Ama bu etki, Gençlerbirliği maçında sonuca pek yansımadı. Beşiktaş ilk devre rakıbine göre daha iyiydi. Gençlerbirliği seyretti, Beşiktaş oynadı. Ve Kartal ilk devreyi 1-0 önde kapattı. Konuk ekip ilk 45 dakika hiç koşmadı, efor sarfetmedi diyebiliriz.
Ama Zumdick, ikinci yarı yaptığı değişikliklerle takımının çehresini değiştirdi. Bu sefer Beşiktaş rakibini seyretti, Gençler oynadı... Beşiktaş gibi bir takım, ilk devre seyreden rakibine en az 2 - 3 gol atacaksın ki, 2. yarı tempoyu düşürdüğün zaman rahat et. Ama Kartal’da bazı oyuncular maalesef iyi oynamıyor. Daha doğrusu sahada takımını eksik bırakıyor. Kim bu? Almeida.
Q7 olmayınca...Portekizli bir santrforun atması gereken golleri atıyor, ama ayrıcalıklı üst düzey bir santrfor gibi oynamıyor. Yani Almeida, Beşiktaş’ın hedefinin santrforu değil, hele dün akşam Quaresma da yoktu ki; ona çarptırıp gol atsın. Q7 olmayınca Beşiktaş’ın hücum gücü iyice düşüyor, Almeida’nın pasifliği göz önüne çıkıyor.
Orta sahada siyah beyazlılarda sadece Necip ayakta kaldı, Ernst’in temposu düşüktü. Fernandes çok iyi futbolcu ama defansif orta sahadan daha çok, topla oynamayı, hücumu seven bir yapısı var. Dolayısıyla orta sahada G.Birliği daha kalabalık olduğu için oyunun kontrolünü eline geçirdi ve ikinci yarı tamamıyle istediği pozisyonları geliştirip golleri attı.
Beşiktaş’ta uzun zaman aradan sonra oynayan Nihat Kahveci vasattı, beklediğim Nihat değildi... Artık futbola eski Nihat gibi dönmesi lazım, İsmail Köybaşı yapılmayacak işleri yapıyor; ama yapılacak işleri yapamıyor. Oyun mantalitesini değiştirmesi lazım, fizik olarak elverişli; ama beyin olarak oyun anlamında daha gelişmesi gerekiyor, çok hatalar yapıyor.
İbrahim Toraman, Beşiktaş’ta dün akşamın yıldızıydı. Uzun zamandır sakatlıklar geçiriyor, iğneyle oynuyor.. Buna rağmen Beşiktaş’ın en çok oynayan oyuncusu... En kritik yerlerde gol atıyor, kritik hamlelerle golü önlüyor. Yani Almeida’dan daha çok pozisyona giriyor ama en az onun kadar da gol atıyor... Yani tebrikler Toraman, bu tempoda devam et. Beşiktaş seninle gurur duyuyor...
BEĞENDİM
İbrahim Toraman’ın etkili futbolunu.
Beşiktaş, en kariyerli ve en iyi oyuncuları transfer etti.Ancak görüntü umut vermiyor.
Taraftar şu an nazik. Ancak seneye şampiyonluk ister. Sevgili başkan bu takıma el at.
Beşiktaş tartışmasız en kariyerli ve en iyi oyuncuları transfer etti. Zaten elinde de iyi bir oyuncu kadrosu vardı. Gel gelelim, görüntü feci ve umut vermiyor. Başkan muhtemelen yeni oyuncular da alacak, yeni hoca da. Kurulacak kadro bu kadrodan belki biraz daha iyi olur. Ama yönetmek önemli. Disiplin çok daha önemli. Beşiktaşlı oyuncular hemen hemen her önemli maçta kırmızı kart görüyorlar. Ya ısınırken sakatlanıyorlar ya da en kritik maçta gol kaçırıyorlar.
