Dislektik öğrencileri için özel alfabe geliştirdi

Eğitmen Şafak Coştu, sınıfında disleksi tanılı öğrenci sayısının fazla olduğunu fark edince soruna değil çözüme odaklanmaya karar verdi. Öğrencileri için özel bir çalışma yürüterek öğrenmelerinde fark yarattı ve Türkiye’de ilk olan görsel disleksi alfabesini geliştirdi. Eğitimde fırsat eşitliği adına özel gereksinimli çocuklar için farkındalık çalışmalarına ağırlık veren Şafak Coştu, çalışma tekniğini bir eğitim seti eşliğinde tüm çocuklarla buluşturmak için de kolları sıvadı.

Haberin Devamı

Dislektik öğrencileri için özel alfabe geliştirdi
Aynı zamanda Posta Gazetesi’nde köşe yazılarıyla aileleri ve eğitimcileri bilgilendirmeye çalışan Şafak Çoştu ile özel gereksinimli çocuklar için doğru yaklaşım ve eğitim yöntemlerinin nasıl olması gerektiğini konuştuk. Coştu röportajımızda, “Eğitim kurumlarında acilen özel birimler oluşturulmalı; çünkü bu çocuklar diğer çocuklarla aynı eğitimi alarak başarısız olduklarında yargılanıyorlar” dedi.

Öncelikle özel gereksinimli çocuklar dendiğinde tam olarak ne anlamalıyız?
Kalıpların ötesinde çocuklar demek istiyorum ben onlara. Bize dayatılan klişelerin çok üstündeler. Genel tanımıyla; hastalık, kaza, sendrom gibi çeşitli nedenlerle gelişim özellikleri açısından akranlarıyla beklenen düzeyde eşitlik sağlayamayan çocuklar diyebiliriz. Otizmli bireyler, zihinsel engelli bireyler, bedensel engelli bireyler ve görme engelli bireyler özel gereksinimli çocuklardır.

Haberin Devamı

DAHA BİLİNÇLİ OLMALIYIZ

Öğretmen olmak için eğitim alırken, özel gereksinimli çocuklarla ilgili de bir dersiniz oluyor mu?
Aslında çoğu dersimizin içinde görüyoruz ama özellikle bazı derslerimizde daha yoğun olarak işleniyor bu konular. Ama henüz bir öğrenciyken sayıların bu kadar fazla olduğundan habersizdim. Öğretmen olunca da verilen derslerde onları anlatmak veya sorunlarını konuşmak yerine daha çok çözüm yollarına odaklanılması gerektiğini fark ettim. “Evet, bu çocuklar otizmli peki nasıl iletişim kurabiliriz, onları nasıl eğitebiliriz?” sorularının üstünde durulmalı. Zihinsel engelliler öğretmenliği bölümünde daha yoğun işleniyor bu dersler. Fakat atladığımız nokta şu ki çocuk tanı alırsa özel eğitim alıyor; çoğu aile tanı aldırmaktan uzak duruyor. O yüzden tüm öğretmenlerin bu konuda daha bilgili olmaları çok önemli.

AYRICALIKLI EĞİTİMLE TOPLUMA KAZANDIRMALIYIZ

Dislektik öğrencileri için özel alfabe geliştirdi
Peki, bu çocuklar için eğitimde fırsat eşitliği var mı?

Maalesef bu konuda çok eksiğimiz var. Okullarda bu öğrencilere yönelik özel etkinlikler, çalışmalar ve ödevler hazırlanmalıdır. Konfor alanlarından çıkmadan ayrıcalıklı bir eğitim alabilmeliler. Devletin rehabilitasyon merkezlerinde sağladığı imkanlar var, fakat yeterli değil. Çünkü özel gereksinimli çocuk sayısı çok fazla ve verilen süre çok az. Özel olanlarda ise ayda 5-15 bin lira arasında değişen yüksek bütçeler söz konusu ve ödeyebilecek aile sayısı çok azdır. Çoğu öğretmen ise kaynaştırma raporlu olan öğrencileriyle ilgilenmek istemiyor; çünkü hızlarını kesen bir engel olarak görüyorlar. Maalesef bu öğrenciler genellikle en arka sıralara oturtulup kaderlerine terk ediliyorlar. Söz konusu düşünce yapısı devlette de özelde de karşımıza çıkabiliyor. Tabii bu konuda bilinçli meslektaşlarımı tenzih ederek söylüyorum.

