Annelikle ilgili blog yazan iki blogger’ın başlattığı Emzirme Reformu hızla büyüyor. ‘Blogcu anne’ Elif Doğan ve “Çalışan gebe” Simge Alhan’ın hazırladığı Emzirme Reformu Manifestosunu’na tüm annelerin, tüm kadınların hatta erkeklerin bile destek olması gerek
Hem Sağlık Bakanlığı hem de Dünya Sağlık Örgütü “Bebekler, ilk altı ay sadece anne sütü ile beslenmeli” diyor. Ancak çalışan anne olunca, anne sütü mucizesi biraz örseleniyor. Çünkü çalışan kadının işyerinde sütünü sağması, hadi sağdı diyelim, saklaması çoğu zaman imkansız. Ben bu konuda şanslı annnelerdendim. Çünkü Hürriyet binasında şahane bir anne odası var. Temiz, steril, aydınlık. Beş kadın aynı anda pompayla süt sağabiliyor, özel buzdolabımızda sütlerimizi gönül rahatlığıyla muhafaza ediyorduk. Hatta eve taşırken sütler bozulmasın diye buz kalıplarını da o dolaptan alabiliyorduk. En önemlisi süt sağmaya indik diye ya da işlem uzun sürdü diye şeflerimizin kötü bakışlarına, çirkin imalarına, tatsız esprilerine maruz kalmıyorduk. Duk, duk diyorum çünkü Rüzgar dokuz buçuk aydan sonra sütten soğuduğu için artık emziremiyorum. Biberondandaki anne sütüne bile burun kıvırıyor. Yüreyerek, şarkı söyleyerek, kucağımda sallayarak meme verdim almadı. Sanki kendisine çok lezzetsiz birşey sunuyormuşum gibi kafa çeviriyor, ısrar edince de yaygarayı basıyor. Daha fazla emzirebilmeyi isterdim. Çünkü anne sütünün bu hayattaki en önemli mucize olduğuna inananlardanım. Bu konuyla ilgili bir reform planlandığını duyunca da çok heyecanlandım.
HÜRRİYET’İN HABERİYLE BAŞLADI
Reformu planlayanların başında Elif Doğan adında bir blogger var: “Biri 4 yaşına yaklaşan, diğeri 5 aylık iki çocuk annesiyim. İlk bebeğimin doğmasından kısa süre önce çalışmayı bıraktım. Yaklaşık bir buçuk sene önce, artık daha fazla boş duramayacağıma kanaat getirerek Blogcu Anne adlı bir blog yazmaya başladım. http://blogcuanne.com şimdi neredeyse üçüncü çocuğum”. Her şey bundan beş ay önce Elif Hanım’ın Hürriyet gazetesinde gördüğü bir haberle başladı. Habere göre, Konya’da bir öğretmen doğum sonrası süt izni kullanmak üzere okul yönetimine başvurdu. Okul müdürlüğü, memurların süt izinlerini sadece 1.5 saatlik öğle tatilinde kullanabilecekleri yönünde görüş bildirdi. Öğretmen dava açınca mahkeme, süt izninin kullanımında annenin seçim hakkı olduğunu hükme bağladı. Gerisini Elif Doğan anlatıyor: “Konya’daki öğretmenin davasından sonra ‘Çalışan Gebe’ adlı blogun yazarı Simge Alhan’la bir araya geldik. Bir Emzirme Reformu Manifestosu hazırladık. Ve desteğe açtık.” Elif Doğan ve Simge Alhan’ın amacı geniş kitlelere erişebilmek ve en nihayetinde devlet yetkililerinin önüne çıkarak bu konuda bir değişim gerektiği konusunda seslerini duyurabilmek. Bunun için arkadaşları Doris bir logo tasarladı. Çalışan çalışmayan tüm kadınlardan hatta erkeklerden destek bekliyorlar.
