Tam bir gezgin oldu. 2011’den bu yana Afrika’dan kutuplara kadar 48 ülkeyi gezdi. Bu seyahatlerini de ‘Zambaktan Bir Masal’ kitabında topladı. “Tıpkı zambak gibi, bembeyaz, leke tutmayan bir dünya hayal ediyorum” diyen Aşkali ile yaptığı yolculukları, gezgin olmanın nasıl bir duygu olduğunu konuştuk.
Bu tutkunuz nasıl başladı?
Küçük yaşlarda belgeselleri, filmleri izler, yeryüzündeki ortaklarımızı merak ederdim. Kızılderilileri, uzak kabileleri, hayvanları, her şeyi tanıma hayalim vardı. Bu hayalim kırklı yaşlarda gerçek oldu.
Arizona'daki Antilop Kanyonu
"KAZA GEÇİRDİM, BİR YIL YÜRÜYEMEDİM. AYAĞA KALKTIĞIMDA RUHUM DEĞİŞMİŞTİ"
Nasıl bir yaşamınız var?
Türkçe konuşan Viyanalı rehber Holger Fertinger’in arkasında iki gazeteci koşturuyoruz. O anlatıyor, biz hayranlıkla dinliyor ve not alıyoruz.
23 bölgeden oluşan Viyana’nın merkezindeyiz. ‘1. Bölge’, Viyana’nın tam kalbi. 150. yılını kutlayan Yüzük Caddesi (Rinsstrasse), Ayna Sokak (Spiegelgasse)... Bonbonier; 1920’den kalma, şimdilerde bar olan bir genelev... İçeride atmosfer tarih kokuyor. Garsonların kıyafetleri 1920’lerden... Biraz ileride 100 yıllık ‘Fledermaus’. Tango ve kabare gecelerinin adresi...
Ülkenin en büyük katedrali; ‘Aziz Stefan’... Üzerindeki Osmanlı top mermisi halen duruyor. Viyana’nın İstiklal’i ‘Karntner’... Beethoven’ın 5. Senfoni’yi yazdığı müze ev...
Büyük ama büyülü bir koşuşturmacanın içindeyiz. Zaman az, gezilecek yer çok... Yazılacak onca yer var ancak birkaç güne yayılan bu sıkıştırılmış Viyana keşfinden aklımda en çok kalan yeri anlatmak istiyorum: Cafe Central...
İçinizdeki bu seyahat tutkusu birden nasıl oluştu?
- Uzun süredir kendi işimi yapıyorum, bir ajansım var. İlk seneler işi oturtmak için, sonra da işlerin yoğunluğundan doğru düzgün tatil yapamadım. Pasaport aldım, öylece duruyordu. Bayram ve resmi tatiller dahil bir yılda 6-7 gün tatil yapabildiğimi hesapladığım sene (2010) birden delirdim, “Hayat kaçıp gitmiş, haberim yok” diye!.. Kıbrıs’ı saymazsak hiç yurtdışına çıkmamıştım; sonra bir gece Küba turlarına baktım, ertesi sabah firmalardan birini aradım, ‘barter’ teklif ettim. Tesadüfen onların da tanıtıma ihtiyacı ve bir kişilik de yerleri varmış. Hiç düşünmedim, beş gün sonra uçağa bindim, Havana’ya indim! Sonra devamı geldi, son 7 yıldır sanki kanıma bir virüs girdi ve gezmeden duramıyorum...
Danimarka
Seyahatlerinizi nasıl planlıyorsunuz?
Yelkenle ne zaman tanıştınız?
Ailem yelkenciydi ve bu konuda kendimi şanslı hissediyorum. Büyükbabam 1930’da daha 15-20 yaşlarında yelken yapıyormuş. Babam ve amcam da yelkenciydi. Haliyle doğuştan geliyor bu aşk... Bir teknemiz vardı, onla bu işe bulaştım. Sonrasında sürekli aile tekneleriyle Kalamış’ta yarışmaya başladım. Basket de oynardım, kayakla da ilgilenirdim ama yelkencilik hep ön planda olurdu. Sonra seyahatlerim başladı.
İsveç
İlk yarışınız hangisiydi?
Gezme tutkusu ne zaman başladı?
Kendi paramı kazanmaya başladığım andan itibaren seyahat tutku haline dönüştü. Her ay kenara biraz para koyarken bir yandan da nerelere gidebilirim konusunda araştırma yapıyorum. Bu konuda ekonomik özgürlüğüm dönüm noktası oldu diyebilirim. Sonrasında evlilik, çocuk derken hiç ara vermeden dünyayı ve Türkiye’yi gezmeye devam ettik. Bugüne kadar 26 ülke ve 100’den fazla şehir gezdim.
Endonezya
Seyahatlerinizi neye göre planlıyorsunuz?
Kızımız küçükken seyahatleri planlamak daha kolay oluyordu. Okul sorunu yoktu ama şimdi kışın gideceğimiz yerler konusunda onun okul tatillerine göre plan yapıyoruz. Her senenin başında fosforlu bir kalemle tatilleri işaretlerim. Genelde kıyafete, mücevhere, eve, arsaya para ayırmak yerine kazandığımızı seyahate ayırmayı tercih ediyoruz. Çok sık iş seyahatleri nedeniyle biriktirdiğimiz miller, çok önceden plan yaptığımızdan erken rezervasyon indirimleri ve gittiğimiz bölgeler için önceden yaptığımız ön çalışmalar sayesinde bütçemizi de planlamış oluyoruz.
