Paylaş
Hikâyelerin hepsi gerçek, hepsi sarsıcı…
Ama işte bir beş dakikalık bir bölüm var ki… Kadın iki oğluyla birlikte caddede yürüyor. Bir yaşındaki pusette, üç buçuk yaşındaki de yanında… Küçük oğlu avazı çıktığı kadar ağlıyor. Kadın çareyi çocuğu pusetten çıkarıp sarsmakta buluyor. Öyle haşin sarsıyor ki kafede oturan polis memuresi hemen yerinden fırlıyor ve soluğu kadının yanında alıyor. Neden çocuğunu sarstığını soruyor, kadın “Başka türlü susturamıyorum” diye cevap veriyor.
Bu cevap üzerine polis memuresi, çocukları eve bırakarak anneyi karakola götürüyor. Sorgu sırasında diyalog şöyle ilerliyor:
Polis: Büyük çocuğunuzun çok sakin bir çocuk olduğunu, bebekken de hiç ağlamadığını söylüyorsunuz. Küçük çocuğunuz neden ağlıyor?
Kadın: Çünkü küçük oğlumu rahatlatmamı sosyal hizmetler yasakladı. Bunun yanlış olduğunu söylediler.
Polis: Nasıl rahatlatıyordunuz?
Kadın: Pipisiyle oynuyordum, ağzıma alıp öpüyordum, biraz okşuyordum 10 dakikada uyuyordu.
Polis: (Üç dakika donduktan sonra) Oğlunuza tecavüz ettiğinizin farkında mısınız?
Kadın: Ne alakası var! Ne taciz, ne tecavüz. Ben onu sadece seviyorum. Hem tecavüz için cinsel birleşme olması gerekir.
Polis: Küçük çocuklara karşı her türlü cinsel eylem tecavüz sayılır.
İnanabiliyor musunuz? Cahilliği kestirebiliyor musunuz? Bir anne evladının penisiyle nasıl bu kadar haşır neşir olabilir? Bu sahneyi izledikten sonra gerçekten mıh gibi oturduğum koltuğa çakıldım. Ruhen daha da kalkabilmiş değilim.
Paylaş