemezsiniz. 100 kişinin dinlediği bir programdan 100 kişiyi kazanabileceğiniz gibi, 9 bin kişinin takip ettiği hesabınızda 5 kişiyi yakalayamayabilirsiniz.
Tek bir platforma bel bağlamamanız gerekir.
Aplikasyonun müzik konuşulan odalarında öyle sorular geliyor ki şaşkınlığımı saklayamıyorum.
“Sektörün içinde var olmaya çalışıp da nasıl bilmezsiniz” diye düşünüyorum.
◊ Bir şarkıyı cover’layacağım. Telifini nasıl öğrenebilirim?
Meslek birliklerini arayın ve o şarkının telif hakkını elinde bulunduran biri varsa yani anonim değilse öğrenirsiniz.
◊ Büyük şirketler bana dönüş yapmıyor.
Büyük şirketler ne zaman döndü ki şimdi, hemen dönmesini bekliyorsunuz? Şarkınızın dağıtımı için anlaşın. Artık “kendin yap” dönemindeyiz ve bu süreç daha da kolay işliyor. Basınla ilişkiler ve pazarlama hizmeti için de büyük şirketlerin kapısını boşa arşınlamayın. A&R’ın sizi keşfetmesi, prodüksiyon hizmetinizi karşılaması ve pazarlama planlaması çok küçük bir ihtimal. Ama eğer bunlarla karşılaştıysanız elbet de kendinizi iyi hissedin. Fakat başarmak dediğimiz şey hiçbir zaman kolay olmadı, öyle değil mi...
◊ Ana akım medyada neden yer almıyoruz?
Ben de şöyle sorayım: “Görünür olmak için ne yapıyorsunuz?” E-posta ile yeni şarkısını anlatan basın bültenini göndermekten aciz müzisyenler var. Her çıkanı dinlemek büyük bir mesai gerektiriyor.
Sesli sohbet odaları aracılığıyla iletişim imkanı sunan bir sosyal ağ platformuna birçok ünlü isim ve müzik sektörü yetkilileri akın etti.
Gerçek zamanlı bu konuşmalarda çeşitli konu başlıklarıyla oda açabiliyor ve takipçilerinizi bu odalarda bir araya getirebiliyorsunuz. Yani bir çeşit canlı podcast, radyo programı ya da konferans dinler gibi...
İlk izlenim olarak bir kakofoniye düşmüş olduğunu düşündürtse de içinde sabırla gezindiğiniz birkaç saat içinde yerli veya yabancı ilgi alanınıza uygun konuşmaları dinleyebiliyor hatta moderatör olabiliyorsunuz.
Sanatçı, müzisyen, teknisyen, edisyon ya da dijital dinleme platformu bilgisi olanların girdiği sektör odaları insanda Amerikalıların FOMO (Fear of Missing Out) yani “bir şeyleri kaçırıyor muyum” hissi uyandırıyor. Çünkü sizin olduğunuz odada da başka odalarda da kimin girip çıkacağı asla belli olmuyor. Sanatçılar için bu platformun heyecan verici kısımları da var:
◊ Kendinizi ve işinizi görünür kılabilir, e-mail atarak ulaşamadığınız bu kişilere şarkılarınızı canlı yayında dinletebilirsiniz.
◊ Fikirlerinizi dile getirebilir, sorunlarınıza çözüm arayabilir ve bunlar için de doğru insanlarla bir araya gelebilirsiniz.
◊ İş planınız için sorularınızı muhataplarıyla konuşabilir, ortak yollar bulabilir hatta yeni fikirlerle karşılaşabilirsiniz.
◊
Bu hafta Aslan burcunda dolunay ile merkür retrosu var. (Detaylı bilgi için hemen alt köşeye alalım sizi) Teknolojik aletlerimizle mesafemizi koruyoruz hatta yanlış anlaşılmalardan kaçınmak için konuşmuyoruz!
Birbiri ardına astroloji ve müzikle ilgili haberler de gelmeye başlayınca, “Bu iyi bir konu olabilir” dedim. Ezelden beri böyle haberler okuyoruz fakat hiç bu yılki kadar üst üste astrolojinin müziğe etkisini duymamıştık.
10 yıl önce Yonca Lodi’nin yıldız haritasına göre albümünün çıkış tarihini belirlediği haberleri çıkmıştı. Linet de şarkı çıkışlarını astroloğuna danışıp belirliyordu. Hatta iki yıl önce “Bilir misin” albümünün çıkış tarihini “en etkili gün”ü belirleyerek seçmişti. Aleyna Tilki’nin de şarkı çıkış tarihlerini astroloğu Efe Erten’le belirlediği basına yansımıştı. Aralık ayında ise Gülben Ergen’in “Seni Kırmışlar” albümü çıkmıştı. Ergen de çıkış tarihini astroloğuyla yaptığı toplantıya göre belirlemişti.
