Paylaş
Sahaya kazanmak için değil kaybetmemek için çıkıyoruz.
Ay yıldızlıların kaderi Arda Turan’ın ayaklarına kalmış.
Geleceğin takımını yaratıyorsak, Kazım santrfor olmaz.
MİLLİ Takım’ın başına Guus Hiddink geldiğinde büyük yankı yarattı. Ancak, geldi de ne değişti? Çok fazla şey değişti dersek hayalcilik yapmış oluruz. Bugün tartışılması gereken tek bir konu var. Guus Hiddink şanslı mı, değil mi?
Bana göre biraz şanssız. Çünkü, Türkiye Ligleri’nde kaliteli, iyi ve formda futbolcuların çok olduğu söylenemez. Ay yıldızlı ekibimiz, Hiddink geldiğinden beri çok üst düzey bir oyun oynamıyor. Hollandalı hoca, oyuncu yapısına ve kalitesine güvenmediği için vasat bir takımın mücadele edeceği sistemle Milli Takım’ı sahaya sürüyor. Bu sistem nedir. Kontrollü oyun ve rakibin hatalarından faydalanmak. Öncelikle birinci hedef yenilmemek ve kontrataklarla sonuca gidip kazanabiliyorsan, kazanmak.
Kafalarında Belçika yoktu
Hiddink’in felsefesinde rakibi yenmek ikinci planda. Euro 2012 Grup Elemeleri’nde Belçika ile İstanbul’da oynadığımız maçta rakibimiz 10 kişi kalmasa onları yenmemiz mümkün değildi. Yine içerideki Avusturya maçında rakip dişimize göreydi. Saha avantajımızı kullanarak galip geldik. Ancak, Belçika ile deplasmanda yaptığımız maç zorlu geçti.
Oysaki, Brüksel öncesi futbolcularımız 10 gün önceden toplanmıştı. Kamp dönemi uzun tutuldu ama kadrodaki oyunculara tek tek baktığımız zaman çoğu futbolcunun kafasında geride bıraktıkları sezon ve yaşanan olaylar vardı.
Kazanmak için oynamalıydık
Beş Galatasaraylı kötü sezon geçirmişler ve her maçta protesto edilmişlerdi. Fenerbahçe şampiyon oldu. Oldu ama futbolcuları bu mutluluğu doyasıya yaşayamadılar. Rakipleri tarafından eleştiriliyorlarken, gündeme bir de mesaj krizi oturdu. Bu yüzden kafalarında türlü türlü düşünceler vardı. Diğer oyuncular ise maça konsantre olmaya çalıştı. Bu durum da Hiddink için dezavantaj oluşturdu.
Maça gelirsek, rakibin en önemli üç oyuncusu yok. Fellaini, Dembele ve Lukaku. Bu bizim için avantajdı, rakip de dişimize göre. Ancak, Hiddink’in maç öncesi basın toplantısında “Yenmek çok güzel ama beraberlik de güzel” diyerek düşüncesini net olarak dile getirdi. Belçika ile aramızdaki puan durumuna göre beraberlik avantaj olabilirdi ama rakip asla bizden üstün bir rakip değil. O yüzden kazanmak için oynamalıydı.
Her şey başkan Özgener’e bağlı
HİDDİNK kalacak mı, gidecek mi? Yetkililer iyi düşünmeli. Hiddink büyük isim, büyük marka ve kariyerli. Ama, futbolumuzda gelişen ve değişen bir şey yok. Beni bu takım futbol olarak tatmin etmiyor. Şimdi önümüzde Futbol Federasyonu seçimleri var.
Mahmut Özgener, başarılı bir başkanlık yaptı. Devam ederse, muhtemelen Hiddink kalır. Devam etmezse, Hiddink gider. Mahmut Özgener, önümüzdeki hafta kararını net olarak açıklayacak. Bu nedenle Hiddink’in durumu, Mahmut Özgener’e bağlı.
Arda Turan adam kovalamaz
Ne olursa olsun, bütün olumsuzluklara rağmen Milli Takım bu kalitede olmamalıydı. Oynayacağımız oyun bu değil. Takım olarak oyun kalitemizi ortaya koymamız gerekirdi. Fizik olarak iyi durumda olmayan Arda’ya Belçika’nın sağ bekini kovalattırmamak lazım. Arda, atan ve gol attıran bir oyuncu. Ondan kaleye daha yakın bölgede faydalanmalıyız. Ölü bölgelerde koşturursan Arda’yı, 75. dakikada da oyundan çıkarmak zorunda kalırsın. En kaliteli, klas oyuncuyu boş yerde kullanmayacaksın. Milli Takım’ın santrforu Kazım mı olmalı? Bu da tartışılır. Eğer önümüzdeki yılların takımını yaratıyorsak, Kazım ile yola çıkmak doğru mudur? Yoksa günü mü kurtarıyoruz?
Agresif olamıyoruz
Hiddink doğru 11 çıkarmadı. Mehmet Topuz formda ve sahada olmalıydı. Semih veya Umut değerlendirilmeliydi. Sistemimiz 4-1-4-1. Bu sistemde ileride çoğalamazsın. Gol pozisyonuna da bu yüzden giremedik. Sahaya kazanmak için çıkmalıyız. Beraberlik için çıkarsak, kaybetme içgüdüsüyle ileride asla çoğalamazsın. Ayrıca çok da yavaş oynuyoruz. Çünkü yavaş oyunculardan kuruluyuz. Agresif değiliz. Dikine oynayan oyuncu sayımız çok az. Belçika’yı bir daha asla böyle yakalayamayız. Penaltıyı kaçırmasalardı bu maçı kaybederdik.
İddiamız sürüyor ama
Milli Takım iyi sinyal vermedi. Hiddink dönemi beni umutlandıramadı. Yeni adamlar bulmak, yeni yıldızlar yaratmak lazım. Bizim Milli Takım’ın kaderi Arda’nın iki ayağına bağlı. Arda oynarsa ya kazanıyoruz ya da yenilmiyoruz.
Arda’ya bir şey olursa ne olacak? Euro 2012 yolunda ikincilik avantajına sahibiz. İddiamız sürüyor ama gelecek için ben umutlu değilim.
Paylaş