Paylaş
Bu kapsamda Mor Salkım Kadın ve Dayanışma Derneği tarafından hazırlanan Çocuk İstismarı’na yönelik bilgilendirme ve önerilere dayalı kitap çalışması kapsamında Cinsel Terapist Burcu Üzümcüler ve Psikolog Eylül Baykara ile bir araya geldik. İstismarın ceza artırımı ile önlenemeyeceğinin altını çizen Üzümcüler ve Baykara, acilen koruyucu ve önleyici tedbirleri içeren çocuk politikasının oluşturulması ve yasalaşması gerektiğine dikkat çektiler.
- Öncelikle “istismar” kapsamına neler giriyor, genel bir tanımlaması var mı?
B.Üzümcüler: Dünya Sağlık Örgütü (WHO); çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen, bir yetişkin, toplum ya da ülkesi tarafından yapılan davranışları çocuk istismarı olarak tanımlamıştır. Şunun altını öncelikle bir çizelim; çocuğa ciddi zararlar veren bir davranışın çocuk tarafından algılanmaması ya da davranışı gerçekleştiren tarafından bilinçli olarak yapılmaması bu davranışın istismar olduğu gerçeğini değiştirmez. Ve ne yazık ki çocuklar üzerinde pek çok açıdan olumsuz etki yaratan istismar; genelde çocuğun yakından tanıyıp, bildiği ve güvendiği kişiler tarafından yapılıyor.
- Çocuk İstismarı kitabında hangi konular yer alıyor?
B.Ü. : Çocuklar üzerinde fiziksel, duygusal, sosyal, bilişsel, cinsel ve zihinsel pek çok açıdan olumsuz etkiler yaratan istismar söz konusu. Çalışmamızda özellikle, Fiziksel İstismar, Cinsel İstismar, Duygusal İstismar ve İhmal Etme üzerinde durarak, istismarın belirtileri, nasıl yardımcı olmamız gerektiği, ebeveynler ve aileler olarak istismarla mücadele ve önlem için yapılması gerekenler konusunda bilgilendirici detaylı bir çalışma gerçekleştirdik. İsteyen herkes www.morsalkim.org sitemizden indirebilir. Basılı hale getirmek, öncelikle okullar olmak üzere daha fazla kişiye ulaştırmak için ilgili kurum ve kuruluşların desteğine ihtiyacımız var.
EN SIK FİZİKSEL İSTİSMAR GÖRÜLÜYOR
- Hangi durumlarda fiziksel istismardan şüphelenmeli, belirtileri nelerdir?
Eylül Baykara: Fiziksel istismar en çok görülen ve belirlenmesi en kolay istismar şeklidir. Vücudunda açıklanamayan yaralar olan her çocuğa fiziksel istismar şüphesi ile yaklaşılmalıdır. Çocuklar anne-babaları, öğretmenleri ya da bakımlarını üstlenen kişiler tarafından fiziksel istismara uğrayabiliyor. Çocuğun yaptığı açıklamalar ile anne-babanın açıklamalarının birbiriyle örtüşmemesi, çocuğun durumuna kayıtsız kalmaları, tekrarlayan şüpheli belirtiler fiziksel istismar belirtisi olabilir. Fiziksel istismar çocuklarda davranışsal olarak suçluluk duygusu, düşük akademik başarı, şiddet suçlarına, alkol ve diğer uyuşturucu bağımlılıklarına yüksek oranda eğilim göstermeyle sonuçlanıyor. Psikolojik olarak uzun dönemde depresyondan tutun kaygı bozukluğuna kadar uzanabiliyor.
SESSİZ KALMAK SUÇA ORTAKLIKTIR
- Hangi eylemler cinsel istismar olarak değerlendirilmelidir?
E.B.: Çocuğun bir yetişkin tarafından; rıza gösterme kapasitesi olmadığı, anlamadığı, kabul etmediği, gelişimsel olarak hazır olmadığı bir cinsel aktiviteye zorlanmasının yanında her türlü cinsel içerikli konuşma ve şakalaşmaları, teşhir ve röntgencilik gibi temas içermeyen aktiviteleri de cinsel istismar olarak değerlendirilmektedir. Çocuğun erken yaşta evlendirilmesi de cinsel istismardır. Tüm bunları uygulamak kadar, cinsel istismarı bilip buna sessiz kalmak da bir suçtur.