Beşiktaş eksik kaldığı bütün maçları kaybediyor. Görülen kartlar amatörce ve bilinçsizce. Bazı oyuncular bu işi ciddiye almıyorlar. Gece gezmeleri karıştırmıyorum. Birileri bu işe “dur” demeli. Bu kişi de başkan Yıldırım Demirören’den başkası olamaz. Bu oyunculara formanın ve Beşiktaş’ın büyüklüğünü anlatmak lazım. Ama tatlı ama tuzlu.
Şöhret ve kariyer sahada oynamaz. Buna da sığınmamak lazım. Bu sene “Schuster” dedik, gitti. “Hakem” dedik, yalnızca hakem mi? Kartal’da idari olarak biraz nazik bir durum var. Benden söylemesi. Seneye dikkat. Taraftar da şuan nazik. Seneye şampiyonluk ister. Sevgili başkan, dost acı söyler. Bu takıma el at. Ümraniye’de rahatlık var. Onların rahatını kaçır. Yoksa senin rahatını kaçırırlar.
Polat, açılış akşamı bıraksaydı kahramandı
Bana göre bu sezon ligin kaderini belirleyen oyuncu Almeida’dır. Fenerbahçe maçında o golü atsaydı, Sivasspor maçında da aynı şekilde o golü atsaydı, her şey çok farklı olabilirdi ligde. Top önündeyse, kaleci de yatmışsa ve sen bunu gol yapamıyorsan; demek ki senin golcülüğünde bir sorun var Almeida... Hızlı bir oyuncu değilsin, çalım özelliğin de yok. Tek vuruşlu santrforsan, bu tip pozisyonları gole çevireceksin.
Simao da çok etkisizdiAlmeida, eğer ilk yarıda gidiği pozisyonu gole çevirseydi, Beşiktaş bu maçı farklı kazanırdı. Sadece Almeida mı? Simao’ya bakıyorsun... Çok etkisiz. Şöhretinin, kariyerinin torpilini yaşıyor gibi. Fernandes, klas bir oyuncu, üstün yetenekleri var ama o da arkadaşlarına uyuyor.
Beşiktaş’ta garip bir disiplinsizlik var. Ferrari diye bir oyuncu hakim. Bir var, beş yok. Çok önemli maçlarda kırmızı kartlar görüyor, takımını yakıyor. Daha komiği de ısınırken sakatlanıp, arkadaşlarının sırtında kenara çıkıyor. Onun yerine giren Sivok ise, acemice kartlar görüyor ve takımını 10 kişi bırakıyor. Anlamak mümkün değil.
Disiplin zafiyeti varYıldırım Başkan... Transferleri yapıyorsun, ‘üst düzey kadro kurdum’ diye düşünüyorsun. Üst düzey kadro veya üst düzey oyuncu, sadece yetenekle olmaz. Bunun yanında davranış, zeka ve oyun disiplini de çok önemli. Maalesef Beşiktaş, sezon başından beri, bu disiplinsizlikten çok puanlar kaybetti. Beşiktaş’ta, bir disiplin zaafiyeti yaşanıyor. Başkan, bu konuya el at. Bir değil, iki değil, bu hatalar devamlı yapılıyor. Futbolcular şöhretlerine sığınmasınlar, şöhret acımasızdır. Her zaman faydası olmaz, zararı daha çok olur kullanamazsan.
BEĞENDİM
Sivasspor kalecisi Korcan Çelikay’ın performansını.
BEĞENMEDİM
Tomas Sivok’un vurdumduymazlığı.
Yeni bir takım, yeni oyuncular, yeni sistem ve bazı oyuncuların değişik mevkilerde oynaması ve en önemlisi uzun bir aradan sonra Türk futbolunun yıldızı Arda’ya ve onun golüne kavuşmak daha sevindirici.
Burak pas alamadı
Avusturya Milli Takımı deplasmanda daha iyi oynayan bir takım... Kapanıp kontraatağa hızlı çıkan bir oyun yapısı var; bu da bizi biraz zorladı. Çünkü Türk Milli Takımı çok katı bir savunmaya karşı tek santrforla ve bu santrforla orta saha arasında epey mesafe bırakarak oynadı. Burak Yılmaz istediği pasları alamadı... Çünkü hücumda çoğalamadık ve hep uzun paslarla Burak’la gol aramaya çalıştık. Sahanın da kaygan olmasıyla istediğimiz gol pozisyonlarına ulaşamadık.