Haberin Devamı

AKRAN ZORBALIĞI BÜYÜK SORUN

Çocukları özel gereksinimli çocuklarla bir arada eğitim alan veliler nasıl bir yaklaşım sergiliyorlar?
Maalesef aileler empati kurmakta çok başarısızlar. Çocuklarının yanlarında akranlarıyla ilgili çok fazla yorum yapıyorlar. Bazen çocuklarını diğer çocuklarla oynamaması konusunda öğütlüyorlar. Akran zorbalığı sadece özel gereksinimli çocuklar için değil bütün çocuklar için büyük bir sorun. Okuldan soğutan, başarısızlık hissi veren, özgüven kaybına neden olan bir harekettir. Hatta bazen çocuklar kendilerine zarar vermeyi bile düşünüyorlar ya da büyüdüklerinde bir travma olarak ceplerinde hep taşıyorlar.

ÇOCUKLARINIZI DEĞİL ÇOCUKLARI SEVİN!

Haberin Devamı

Dislektik öğrencileri için özel alfabe geliştirdi‘Özgüvenli’ çocuklar yetiştirelim derken hangi yanlışlar yapılıyor?
İnsanlar çocukları değil çocuklarını seviyorlar. Belki de en büyük hatalar burada başlıyor. Salt kendi çocuğumuzun mutluluğunu önemseyemeyiz. Toplum kurallarına uyan, etrafına saygı duyan, belirli değerlere sahip çocuklar asıl özgüvene sahipler. Çocuklarımızın hayatındaki her problemi onlardan önce biz çözersek bu çocuklar, yaşamayı öğrenemezler ve bizim pompaladığımız mutluluk bitip topluma karıştıklarında afallarlar. Kendini ezdirmesin kisvesi altında çocuklarımıza zorbalığı aşılıyoruz aslında. Bu da yalnızlaşmış, bencil bireyler yetişmesine neden oluyor.

10 ÇOCUKTAN BİRİ DİSLEKSİ

Haberin Devamı

Sizin özellikle disleksi üzerine çalışmalarınız var. Bu yönde farkındalığınız nasıl arttı?
Sınıf öğretmenliği yaptığım dönemde 23 kişilik sınıfımda disleksi tanılı 6 öğrencim vardı.
Diğer öğrencilerim bir şekilde okumayı öğreneceklerdi ama benim asıl başarım disleksi olan çocuklar üzerindeki etkim olacaktı. Çünkü o öğrencilerin aslında diğerleri arasında nasıl kaybolduğunu ve gerçekten yetenekli olduklarını gördüm. Her zaman soruna değil çözüme odaklanan bir yapım olmuştur. Bu yüzden disleksi öğrencilerim için ayrıca neler yapmalıyım, sorusuyla yola çıktım.
Gerçekten yüksek bir rakam! Dislekside önemli belirtiler nelerdir?
Türkiye’de 10 çocuktan biri disleksi olarak biliniyor. Bunun en önemli gözlemcisi ise öğretmen aslında. Belirli gözlemler var örneğin; simetrik harfleri karıştırma, heceleyerek okuma, dikkat eksikliği, yer yön kavramlarını karıştırma, fiziksel aktivitelerde başarısızlık, kısacası yaşından beklenen eğitim düzeyini gösterememe. Disleksi bir zekâ geriliği değildir aksine normal ya da normalin üzerinde zekâya sahipler. Sadece doğru yöntemlerin uygulanması gerekiyor. Ayrıca disleksi olan çocukların en büyük problemi özgüven eksikliğidir. Sınıfta onları rencide etmek yerine başarılı yönlerini ortaya çıkarmalıyız.

Haberin Devamı

ETİKETLEMELER YAPMAYIN

Tembel ya da ilgisiz diye etiketlenen öğrenciler de disleksi olabilir öyleyse?
Elbette kimse başardığı bir konuda isteksiz olmaz. Yeni yeni bu bilince sahip olunmaya başlandı. Benim dönemimde sınıfta çalışkanlar, tembeller sıraları vardı. Ne büyük bir hata ve etiketleme. Öğretmenler disleksi olan çocukların yapamayacakları konuları bilmeliler ve sınıf içinde bu soruları yöneltmemeliler ya da okuma yaptırırken mümkünse sesli okuma yaptırmamalılar. Sınıf içinde başarısızlığının tescillenmesi bu çocuklarda geriye çekilmeye neden olacaktır.