- Cinsel istismarın en güçlü göstergesi nedir?
E.B.: Elbette çocuğun ifadesi. Eğer çocuk cinsel istismara uğradığını söylüyorsa bunu mutlaka ciddiye almak gerekir. Toplumumuzda çocukların cinsel istismara uğramış olması genellikle saklanmaya çalışılmaktadır. Ya da çocuk bunu söylediğinde yalan söylediği düşünülür. Ancak doğru olma ihtimali yalan olma ihtimalinden çok daha fazladır.
DAVRANIŞLARA DİKKAT
- Çocuğun da bu durumu ifade etmesi çok kolay değil. Davranışsal belirtilerden anlaşılabilir mi?
E.B. : Cinsel istismar sonucu çocuğun utanç ve suçluluk duymasından dolayı bu durum yetişkinliğe kadar saklanabilmektedir. Ya da genellikle istismarcının çocuğu tehdit etmesi, yönlendirmesi veya “bu bizim küçük sırrımız” gibi ifadeleri de çocuğun durumu gizlemesine neden olmaktadır. Davranışsal olarak cinsel içerikli konulara aşırı ilgi ya da bunlardan aşırı kaçınma, okulda beklenmedik zorlanmalar, fiziksel temas veya yakınlıktan kaçınma, ani ve aşırı kilo alma ya da kilo verme, belli yerlerden ve kişilerden çok fazla korkma gibi davranışlar mutlaka değerlendirilmelidir.
ÇOCUĞUNUZLA İLETİŞİM KURUN
- Aile içinde çocuğa güven vermek adına ne yapılmalı?
B.Ü. : Her ailede sorunlar olabilir ancak iletişim kurmak, çözüm yollarını birlikte aramak, aile bireylerini birbirine daha çok bağlar. Sohbet etmek, oyunlar oynamak, uyumadan önce masal okumak, öperek yatırmak gibi davranışlar çocuğunuzun duygusal olarak gelişmesine katkı sağlamış olur. Güven bağı için önemli noktalardan biri de tutarlı olmaktır. Bir gün evet bir gün hayır demek çocuğa ebeveyn olarak sınır koymayı zorlaştırır ve aradaki güven bağını zedeler. Öte yandan çocuğun yanlış yaptığı zamanlar da bile ailesi tarafından sevildiğinden emin olması, ailesine olan güvenini artırır.
CİNSEL ŞİDDET ÖNLENEBİLİR
- Cinsel şiddeti önlemek için ebeveynlerin hızlıca alacağı önlemler nelerdir?
B.Ü. : Kısa sürede yapabileceğimiz 10 şeyi şöyle sıralayabiliriz;
SARILMASI İÇİN ZORLAMAYIN
- Duygusal İstismar çok farkında olmasak da gündelik yaşamda en sık rastlanan istismar türlerinden biri olarak çıkıyor karşımıza?
E.B. : Duygusal ve davranışsal belirtilerin iyi gözlenmesiyle anlaşıldığı için diğer istismar türlerine kıyasla anlaşılması daha zor. Çocuğun nitelik ve kapasitesinin sürekli kötülenmesi, reddetme, suçlama gibi söz ve davranışlar, yetenekleri üstünde istek ve beklenti içinde olunması, kardeşler arasında ayrım yapma, lakap takma, bağımlı kılma, aşırı koruma gibi davranışlar duygusal istismar olarak tanımlanıyor. Duygusal istismara uğrayan çocuklarda ciddi psikolojik zararlar görülür. Normal bir zihinsel kapasitede olsa bile özel öğrenme güçlüğü ve dikkat dağınıklığı gibi problemler de görülebilir.
-Peki çocuk hangi durumlarda ihmal edilmiş sayılır, örnek verebilir misiniz?
