Paylaş
Sporu ve sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı haline getiren biri olarak karavanın kendisine özgürlük verdiğini ve güvenini artırdığını anlatan Sönmez, hayat felsefesini “Üşenme, Erteleme, Vazgeçme” olarak açıklıyor.
Misi Karavan Parkı’nda ailecek bir araya geldiğimiz Ercan Sönmez ile çocukluk hayallerini gerçekleştirdiği karavan yaşamından, karavancılığın ne olup olmadığına uzanan, deneyimlemek isteyenlere öneriler de sunduğu keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Karavan aşkınıza geçmeden önce kısaca sizi tanıyalım?
Doğma büyüme Bursalıyım, belki de her insan gibi, doğduğum şehre âşık biriyim. Sporu ve sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı haline getiren, farklı kültürlerden insanlarla tanışmayı seven ve her fırsatta yeni yerler görmeyi amaç edinmiş, doğa aşığı bir insanım.
Profesyonel çalışma hayatınız devam ediyor mu?
Büyük bir tekstil firmasında, iç pazar sorumlusuyum, yaklaşık 14 yıldır aynı firmadayım. İşimi seviyorum, karavan ile ikisini çok güzel kombinlediğimi düşünüyorum. Tabii ki tamamen işimi bırakıp tam zamanlı dünyayı gezmek hep sonraki hayalim ama bunun için biraz daha zamana ihtiyacım olduğunu düşünüyorum.
Belli ki doğa ve seyahat hayatınızın hep merkezinde olmuş. Karavan öncesi farklı rotalara deneyimleriniz oldu mu?
Karavan benim çocuk yaşlarımdan beri hayalimdi, karavan satın almadan önce yaklaşık on yıl çadır kurarak kamplar yaptım, çadır kampları beni doğaya daha sıkı bağladı. 2018’de Enduro motosikletime bindim ve tek başıma Yunanistan üzerinden Güney İtalya’yı gezerek Roma’ya kadar gittim. Ailem ve arkadaşlarım son güne kadar tek başıma gitmemem gerektiğini söylediler ama caymadım, çünkü o tur benim için hayaldi ve çok güzel rotalar yapmıştım, şimdide ‘iyi ki vazgeçirememişler’ diyorum hep. Bu turun benim hayatım için büyük değişiklikler sağladığını düşünüyorum.
GERÇEKTEN GEZMEYİ KEŞFETTİM
Kamp severler için deneyimlerinizi ve hayatınıza etkilerinizi dinleyelim mi?
Öncelikle, bu yolculukta sadece çadır kampı yaptığım için sürekli kamp alanlarında kaldım ama Glamping denilen (Glamorous ve camping sözcüklerinin birleşimi) gerçekten büyüleyici kamp alanlarıydı. İçinde tenis kortları, aquaparklar, yüzme havuzları, restoranlar, büyük marketler, golf sahaları gibi alanlar mevcuttu. Böylece karavanların ve bu yaşamın farkına vardım. Karavan hayatına geçmeye işte tam burada karar verdim.
Seyahat anlayışınıza nasıl bir katkısı oldu?
İkinci değişiklik de tam bu noktada oldu. Yurtdışına eğer bir araba, karavan ya da motosiklet ile giderseniz, köylere kadar keşfedebileceğinizi; uçakla gittiğinizde birçok yeri göremeden o ülkeyi gezdiğiniz gerçeğini gördüm. Gittiğim köyler halen tek tek aklımda. Road trip dedikleri çok heyecan verici bir macerayı keşfettim. Kendime olan güvenimin arttığını fark ettim. Çok sevdiğim bir söz vardır; ‘’Ne kadar ileri gidebileceğini, ancak çok uzağa gitmeye cesaret edenler keşfedebilir.’’
Son olarak; insanların kamp alanlarındaki samimiyetini, özellikle yurtdışında menfaatsiz yardımlaşmalarını çok sevdim. Benim tek başıma motosikletle gittiğimi fark eden herkes yemekler, içecekler getirdi sürekli, hatta bir tanesi motosikletimin zincirini gerdirmek için bir saat uğraştı. Anlatacak çok hikâye var elbette.
TAM ZAMANLI KARAVANDA YAŞIYORUM
Peki, karavan ile seyahat hikâyeniz nasıl başladı?