EMZİRME REFORMU MANİFESTOSU
İş Hayatında: * Bir yaşından küçük çocuğunu emzirmesi için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilen anne, bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını kendisi belirler. Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır. * Sağlık Bakanlığı’nın ‘ilk altı ay sadece anne sütü’ politikasıyla Çalışma Bakanlığı’nın çalışan annelere sağladığı dört aylık doğum izni birbiriyle çelişmektedir. Birçok anne bebeği henüz iki-iki buçuk aylıkken çalışmaya geri dönmek durumunda kalmaktadır. Bu yanlışlık bir an önce giderilmeli, doğumdan sonraki 8 haftalık ücretli doğum izni en az 6 aya çıkarılmalıdır. * Ücretsiz izin konusunda da ciddi değişiklikler yapılmalı, doğum sonrası ücretsiz izin en az iki seneye çıkarılmalıdır. * Yönetmelikler, 100-150 arası kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde, çocukların bırakılması, bakılması ve emzirilebilmesi için bir emzirme odasını şart koşuyor. 150’den çok kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde ise yurt ve yurt içinde anaokulu açmak zorunlu. Bu maddeler yürürlüğe konmalıdır. * Emziren işçi doğumu izleyen altı ay boyunca gece ve günde 7,5 saatten fazla çalıştırılmamalıdır. * Hiçbir çalışan anneye çocuğunu emzirdiği ve süt izni kullandığı için işyerinde mobbing uygulanmamalıdır. Annenin süt iznini kullanacağı saatlere kasti olarak acil toplantılar, ‘o dakika bitirilmesi gereken işler’ denk getirilmemelidir.
Toplumsal Hayatta: * Yeni annelerin yetersiz bilgileri “sütüm yetmiyor” gibi endişelere yol açmakta, birçok bebek gereksiz mamayla beslenmektedir. Gebeler ve yeni anneler, emzirme hakkında yeterince bilgilendirilmelidir. * Emzirme, doğumdan sonra en kısa sürede başlamalıdır. Doğumdan sonraki ilk dakikalarda bebek annenin kucağına verilmeli ve doğumdan sonraki ilk yarım saat içinde emzirmenin başlaması sağlanmalıdır. * Her annenin bebeğini istediği sürece emzirme hakkı vardır. Hiçbir anneye çocuğu “meme emmek için fazla büyüdüğü için” mahalle baskısı yapılmamalı, anne ve bebek devamını istediği sürece bu bağın zorla kopartılması hiçbir şekilde talep edilmemelidir. * İsteyen her anne, parkta, sokakta, alışveriş merkezinde vs. bebeğini emzirebilmelidir. Hiçbir anneye ortalıkta emzirdiği için ayıp ya da kötü bir şey yapıyormuş izlenimi verilmemelidir. Bebeğini emziren annenin memesi cinsel obje değildir. Ortalıkta emzirmek istemeyen annenin mahremiyetine de saygı gösterilmelidir.
Destek olmak için:
* www.emzirmereformu.com sitesindeki yorum kutusuna “Destekliyorum” yazın. * Eğer bir blogunuz ya da web siteniz varsa Emzirme Reformu Gerekli logosunu yerleştirin. * www.emzirmereformu.com adresini arkadaşlarınıza mail gönderin. * Facebook, Twitter ve diğer sosyal medya ağlarında bu sayfanın linkini paylaşın.
ANNELER’DEN YORUMLAR:
* Belma: Sütümü acil toplantılar, ters bakışlar yüzünden yeteri kadar sağamadığım için 9. ayda göğüslerim tıkandı. Günde 3,5 mg antibiyotik almak zorunda kalan bir çalışan anne olarak sizi tüm kalbimle destekliyorum. * İpek: Erken doğum yaptığı için devlet tarafından cezalandırılan bir anne olarak sonuna kadar emzirmeyi destekliyorum. Ücretli iznimin sadece 8 haftasını kullanabildim, diğer sekiz hafta maalesef yandı. * Gökçe Akkar: Tüm varlığımla destekliyorum. Ücretsiz izin hakkımı kullanabilmek için işimden olmayı göze almak zorunda bırakıldım, annenin ve bebeğinin en doğal hakkı bu dönemde birlikte olmak.