İLK DİSLEKSİ GÖRSEL ALFABESİ

Siz öğrencileriniz için nasıl bir öğrenme yöntemi geliştirdiniz?
Bu alan ticari bir sektöre dönüştüğü için Türkçe kaynaklara pek ulaşamadım. Yabancı kaynaklardan disleksi çocukların psikolojisini, onlar için nasıl etkinlikler ve çalışmalar yapılması gerektiğini araştırdım. Kendi fikirlerimle ve gözlemlerimle harmanladım. Sonunda her duyuya hitap eden çoklu öğrenme tekniği hazırlayarak, derslerimi anlatmaya başladım. Çocuklarda öğrenme konusunda önemli farklılıklar oldu. Çalışmalarıma daha da ağırlıklar vererek Türkiye’de ilk olacak disleksi görsel alfabesini oluşturdum. Tescilini de aldım bu alfabenin. Şu anda eğitim setininin hazırlığı içerisindeyim.

HEM GÖZE, HEM KULAĞA

Tam olarak disleksi alfabesi nasıl bir fayda sağlıyor?
Aslında disleksi çocukların ihtiyacını tanımlayarak bulduğum teknikle bir ürün hazırladım. Disleksi olan çocuklar sembolleri anlamlandıramıyorlar, dolayısıyla unutuyorlar ve okuyamıyorlar. Bulduğum alfabede her harf için bir cisim var ve bu cisim hem o harfle başlıyor hem de şekli o harfe benziyor. Dolayısıyla hem görsel hem de işitsel olarak harfleri anlamlandırıyor, hatırlamakta da kolaylık sağlıyor. Hem göze, hem kulağa hitap ettiği için ayrıca her çocuk yararlanabilecek.

Şu anda kariyerinizde nasıl bir yol haritası çizdiniz?
Eğitim kurumlarında acilen özel birimler oluşturulmalı; çünkü bu çocuklar diğer çocuklarla aynı eğitimi alıyor ve başarısız olduklarında da yargılanıyorlar. Ben de disleksi olan öğrencilere özel çalışmalar yapılmasını savunuyorum. Özel ilgi gerektirdiği için o dönem çalıştığım kurumda maalesef gerekli bulunmadı. Bu nedenle bir karar alarak; daha fazla öğretmene ulaşmak ve disleksi çocuğa destek olmak adına eğitim danışmanlığına yoğunlaştım. Eğitim kurumlarına disleksi kursları, çocuk gelişimiyle ilgili konuşmalar ve seminerler veriyorum. TEGV işbirliği ile de ücretsiz olarak devlet okullarında öğretmenlere ve velilere eğitimler veriyordum. Fakat pandemiden dolayı ara vermek durumunda kaldık.

ÇOCUKLAR İÇİN YAZDIM

Dislektik öğrencileri için özel alfabe geliştirdi
Bir kitap hazırlığınız da var bildiğim kadarıyla?

Evet, özel gereksinimli çocuklarla ilgili bir çocuk kitabı yazdım. Çocuklar için yazdım; çünkü biz her zaman erişkinlere yönelik bilgiler veriyoruz ama birilerinin onları anladığını bilmelerine ihtiyaçları var. Ne hissettiğimi biliyorlar, mesajını vermek gerekiyor. Kitap biraz da pandemi dolayısıyla 2021 yılında yayınlanacak. Ayrıca yine akran zorbalığıyla ilgili mizahi bir çocuk kitabı da yazmaktayım. Dünya eğitim sistemleriyle ilgili yaptığım araştırmaları bir kitapta birleştirmeye hazırlanıyorum. Beni heyecanlandıran dijital platformlarda bazı projeler var ama gerçekleşmeden büyüsünü kaçırmak istemiyorum.

ÖZEL BİRİMLER OLUŞTURULMALI

Disleksi konusunda ailelere sizin önerileriniz ne yönde?
Öncelikle öğretmenlerin bilinçli bir şekilde, aileleri tanı almak noktasında hızlı davranmaları konusunda uyarması gerekiyor. Yapılan en büyük hata biraz bekleyelim, denmesi. Aileler tarafından bu durum karşısında duygusallığa verilen her süre çocuğun eğitiminden çalınan süredir. Geç kalındığında aradaki fark hiçbir zaman kapanmıyor. Aileler tanı aldırmaktan korkmasınlar; çünkü bir çocuğun disleksi tanısı olması demek ona göre ödevler verileceği ve ona göre sınavlar yapılacağı demektir. Doğru eğitimi aldıklarında yaşam kaliteleri gözle görülür şekilde artıyor. Bu yüzden bu çocukları topluma kazandırmamız gerekiyor. Kurumlarda bununla ilgili farkındalık çalışmaları yürütülmesi, öğretmenlere ve velilere bunun eğitiminin verilmesi önemli bir adım olur.

Yazarın Tüm Yazıları