Paylaş
Dans nedir sizce? Sanat? Gelenek? Estetik? Spor? Dışavurum? İletişim biçimi? Bence bunların hepsi hatta daha fazlası. Mesela 21 Mart Nevruz görüntülerinin en önemli duygusuydu halay çeken insanlar. Zaten ne demiş Emma Goldman: Dans edemediğim devrim, devrim değildir.
Kişinin kendi kendiyle hesaplaşmasıdır dans bir yandan. Parmaklarına, adımlarına söz geçirerek bedenini terbiye edebilmesidir. Kişi vücudunun efendisi oldukça özgüveni de artacaktır.
Seksidir. George Bernard’ın dediği gibi bazen dans etmek yatay bir isteğin dikey anlatımıdır.
İnanılmaz bir terapidir. 15 dakikada deşarj eder adamı. Yanaklar pembeleşir, sinirler pelteleşir...
Rüzgar’la dans etmeye başladığımda daha yürümeyi bilmiyordu. O gün bu gündür müzik açıp dans etmek bizim için bir ritüel. Dansın hayatın bir parçası olduğunu biliyor, hayatla dans edebilmenin kişiye verdiği mutluluğu da içinde hissediyor.
Son günlerde trombolin üzerinde zıplayarak dans ediyoruz mesela. Düşe kalka... İlerleyen yıllarda profesyonel eğitim almasını da çok istiyorum. Hoşuna gidip gitmeyeceğini anlamak için de bu yazının çıktığı gün yani cumartesi günü onu bir teste tabi tutmayı düşünüyorum. Onu Dansın Minik Yıldızları Organizasyonu’na götüreceğim. Türkiye Dans Sporları Federasyonu’nun desteğiyle Beylikdüzü Marmara Park Alışveriş Merkezi’nde saat 15.00’te gerçekleşecek yarışmaya altı ayrı dans kategorisinde tamamı lisanslı dans sporcularından oluşan 21 çift minik dansçı katılıyor. Sunucu Yonca Evcimik, artistik jüri ise Tan Sağtürk, Deniz Akkaya, Cem Ceminay ve Burçin Orhon. Tabii resmi hakem heyeti de orada hazır bulunarak teknik jüri olarak değerlendirme yapacaklar.
Yarışma, isteyen herkesin izlemesine açık. Siz de çocuğunuzun içinde bir dansçı var mı yok mu diye sorgulamak istiyorsanız, buyurun gelin.
Paylaş