Bursa’ya döndüğümde eve çok yakın olan şu anda da içinde olduğumuz Misi Karavan Parkı’nı gelip gördüm ve burada karavanımla yaşamaya karar verdim. Pandeminin olmadığı 2018 yazından bahsediyorum. Hemen motosikletimi peşinata saydırıp, Adria marka, ithal bir çekme karavan satın aldım. Yaz kış tam zamanlı içinde yaşamak istediğimi söylediğimde, eski karavancı ağabeylerim kesinlikle ithal bir karavan almam gerektiğini söyledi. Bu kararıma yine ilk başta ailem sonra da arkadaşlarım karşı çıktı. Çok fazla para verdiğimi, çabuk sıkılacağımı söylediler. Tabii ki bu kararımdan da vazgeçmedim ve yine bugün ‘iyi ki vazgeçmedim’ diyorum. İki buçuk yıldır tam zamanlı karavanımda yaşıyorum. Hayat felsefemi tam da bu noktada söylemek istiyorum: ‘’Üşenme, erteleme, vazgeçme.’’
ÖZGÜRLÜĞÜMÜ VERDİ
Karavan yaşamı bu süreçte size neler kazandırdı?
Karavan yaşamı bana çok iyi geldi; yaz kamplarında denizin sesi ile uyuyup uyanmak, kış kamplarında uyandığımda karavanımın yarısına kadar karlar altında kaldığını görmek. Ayrıca yaptığım sporlar hep farklı yerlerde yapıldığı için karavan yaşamı ile çok bağdaştı. Yirmi iki yıldır snowboard yapıyorum ve artık kışları Uludağ’da kalabiliyorum; yine on yıldır kitesurf yapıyorum ve yazları karavanımla bütün kite spotlarına gidebiliyorum. Uzun yol bisikletçisiyim, gittiğim her yerde bisikletimle de yolculuklar yapıyorum. Hem yaptığım sporlar hem karavan bana tam bir özgürlük verdi diye düşünüyorum.
Zorlukları hiç yok mu? Ya da korktuğunuz anlar?
Hem yaz hem kış toplamda iki buçuk yıl karavanda yaşamak kolay değil ama benim en büyük avantajım annemin evinin yakın ve o evde bana ait bir odam olması. Kurumsal hayatınız varsa özellikle benim gibi işiniz tasarımcılarlaysa iyi ve temiz giyinmeniz gerekli. Bunu da tam zamanlı karavan yaşantısında biraz zor yaparsınız. Bir gün kurumsal hayatı bıraktığımda eve ihtiyacım olmadan çok rahat bu yaşamı sürdürebileceğime inanıyorum, zaten o zaman sabit bir yerde olmayacağım için başka bir ev olması da zor sanırım. Başıma gelen en korkunç anlardan birini anlatırsam; İzmir Karaburun tarafında kimsenin olmadığı bir yerde iki karavan kamp yapıyorduk. Gecenin bir saatinde dışarıdayken önümüzden bir anda domuz sürüsü geçmişti. Bizi bayağı korkutmuştu ama seviyorum bu hayatı.
YENİ ALANLARA İHTİYAÇ VAR
Pandemi sürecinde karavana ilginin daha da arttığını gördük. Bu konuda görüşleriniz neler?
Pandemi, karavancılığı yüzde 80 oranında artırdı diyebiliriz. Pandemiden önce karavan kamp alanımızın yüzde 60’ı boştu, şimdi karavan koyacak yerimiz yok. Bursa’nın bu anlamda yeni kamp yerlerine acilen ihtiyacı var. Öte yandan pandemi sonrası ülke genelinde karavancılığı yanlış anlamış insanlarda türedi tabii. Bu ne demek? Karavan ile yol kenarlarında, sahili kapatacak şekilde, her yere park edip, etraftaki insanları rahatsız ettiler, bu beni çok üzdü. Hatta Marmaris Belediyesi bu yaz kamp alanı dışında karavan konaklamasını yasakladı. Tabii ki de benim en sevdiğim kamplar kamp alanı dışında olanlar ama kimseyi rahatsız etmeden yapmak kaydıyla. Fakat şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; maalesef kamp ya da piknik yapanlar arasında halen doğaya çöplerini bırakanlar var. Bu vesileyle yeniden seslenmek istiyorum; lütfen hem çöplerinizi doğaya atmayın hem de çocuklarınıza güzel örnek olun, Türkiye’de buna gerçekten çok ihtiyacımız var.
KENDİNİZE AYIRDIĞINIZ ZAMANI SORGULAYIN
Karavan hayatına geçmek isteyenlere önerileriniz ne olur?
İlk önce kendilerine ne kadar zaman ayırabildiklerini sorgulasınlar. Senede sadece iki hafta ise bu yeterli değil, boşuna karavan almasınlar. Ben çalışıyorum evet ama neredeyse her hafta sonu bir yere gidiyorum. Üşengeçlerse yine olmaz! Bütçe de çok önemli, yerli karavan ile başlayabilirler evet ama kış olunca yerli karavanlar problem çıkartıyor, bunu göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Daha önce çadır kampı vs. yaptılarsa zaten karavancılığı daha konforlu ve rahat bulacaklardır. Kiralık karavan ile deneyimleyebilirler, hem çekme karavan hem motokaravan kiralama şirketleri var artık ülkemizde. Yine de bence hayal kurup bir yerlerden herkesin başlaması gerektiğini düşünüyorum.
