Bir bilene sor

2017 yılında “O Ses Türkiye” yarışmasının birincisi olan Özipek, sözü ve bestesi Fatih Ahıskalı’ya, düzenlemesi ise Tolga Görsev’e ait olan “Bir Bilene Sor” şarkısında İspanyol rüzgarları estiriyor. 90’lı yılların samimi şarkılarının tadını aldım ben dinlerken. Lütfiye’nin 4 oktavlık sesi , şarkıyı söylerken verdiği duygu ile birleşince bir başka keyifli olmuş.

Umarım her gün yeni şarkı ve şarkıcının ışık hızıyla çıktığı güzide müzik dünyamızda Lütfiye’nin ilk single çalışması ‘ Bir bilene sor ‘ hak ettiği yeri bulur ve dinleyiciye ulaşır. Yolu açık olsun ve bu güzel sesten daha çok şarkılar dinleyelim.

GÜLDEN’İN MENDİLİ

Yorumcu, söz yazarı ve besteci Gülden , bu yaz için ‘Mendil’i yolladı dinleyicinin huzuruna. Yavaş yavaş kana karışan ‘Mendil’in söz ve müziği Gülden’e düzenlemesi ise Celil Yavuz’a ait.

Yine insanın gönül telini titreten bir nakaratla karşımıza çıkan Gülden’in şarkısından görseline verdiği emeğe şapka çıkarmak lazım. Sürekli üretimde olup , az laf çok işçi olmasına ise ayrı bir yıldız koyuyoruz. Şarkıları kadar son zamanlardaki video klipleri ile de dikkat çeken Gülden’in ‘ Mendil ‘ video çalışmasının yönetmen koltuğunda İdil Dizdar ve Said Dağdeviren oturmuş. Poşetten hazırlanan kostüm, kağıttan yapılan çizmeler ve çekim alanındaki örümcek ağları ile şarkının içeriğine göre ezber bozan bir iş çıkmış ortaya.

Gülden şarkılarının sevdiğim yanı her ne kadar duygusal, aşk için her şeyi göğüsleyen gibi gözükse de bir o kadar canı yandığında tüm gemileri yakacak deliliği geri planda dizginliyor hissi vermesi. Kalbe dokunan şarkılara imza atmayı başaran Gülden’in mendili sol cebimizdeki yerini aldı.

‘Mendil’ sonrası bizi bir slow şarkı bekliyor diye düşünüyorum. Hepsinin dışında merak ettiğim yeni Ajda Pekkan albümünde yer alacak Gülden imzası. ‘ Ölsem Unutmam’ isimli şarkıda Ajda ve Gülden iş

birlikteliğinden ortaya nasıl bir şarkı çıktığını gerçekten çok merak ediyorum. 

ŞEYTAN BUNUN NERESİNDE?

Bu hafta gözden kaçmaması gereken şarkılarda Erdem Yener’in yeni teklisi var. Yener’in 1960'lı yıllardan itibaren Yeşilçam'a damga vuran filmlerin akıllara kazınan şarkılarından seçtiği eserleri barındıran ‘ Film Olmuş Şarkılar ‘ projesinden dördüncü teklisi ‘Şeytan bunun neresinde ‘ geçtiğimiz günlerde yayınlandı.

Sözleri Aşık Dertli'ye ait olan “Şeytan Bunun Neresinde”, Erdem Yener'in yorumu ve yeniden düzenlemesi ile gayet güzel olmuş. Klip çalışmasında “Karanlık Dünya” filminden karelere yer veren Yener, 1800'lerde saz çalmayı “şeytan işi” addeden zihniyet karşısında şiirini yazan Aşık Dertli'ye ve 1900’lerin ilk yarısında yine aynı zihniyete karşı bu satırları yorumlayan Aşık Veysel'e selam göndermiş ve duygularını: “Aşık Dertli’nin satırları üzerinden neredeyse iki yüzyıl sonra bile aynı zihniyetin festival iptal ettirdiği şu ortamda gitarımı gösterip o meşhur soruyu yineliyorum; Şeytan Bunun Neresinde?” şeklinde ifade etmiş.

Kendisi ile yazın başında projenin sohbetini yaparken bu işe duyduğu heyecan ve ayrıntılar için ne kadar uğraştığı her halinden belli oluyordu. Projenin yeni teklisi ‘ Şeytan bunun neresinde’ ile o heyecanı kaybetmeden ilerleyen Yener’in şarkıların hepsi tamamlanınca vereceği konserleri iple çekiyorum.

AJDA PEKKAN VE PLAKLAR

Geçtiğimiz günlerde Cengiz Semercioğlu’nun televizyon programına konuk olan Ajda Pekkan’ın açıklamalarını dikkatle dinledim. Malum kendisini öyle uzun sohbet programlarında canlı canlı görmek çok kolay olmuyor. Baştan sona enteresan açıklamalarda bulunduğu programda benim özellikle dikkatimi çeken Ajda hanımın teknolojiye olan bağımlılığı oldu.

Eski plakları evinde barındırmadığını söyleyen süper starımız , şarkıları internet ortamında oluşturduğu listelerle dinlemeyi tercih ettiğini söyledi. Ben hala yeni çıkan albümlerin plak basımlarını heyecanla takip eden biri olarak Ajda Pekkan’ın bu düşüncede olmasına biraz üzüldüm. Bu yeni

dünyada hepimiz müziği telefon ve bilgisayarlardan dinler olduk. Öte yandan hala plak , cd ve hatta yeni dönem tekrar basılan kasetlerin sevdalıları yok değil. O ayrı bir kültür ve yaşatılması gerek diye düşünüyorum. Bu yüzden birçok koleksiyoner eski plakların avında. Kısaca plak dinleyen ve bunu yaşatan ciddi bir kitle mevcut. Bugün müzik dükkanlarında yeni üretim plak çalarlara rastlamak mümkün. Tabi ki Ajda Pekkan’ın oturup şarkıları plaktan dinlemesini beklemiyorum ama sohbet esnasında plaklardan evde fazlalıkmış gibi bahsetmesi garip hissettirdi. Biraz fazla duygusalım sanırım.