Paylaş
Saat 18.00’de başlayacak konser kapılarının neden 14.00’te açıldığını gidince anladım. Meğer amaç bize daha fazla para harcatmakmış. Kuruçeşme Arena’nın ortasına Pepee’nin evini kurmuşlar. Anasını, babasının, dedesinin, nenesinin, kardeşi Bebe’nin, arkadaşı Şila’nın ve tabii ki kendisinin de maketlerini yapmışlar. Arkadaş ve akraba maketleriyle fotoğraf çektirmek bedavaydı da Pepee için 10 lira ödemek zorunluydu mesela. Pepee’nin kum boyayla resmini boyayıp eve götürmek de 10 lira... Hoplama zıplama, minyatür trene binme gibi etkinlikler de 3 lira... Allah’tan Rüzgar’la konsere bir saat kala gittik de az hasarlı bir maddi çöküntüyle kurtardım. Hepsinden bir tur dönebildi sadece.
NEYSE HAVAYA BEZ ATMADILAR
Beşinci kum boyamasını yapan, altıncı kez trene binen çocukları görünce, halimize bol bol şükrettim. Konser 18.00’de Pepee’nin hepimizin tüylerini diken diken eden, “İki ekmek aldım eve gidiyorum” adlı duygu yüklü(!) şarkısıyla başladı. Çocuklar en çok, “Çişimiz tuvalete, kakamız tuvalete, artık kimse yapmıycak popomuzdaki beze” şarkısıyla coştu. Ama Allah’tan, arkadaşım Ebru Çapa’nın tahmin ettiği gibi gaza gelip bezlerini havaya fırlatmadılar.
Rüzgar ve benim için konser ağlayarak bitti. Çünkü elimden kurtulup sahneye çıkmak isteyen oğlumu, güvenlik görevlisi bir güzel itti. Böyle bir tepkiyle ilk kez karşılaşan Rüzgar’ın alt dudağının sallanışına, çizgi kahraman gibi göz yaşı fışkırtmasına içim gitti. Ama hayat böyle işte! O da öğrenecek, ben hâlâ öğreniyorum.
Korkular hakkında uzman görüşü
Rüzgar ve korkularını yazdığım yazıyı hatırlarsınız. Ezan sesinden, uyurken ellerinin kesileceğinden, havai fişekten, yanlız kalmaktan falan feci tırstığını anlatmıştım. Konuyla ilgili Anadolu Sağlık Merkezi Uzman Psikoloğu Aylin Sezer’den bir uzman görüşü geldi. Paylaşmak istiyorum: Çocuklar 3-4 yaşına kadar yüksek ses, hızlı hareketler, yabancılar ve özellikle anne-babadan ayrılmaya dair korkular yaşarken; 3-6 yaş arası, daha çok karanlık, canavarlar, gece duydukları garip seslere dair korkular geliştirirler.
BAZEN NEDEN EBEVENLER
Korku, çocuk için kendisini dış dünyaya konumlama çabasıdır. Bu korkular yoluyla, dış dünyayla mücadele eder ve kendilerine güvenlerini kazanırlar. Bazen ebeveynler ve aile büyükleri de bu korkuların çıkışına veya pekişmesine neden olabiliyor: “Yaramazlık yaparsan, seni bırakırım”, “Yemeğini bitirmezsen, seni başkasına veririz”, “O odaya girme, orada öcü var” gibi çocuğun davranışını yönlendirme amacıyla düşünmeden söylenen sözler... Çocukların korkularıyla alay etmek de bu korkuların artmasına neden oluyor.
NE YAPMALI
Çocuğunuzun korkusuna saygı gösterin, korkuların çoğunun geçici olduğunu, ruhsal gelişiminin bir parçası olduğunu bilin. Çocuğunuzun genellikle bu korkunun üstesinden kendi kendine gelebileceğini unutmayın ve onu bunun için cesaretlendirin. Bunu yaparken, çocuğunuzun kişiliğini, sizinle ilişkisini ve o sıralar ailedeki önemli olayları göz önünde bulundurun.
Özellikle erken yaşlardaki çocukluk korkuları, genelde gelişimsel meselelerle ilgilidir ve profesyonel müdahaleye gereksinim duymadan kendiliğinden geçer. Çocuğun neden korktuğunu anlamak ve birlikte bu korkuyla baş etmeye çalışmak önemli. Çocuk karanlıktan korkuyorsa, onunla odaya gitmek, ışık açık ve kapalıyken birlikte oturmak, aslında bir şeyin değişmediğini göstermek etkili olur. Yalnız yatmaktan korkuyorsa, uyuyana kadar yanında kalmak (o uyuduktan sonra kendi odanıza gideceğinizi mutlaka söyleyerek), kapısını açık bırakıp, ihtiyacı olursa seslenebileceğini söylemek, onu rahatlatır.
Korkutucu kâbuslar, korkudan dolayı uyuyamaması, normal yaşamını engelliyorsa, bir çocuk ruh sağlığı uzmanına başvurmalı.
Paylaş