Defans kusursuzdu
Guus Hiddink daha dengeli bir santrfor olan Semih Şentürk’ü oyuna sokarak, topu rakip sahada tutmaya çalıştı. Oyunu oraya yıkarak rakibin üstüne gittik ve Gökhan’ın golü geldi. Stresli bir maçtı, kazanmak çok önemliydi. Ve Milli Takım oyuncuları bunu yaptılar... Ama çok eksiklerimiz var, orta sahamız dinamik değil, yavaş. Ayrıca Nuri Şahin’i ofansa daha yakın kullanmak daha faydalıdır. Mehmet Ekici de yetenekli bir futbolcu. Selçuk orta sahanın bütün yükünü ve oyun organizasyonu başarıyla yaptı. Savunma kusursuza yakın oynadı, hiç pozisyon vermedi. Milli Takımımız çok iyi oynamadı ama bu oyunculara sabredilirse bu kadroda iş var. Ve son olarak bu maçı alarak yola devam dedik.
DİKKAT
Yeni bir takım yaratmak için bu Milli Takım’a sabretmek lazım.
BEĞENDiM
Liderden 25 puan geride değilmiş gibi oynayan bir takım vardı. Ama bunun en önemli faktörü; bu takımı oynatan iyi günde de kötü günde de destekleyen müthiş Beşiktaş taraftarı. Düşünüyorum da bu takım demek ki şun an şampiyonluk yarışında olsaymış, neler yaparmış. Taraftarı bu stadı “Tepin, tepin” tezahüratıyla kaydırmaz, yıkarlardı. İnşallah o günleri de göreceğiz!
Ernst selam gönderdiTayfur Hoca takıma pozitif bir katkı yapmış. Futbolcularda hocalarını iyi dinlemişler. Takım savunmasını, orta saha organizasyonu ve hücumu fevkalade iyi yaptılar. Orta sahada Necip ve Ernst ikilisi müthiş oynadılar. Hele Necip “Ben bu formanın sağlığım elverdikçe sahibiyim” der gibiydi. Ernst de hemşerisi Schuster’e attığı golle selam gönderdi. Sahada 70 dakika pek varlık gösteremeyen Quaresma, “Ben bu taraftarın sevgisine layık mıyım, değil miyim” diye düşündü sanırım. Kendini de taraftarına layık olduğunu göstermek için müthiş asistler yaptı, maça damgasını vurdu. Guti’nin yine çok top kaybı var, fizik olarak düşüşü var; ama fazla göze batmıyor. Çünkü Ernst ve Necip onun açığını kapatıyor. Tayfur Hoca’nın doğru hamleleriyle maçı çeviren Beşiktaş’ta Almeida, müthiş kafası ve şık plasesiyle “Ben golcüyüm, beni unutmayın” der gibiydi.
Beklere gelince İsmail ve Ekrem, Kayserili Mehmet Eren ve Amrabat karşısında zor anlar yaşadı. Her pozisyonda geçildiler ama onların da işleri zordu, çünkü rakipleri çok etkiliydi. Toraman ve Ferrari kusursuz oynadılar. Çünkü Tayfur Hoca kontrollü oyun; yani Schuster’in tersi bir taktikle defansını kurgulamış. Kısacası dün akşam ikinci yarı müthiş bir futbol seyri vardı. Müthiş bir taraftar vardı... Ama maçın hakemi için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. İstikbal vaadeden bir hakem Halis Özkahya ama Beşiktaş’ın penaltılarını vermediği gibi, hem aleyhte hem de lehte hatalı düdükler çaldı. Ve taraftarı çıldırttı.
BEĞENDİM
Beşiktaş taraftarının müthiş desteğini.
BEĞENMEDiM
Hakem Halis Özkahya’yı.
DİKKAT