“Bu yıl burcumu neler bekliyor” diye bakarken Beyza Doğuç’tan astrolojiyle ilgili bir albüm geldi.
YouTube’u da etkin olarak kullanan Doğuç, sevenlerinin istekleriyle burçlara yazdığı şarkıları “Burçların Şarkıları” adıyla yayınladı. Gayet de güncel ve duygusal işlerdi...
Geçen hafta ise Köksal Ekinci’nin “Spica’nın Sesi” albümünün tanıtımı geldi. Bültende kendini “astromüzik öncüsü” olarak niteleyen Ekinci, albümünü ise “Albümü Güneş’in Kova burcuna geçişiyle birlikte müzikseverlere sunmak harika bir eşleşme oldu.
Ne de olsa Kova burcu düşüncelerin, bilgilerin ve teknolojinin insanlığın faydası merkezinde geliştirilmesini ve özgürce ifade edilmesini, paylaşılmasını ifade eder. Yıldızların seslerini notalara nakış gibi işleyip şarkımla, sözümle ve sesimle müzikseverlere iletiyorum” dedi. Yüksek konsantrasyonla anlamaya çalışsam da evrenle iletişime geçişini astrolojiye bağladığı bir düşünce düzeyi gördüm, “tamam” dedim başladım bu pop albümünü dinlemeye.
Geçen yılı pas geçen, bu yıl ise “Artık online etkinlik yapalım” diyen ekip, İstanbul Zeytinburnu’ndaki Fişekhane’de hazırlanan sahnede 4 gün boyunca SosyoApp aracılığıyla müzikseverlerle buluştu.
MFÖ, Sertab Erener, Duman, Athena, Pentagram, Ceza’nın da aralarında olduğu 15 isim dört gün boyunca sahnedeydi. Kimileri akustik performanslar sergiledi, kimileriyse önünde seyirci varmışçasına elektrikli diye tabir ettiğimiz konserler verdi. Tabii ki yer yer teknik aksaklıklar yaşandı, “o da nazar boncuğudur” deyip pek üstünde durmadım. En nihayetinde müzik adına bir hamle yapıldı, değil mi...
Bu yıl ilk kez de bir online festival deneyimlemiş olduk.
Konserler şöyle fiyatlandırıldı: Günlük 10 TL, kombine 40 TL...
Performansların en iyi tarafı ise Anadolu’nun dört bir yanında yapılan Milyonfest’lerde çalışanların bu etkinlikte de yer almasıydı.
Her grup kendi sahne arkası ekibiyle çalıştı. Bu etkinlik serisi sanatçı ekiplerinin ödenekle buluşması için güzel bir yöntem oldu.
Sahne tozunu özleyen ekipler, eskisi gibi kulislerde fakat bu kez sosyal mesafeli bir şekilde hasret giderdi.
- Müzik mekanları yeni dünyaya uyum sağlayacak. Fon alamayan mekanların yüzde 50’si 2022’ye kadar kapanacak. Bununla birlikte kapananların yerlerine yeni mekanların açılması da olası.
- TikTok’un pandemi nedeniyle yükselen cazibesi 2021’de düşüşe geçecek. 13-24 yaşa hitap eden platformun kararsızlıklarıyla meşhur kullanıcı profilinin yeni bir platform keşfedip oraya kayması ihtimaller dahilinde.
- Facebook 2020’de gösterdiği büyümeyi gençlerle bu yıl da devam ettirecek.
- Podcast altın döneminde. Son olarak Amerika’da Amazon Music, 300 milyon doları bir podcast şirketine verdi. Bu, müzikten para kazanmayan dijital müzik dinleme platformlarının yeni para basma şeklinin ilanı oldu. Elinde USB mikrofonu olan herkes, kendi şovunun kaptanı.
Ele Güne Karşı
MFÖ’nün 50. yılına özel belgesel serisi Gain üzerinden sunuldu. “Ele Güne Karşı” adını taşıyan seride grubun hiçbir yerde yayınlanmayan görüntüleri ve samimi açıklamaları var.
Henüz tüm bölümleri yayınlanmadığı için aradığınız “bir kerede hepsini izleyeyim, bitsin” hissiyatını alamıyorsunuz fakat içten bir sohbetin içinde buluyorsunuz kendinizi. Sezen Aksu ve MFÖ’nün turne görüntülerine kapılıp gidiyorsunuz.
Özellikle ikinci bölümün sonunda Özkan Uğur’la birlikte hislenmeyen bizden değildir...
Teoman
Teoman, yeni yıla özel “Hayal Meyal” şarkısını ilk kez Gain’de söyledi. Ünlü rock’çıyla, ardından 2 bölümlük bir söyleşi gerçekleştirildi.
Teoman, söyleşideki dürüstlüğüyle de bir müzisyenin beyin kıvrımlarından neler geçtiğini anlamamızı sağladı.
“Ticari olmayan, olgunluk albümüm” dediği yeni çalışmasını nisan ayında yayınlayabileceğini açıkladı.