Paylaş
Hep yaptığımız gibi sokak hayvanları başta olmak üzere canlıların hayatını güzelleştirenlere bakalım. Denk geldiğime aşırı mutlu olduğum bir portreden biraz bahsedeceğim size.
Gazeteci Pınar Öğünç’ün şahane podcasti Ben Sen O’nun son bölümünde Zeliha Bürtek adlı bir cennetlik insan konuk olmuş. Mimarlık, sanat tarihi ve felsefe okuyan Bürtek, 21 yıl üniversitelerde ders veriyor. Ama son 25 yılını biçimlendiren şey, sokak hayvanlarını beslemek olmuş. Her gün sabah 5’e kadar, kilometrelerce yürüyerek sokak hayvanlarını doyuruyormuş. Bürtek bir gece yine gezerken Pınar Öğünç soruyor, Bürtek yanıtlıyor. Sorumluluk bilinciyle yapıyor bunu. “Özgür yaşaması gereken hayvanların barınaklarda kapalı olmasını kabullenemiyorum. Her canlı özgür olmalı” diyor. Ayrıca, “Hayvanlara bakmaya başladıktan sonra insanlar beni yormaya başladı” da diyor. Bu söze hak vermemek mümkün değil.
Zeliha Bürtek’in anlattıklarına herkes kulak kabartmalı. Yaşam hakkına saygı ve bu uğurda mücadele edenlerin başına gelenleri de göreceksiniz. Sen Ben O podcastine, https://podbeemedia.com/podcast/sen-ben-o adresinden ulaşabilirsiniz.
GÖZ YAŞARTAN BİR HABER
Köpeklerin insanın en iyi dostu olduğunu kanıtlayan belki de milyonuncu haber. Ama çok çarpıcı. Şanlı Japonya’mızın biliminsanları 22 köpeğin davranışlarını incelemişler ve sonuçları Current Biology dergisinde yayımlamışlar. Çalışma şu, köpekler ve aynı evi paylaştıkları -gündelik dilde sahibi dediğimiz- kişiler, 5-7 saat birbirlerinden uzak bırakıldılar. Kavuşma öncesi köpeklerin göz altlarına kâğıt parçaları yerleştirildi. Köpekler, sadece sahipleriyle buluştuklarında gözyaşı döktüler. Uzmanlara göre bu sevinçten ağladıklarına dair bir işaret. Bunun duygu durumu değişimi olup olmadığının sağlamasını yapmak için oksitosin içeren hormon verdiler ve gözyaşının arttığı görüldü. Uzmanlar bu durumu yeni öğrendiklerini belirtiyor. Okurken kahroldum ne yalan söyleyeyim. Köpeklerin bu derece karşılıksız sevgisini kazanmak için insanoğlu ne yapmış olabilir? Köpekleri lütfen üzmeyin diyerek bitireyim.
CAN DOSTUNUZ ALZHEİMER MI OLUYOR
Köpeklerin sahiplerine yapılan bir bilişsel ankette şuna benzer sorular sorulmuş:
-Köpeğiniz ne sıklıkla bir ileri bir geri adımlar atıyor, daireler çiziyor ve/veya yönü veya amacı olmadan dolaşıyor?
-Köpeğiniz ne sıklıkla nesnelerin arkasında sıkışıp kalıyor ve etrafından dolaşamıyor?
Köpeğiniz yürürken ne sıklıkla duvarları veya kapıları fark etmiyor ve onlara çarpıyor?
Köpeğiniz yere düşen yiyecekleri bulmakta ne sıklıkla zorluk çekiyor?
Bernese dağ köpeği Dante’nin hikâyesinde bu sorular ışığında biraz can sıkıcı bir tablo ortaya çıkmış. Dante, 8 yaşına geldiğinde bazen amaçsız şekilde ileri geri yürümüş, bazen transa geçmiş gibi sabit şekilde bir noktaya bakmış, bazen de sebep yokken havlamaya başlamış. Beyin taraması, köpek demansının başladığını göstermiş. Yaşlı köpeklerde yüzde 14-35 arası bir oranda görülebiliyormuş.
15 BİN KÖPEK İNCELENDİ
Scientific Reports dergisinde yayımlanan Dog Aging Project’te 15.019 köpek incelenmiş ve hastalığa yakalanma riskiyle ilişkili en önemli faktörler belirlenmiş.
New York Times’ın aktardığı sonuçlara göre egzersiz kritik. Aktif olmadığı bildirilen köpeklerde bilişsel işlev bozukluğu teşhisi olasılığının, çok aktif olduğu bildirilen köpeklere kıyasla 6.5 kat daha yüksek olduğu belirlenmiş. Ancak aynı zamanda hastalığın kendisinin de egzersiz eksikliğine yol açabileceği biliniyor.
Nörolojik bozuklukları olan ya da işitme veya görme bozukluğu olan köpeklerde hastalığa yakalanma olasılığı artıyor. Washington Üniversitesi araştırma profesörü Annette Fitzpatrick, “Dış dünyadan uyarı almadığınızda, bu riskinizi artırıyor gibi görünüyor. Beynimizi bile kullanamıyoruz” diyor. Ve tabii yaş. Her geçen yıl hastalık başlangıcı potansiyeline olumsuz katkıda bulunabiliyor. Araştırmacılar, köpek bilişsel işlev bozukluğuyla ilişkili risk faktörlerinin, Alzheimer hastalığı da dahil olmak üzere demansı olan insanlarla aynı olduğuna dikkat çekiyor.
ÇETE GİBİ ÇETE
Okurumuz Emre Soydan’dan nefis bir üçleme. Yolladığı fotoğraflarla notu paylaşıyorum: “2 ay önce bahçemizde anneleriyle gördüğümüz, gözleri daha açılmamış olan 3 kediyi, anneleri 3 gün boyunca gelmediğinden, veterinerlere danışarak biberonla büyüttük. Güneş, Gündüz, Gece isimlerini verdik. Şimdi okullu oldular. Güneş, yazmayı çok seviyor, Gündüz ise piyasaları takip etmeyi.” Okurumuz Güneş’in kalemle oynayan, Gündüz’ün de borsa ekranına baktığı fotosunu da iletti ancak ben muhteşem üçlüyü bir arada gösteren fotoğrafı paylaşıyorum sizinle. Sayın Soydan’a özverisi için takdirlerimi, haşarı üçlüye sevgilerimi yolluyorum. Sizden de kedinizin, köpeğinizin fotoğrafını bekliyorum.
NOT: Kediniz ya da köpeğinizin fotoğrafını #dunyagüzeli etiketiyle ve Hürriyet’i mention’layarak sosyal medyada paylaşın ya da sdemirel@hurriyet.com.tr adresine mail atın, seçip paylaşalım...
Paylaş