E.B. : Çocuğa bakmakla yükümlü yetişkinler tarafından maddi olanağı olmasına rağmen çocuğun temel ihtiyaçları olan beslenme, barınma, sağlık, eğitim gibi ihtiyaçlarının karşılanmaması ihmaldir. Uzun süre aç kalması, giysilerinin temiz olmaması, hasta olduğunda doktora götürülmemesi gibi durumlarda ihmal istismarından şüphelenildiğinde yoksulluk ya da kaynak eksikliğinden mi yoksa çocuğu istemediklerinden mi kaynaklandığına dikkat etmek gerekiyor.
açıklayarak öğretin
- İstismara neden olabilecek, doğru yaptığımızı düşündüğümüz hangi davranışlardan vazgeçmemiz gerekiyor?
E.B: Çocuğunuzu asla dudağından öpmeyin. Başkalarına sarılması için zorlamayın. Günlük yaşamda “Garson amca kızar şimdi bak” diyerek herkes sana kızabilir imajını yaratmayın! Kalabalık araçlarda “Amcanın yanına, teyzenin kucağına otur” diyerek yabancılarla arasındaki bağı kuvvetlendirmeyin. Akraba dahi olsa çocuğunuzu kimse ile tuvalete göndermeyin. Çocuğunuz kendini öptürmek istemiyorsa ona kızmayın. Vücuduna o istemedikçe kimsenin dokunamayacağını mutlaka öğretin. Herhangi bir şeyi korkutarak değil, açıklayarak öğretin.
ÇOCUK KORUMA SİSTEMİ KURULMALIDIR
- Özellikle cinsel istismarı önlemek için cezaların artırılması konusunda ne düşünüyorsunuz?
B.Ü. : Aşırı derecede artırılmış cezalar çözüm değildir. Tam tersine cezasızlık riski yaratır, hiçbir ıslah edici niteliği olmadığı gibi, koğuş ve sokak linçlerini besler, suç delilini ortadan kaldırmak amaçlı cinayetlere neden olur. Bugüne kadar yapılan yasal düzenlemeler ve verilen yargı kararları, ceza artırımının çözüm olmadığını göstermiştir. Cinsel istismar bir şiddet türüdür, hastalık değil, suçtur. Kişinin onayı olmaksızın cinsel isteğin ilaçla baskılanması gibi tıbbi uygulamalarla suçu cezalandırmaya çalışmak da insan haklarına aykırıdır. Cinsel dokunulmazlığa karşı suçların toplumsal ve hukuki meşruiyet zeminini oluşturan çocuk yaşta ve zorla evlendirmeleri önleyecek ve tüm sorumlular hakkında caydırıcı cezalar getirecek yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Sizin dernek olarak çözüm öneriniz nedir?
B.Ü. : Öncelikle çocuk istismarına suç ve ceza eksenini aşan daha geniş perspektiften, disiplinler arası bir yaklaşımla ve hak temelli bir çocuk koruma anlayışıyla çözüm bulunması gerekiyor. İlgili tarafların ve sivil toplum kuruluşlarının demokratik katılımıyla çocuk haklarını merkeze alan, koruyucu ve önleyici tedbirleri içeren, çocuğun bütünlüklü olarak güçlendirileceği bir Çocuk Politikası oluşturulmalı, bilimsel verilere ve yaşanan tecrübelere dayalı bir yasal düzenleme yapılmalı, uluslararası sözleşmelere uygun olmalıdır.
İSTİSMARI FARK EDEN DESTEKLENMELİ
Çocuğa karşı cinsel istismar suçlarının soruşturulması ve kovuşturulması sırasında delil kalitesini artırıcı, yargılamanın iyileştirilmesini sağlayıcı bir düzenleme yapılmalıdır. Örneğin çocuk cinsel istismarında zamanaşımı sorununa çözüm bulunmalı, çocuğun beyanının hukuki değeri güçlendirilmelidir. İstismarı fark eden kişilerin bildirimde bulunmasının önündeki engeller tespit edilip kaldırılmalı, destekleyecek mekanizmalar oluşturulmalıdır.
Paylaş