Seyahatlerinizde turistlerle de karşılaşıyorsunuzdur. Sizi etkileyen hikâyeler var mı?
Kısa bir hikâye anlatmak istiyorum. Kampa geçen yaz Fransız plaka bir motokaravan geldi. Nereli olduklarını sorduğumda ‘Avustralyalıyız› dediler ve karavandaki Avustralya bayrağını gösterdiler. Ben de ablam sayesinde ülkelerini gördüğümü söyledim. Neden Fransız plaka araç dediğimde, işte o zaman inanılmaz bir cevap verdiler. ‘’Biz yaklaşık 10 yıl süren bir karavan turu ile Avustralya’yı gezdik, bitirdik. Dört yıl önce Fransa’ya geçtik, bu motokaravanı aldık. Üç ayda Fransa’yı gezip bitirdik, tüm Avrupa ülkelerini iki ya da üç ayda bir ülke bitirecek şekilde gezdik. Sıra Türkiye’ye geldi’’ dediler. Yani insanlar karavan ile gezmeyi bu şekilde yapıyor, beni çok etkilemiştir bu hikâye.
KUZEY IŞIKLARININ HAYALİNİ KURUYORUM
Bundan sonraki hayalleriniz neler?
Hayallerim bitmedi tabii ki hep hayal kurup onları gerçekleştirmek üzerine yaşıyorum. En yakın zamandaki hayalim, uzun ve zorlu bir yolculuk olacak ama karavanın içindeki cam tavandan kuzey ışıklarını görmeyi çok istiyorum. Tüm Avrupa ülkelerini de karış karış gezmek, hayalim. Diğer hayallerim; benim iki ablam var biri Avustralya’da diğeri Amerika’da yaşıyor. Avustralya’daki ablamlara benimkinden daha büyük bir çekme karavan aldırdım. Oraya gidip o karavan ile Avustralya’daki yerleri keşfetmek ve gezmek istiyorum. Sonraki hayalimde Amerika’ya gidip Miami’den Los Angeles a uzun bir road trip yapmak. Bu hayallerim için emekli olmayı beklemeyeceğim, kendimi ne zaman maddi manevi hazır hissedersem kurumsal hayatımı bırakıp bu yola çıkacağım.
YOUTUBE KANALIMDA DENEYİMLERİMİ ANLATIYORUM
Deneyimlerinizi ayrıca sosyal medya platformlarından da paylaşıyorsunuz değil mi?
Kendimi doğaya bırakmanın bana ne kadar iyi geldiğini, sosyal medyada özellikle CaravanSurfing isimli Youtube kanalımda ve Instagram sayfamda anlatıyorum. İnsanlarında, AVM köşelerinden ya da lüks restoranlardan çıkıp kendilerini doğaya bırakmalarını sağlamaya çalışıyorum. Umarım bir gün kamp yapmanın bize ne kadar iyi geldiğinin farkına varır herkes. Örneğin; Bursa’nın da bende gerçekten ayrı bir yeri var, dağı ile denizi ile ve muhteşem yaylaları ile gerçekten paha biçilmez. Ancak Keles Kocayayla kampından çok az kişinin haberdar olması beni çok üzüyor, karavanınız olmasa da çadır ile gidip orada kamp yapanlar inanın çok etkilenecek.
Takipçilerinizden nasıl dönüşler alıyorsunuz?
Youtube kanalımı açtığımdan bu yana sekiz farklı sponsorum oluştu. YouTube beni çok heyecanlandıran bir platform, samimi iseniz insanlar sizin samimiyetinizin farkına varıyor ve sizi seviyor. İşim gereği yıllardır pazarlama yaptığım için, sevdiğim hatta kullandığım her şeyi çok güzel anlatabiliyorum. Beni izleyip daha sonra karavan alan yüzlerce kişi var diyebilirim. Youtube çok zor gerçekten videoları çekmek zor değil onları işlemek vakit alıyor; ama seviyorum, insanlarla etkileşimde bulunmak ve gittiğim yerlerde ‘sizi severek takip ediyoruz, sizin sayenizde karavan aldık’ denmesi hoşuma gidiyor. İnsanların hayatlarına güzel bir şekilde dokunabildiğimi görüyorum. Her şey için çok teşekkür ederim, yeni maceralarım için beni Youtube kanalımdan takip edebilirsiniz, doğa ile kalın.
Paylaş