Seyahatlerinizi çalışırken mi yaptınız? Bir gezgin misiniz?
Seyahat planlarımı kariyerime paralel organize ettim. En büyük çocukluk hayalim olan gezginliği gerçekleştirmek için ne yapıp edip kendime zaman yarattım. Listemdeki ülkelerin önem ve öncelik sırasını yıllar öncesinden planladım. Seyahat tecrübelerimin, sosyal zekâmın gelişimi ve çok kültürlü dünya insanı olabilmem adına yöneticilik kariyerime ciddi faydası oldu. Bu işi büyük bir sevgi ve hazla yapan amatör ruhlu, mutlu bir gezginim.
ABD - San Francisco
Şu ana kadar nerelere gittiniz?
ABD, İngiltere, İskoçya, Rusya, Hindistan, Kamboçya, Vietnam, Nepal, Brezilya, Fas, Tayland, Singapur, Malezya, Maldivler, Birleşik Arap Emirlikleri ve Avrupa ülkelerinin büyük bir çoğunluğunu içeren kırkın üzerinde ülkeyi şehir şehir dolaştım. Şu ana dek planladığım yolun yarısına gelebilmek için tam 18 yıllık deneyim biriktirdim.
Kırmızı burunla gezme fikri nasıl ortaya çıktı?
Arkadaşlarım Murat ve Miko’yla 10 Ekim 2012’de Roma’ya giderken hepimiz için bavula fotoğraflarda kullanmak üzere birer aksesuvar koydum. Bir palyaço burnu, minik bir soytarı şapkası ve şeytan boynuzu. Amacım renkli ve eğlenceli fotoğraflarla bir bütünlük oluşturmaktı. Murat ve Miko fotoğraf çekmeye meraklı olduklarından aksesuvarlarını kullanamadılar. En pratik palyaço burnu çıktı. At cebe, her yere taşı. Bir de sevdik fikri, eğlendik. ‘Burun Geziyor’ ismiyle hem fotoğraf serileri oluştu hem de seyahat yazıları yazıyorum. Çok eğlendiğim için çevremdekiler de eğleniyor. Yolda çevirip bu konuda sorular soruyorlar. Minik bir fikir ama çok iyi bir iletişim aracı oldu.
Kırmızı burunla nerelere gittiniz?
Burun, şu ana kadar Roma-Pisa ve Floransa, Londra, Paris, Lizbon, Bali, Barselona, Sicilya, Ibiza, Brugge ve Prag’ı gezdi. Yanımızdaki üçüncü kişi gibi. Rengârenk, eğlenceli bir yer görünce birbirimize “Şuraya bak, tam Burun’luk” diyoruz.
Gezerken rota, para, ulaşım gibi konularda nasıl hazırlık yapıyorsunuz?
Haftalarca araştırma yapıyorum. Detaylı seyahat programı çıkarıyorum. Bir Excel dosyasına kahvaltıdan müzelere, hatta gece gideceğimiz bara kadar her detayı bütçeleriyle dakika dakika yazarım. Her gün uçak bileti bakarım. Havayolu şirketlerinin kampanyalarını hiç kaçırmam. Rotamı havayolu şirketleri belirliyor yani... Elbette gitmek istediğim yerlerin bir listesini de yaptım. Uçak biletini en az üç ay, en çok sekiz ay önceden alırım. 265 TL’ye Prag, 350 TL’ye Lizbon’a bilet buldum. Günde bir paket sigara içen biri bu alışkanlığından kurtulmayı başarabilirse her ay uçak bileti alabilir nerdeyse.
Seyahat tutkunuz nasıl başladı? Kendinizi gezgin olarak görüyor musunuz?
Eşim Hande’yle 2009’da evlendik. Seyahat, işim dolayısıyla hayatımın hep merkezindeydi. Aslında kendimi tam bir gezgin olarak görmüyorum. Alışılmış turistik destinasyonların dışında Kamboçya, Myanmar, Hindistan, Fas gibi yerlere gitmiş olsam da her zaman ‘backpacker’lara özenmişimdir. Gerçek gezginler bence sırt çantasını alıp iki yıl boyunca dünyayı dolaşabilen insanlar ya da motosiklet üzerinde Türkiye’den Nepal’e kadar onlarca ülke ve sınır geçip ulaşan kişiler. O yüzden kendimi bir gezginden çok egzotik yerleri görmeyi ve farklı kültürleri tanımayı seven biri olarak görüyorum.
Avusturya
Bugüne kadar nerelere gittiniz, kaç ülke oldu toplamda?
60’dan fazla ülkede ve yüzlerce şehirde bulunduk. Avrupa, Kuzey Amerika, Asya ve Uzak Doğu’yu gezdik. Afrika’da ise güvenli olan birçok ülkeye gittik. Güney Amerika’yı uzaklığından dolayı az keşfetme şansımız oldu. Bundan sonraki planlarımızda Peru’daki Machu Pichu ve Şili’nin Patagonya bölgesi var.