Paylaş
Her çocuklu ev gibi bizim evde de gün sabah 7.00 gibi başlıyor malum. Rüzgar odasından “anne gaktım, sen de bulaya del” diye bağırarak, hatta bazen haykırarak beni uyandırıyor. Olanca gücümle gülümsemeye çalışarak “Günaydın oğlum, hadi kalk” diyorum. İşte ilk itiraz o zaman geliyor. “Uyanmayacam” ya da “Kalkmayacam” diyor. “E o zaman uyumaya devam et” diyorum. “Uyku bitti, düneş doğdu, aydede ditti” yapıyor.
10 dakika kucağıma alabilmek için yalvarıyorum. 10 dakika banyodaki ördekler ya da diş macunuyla aklını çelerek başarıya ulaşıyorum. Elimizi, yüzümüzü, popomuzu yıkayıp, dişlerimizi fırçalayıp dönüyoruz. Bizimki seçtiğim kıyafetlere itiraz ediyor. Kazak çıkardığım gün hırka, askılık çıkardığım gün kemer istiyor. Çorabını kendi seçmezse büyük arıza çıkarıyor.
HAŞLADIYSAN SAHANDA SAHANDAYSA HAŞLAMA
Kahvaltıda da aynı aksilik devam ediyor. Yumurtayı sahanda yaptığımız gün haşlanmış istiyor tabii ki. Okul sonrası 13.00 gibi eve geldiğinde bir “uyumayacam” krizi daha yaşıyoruz. Uyku sonrası polemik konumuz ne oynayacağımız. Patron tabii ki o ama bu sefer oyun için paylaşım konusunda anlaşamıyoruz. Aslında Rüzgar’ın birlikte oynamayı istediği falan yok, o oynasın ben izleyeyim, yaptığı şeyleri bir futbol spikeri edasıyla ona anlatayım istiyor. Sorduğum uzmanlar bunun çok normal, anlatmamınsa çok sağlıklı olduğunu söylüyor.
Şaşıracaksınız ama akşam yemeği konusunda itirazı yok. Bunun ismi de anneanne mucizesi. Rüzgar’a bugün ne yiyeceksin diye sorduğumda “Anneanne ne yapmış” diyor. Yemek sonrası kaka faslı var. İlk sinyalleri aldığı anda “kakam geldi” diyor. “Hadi hemen tuvalete” diyorum. “Beze beze” diye karşılık veriyor. Ben panik oldukça o yüzünde tuhaf bir sırıtmayla “Beze dapcam” diyor. Sırf inat. Ne zaman ki biraz sakinleşip “sen bilirsin ama Rüzgar büyüdü ve artık asla beze kaka yapmıyor” diyorum, tutup elimden tuvalete götürüyor.
Tuvalet sonrası, popo yıkamaca, pijama giymece. Arabalı pijama, Pepee pijaması, ayılı pijama, Zoro pijaması... Hangisini istiyorsa onu giydirmemiz şart. Eğer kirliyse sepete ya da çamaşır makinesinin içine girip bakmak istiyor. Uyku konusundaki sorun, uyanmanınkiyle aynı. “Eee dapmayacam, daha aksam olmadı” tutturmaları en az 20 dakika. Hangi ninniyi isterse onu söylemen gerekiyor. Dandini arasında “e bebeğim” dersen yandın. Hemen “Yanlış söleme, dandini söle” diyor.
Yaaa işte bizim evde böyle bir muhalefet günler yaşanıyor. Paha biçilemez bir eğlence değil mi?
Çocuğunuz yaptığı resmi yesin
Farklı yaşlarda çocuklara heykelden ritime, origamiden, fosil atölyesine ve yoga derslerine kadar pek çok atölye düzenleyen Hokus Pokus Çocuk Atölyesi yeni mutfak atölyesinde çocuklara yenilenebilir resimler yapmayı öğrettiklerini biliyor muydunuz?
11-18 ve 25 Aralık’ta 11.00-12.00 arasında düzenlenecek yeni atölyesinde çocuklara önce kurabiye yapmayı sonra da üzerlerine resim yapmayı öğretecekler. Çocuklar kendi yaptıkları kocaman leziz kurabiyelerin üstlerini hayallerindeki resimle süsleyecek ve bunları arkadaşlarına anlatıp süt ve sohbet eşliğinde yiyecek. Zerrin Keşoğlugil’in kurduğu Hokus Pokus Çocuk Atölyesi ayrıca Türkiye’de ilk kez Sherborne (Gelişimsel Hareket Eğitimi Programı) uyguluyor. Çocuklar çevrelerini keşfetme becerilerini geliştiriyor: http://hokuspokuscocukatolyesi.blogspot.com/
Paylaş