Muhalefet şerhimi şuraya bırakıyorum

Son dönemin ilginç haberlerinden biri bilim insanların yaptığı bir araştırmanın sonuçlarını içeriyordu.

Haberin Devamı

Buna göre hakemli dergi Frontiers in Veterinary Science’de yayımlanan araştırma sonuçları köpek sahibi olanların, kedi sahiplerine oranla evcil hayvanlarına daha bağlı olduklarını öne sürüyor. Öne sürüyor demek biraz haksızlık tabii sonuçta bilimsel veriler ışığında hareket ediyorlar ama öne sürüyorlar dememde haklı gerekçelerim var.

Muhalefet şerhimi şuraya bırakıyorum

Araştırmanın detayı şöyle: Danimarka, Avusturya ve Birleşik Krallık’ta 844 köpek sahibi, 872 kedi sahibi ve 401 aynı anda köpek ve kedi sahibi kişiye evcil hayvanları hakkında sorular sorulmuş. Evcil hayvan sahiplerinin köpeklerine sağlık sigorta yaptırma olasılıkları kedilere göre daha yüksek çıkmış. Aynı şekilde köpeklerinin tedavileri için de daha fazla masraf yapıyorlarmış.

Haberin Devamı

Araştırmadan çıkan sonuçlardan biri de köpeklerin daha cana yakın, kedilerin daha soğuk yaklaşımı kişinin evcil hayvanına karşı tutumunu etkileyebildiği yönünde. Tabii bilim insanlarımız kendi şerhlerini düşmüşler: Bu durum tüm dünya için aynı şekilde değilmiş. Kültürel farklılıkları da hesaba katmak gerekiyormuş.

Burada benim kafamı kurcalayan soru, sağlık harcamalarının kıstas kabul edilmesi. Köpeklerin tuvalet ve hareket ihtiyacını karşılamak için evden dışarı çıkma zorunlulukları, hayata karışmaları onları dış tehditlere, salgınlara ya da sakatlanmalara daha açık hale getiriyor. Sosyal bir köpeğin veteriner masrafının hayatını evde geçiren bir kediden fazla olmasında bir terslik yok. Başka kıstaslarla yapılmış olsa belki yine köpek sahiplerinin evcil hayvanlarını kedi sahiplerinden daha çok sevdiklerine dair bir sonuç görebiliriz ama sağlık harcaması kısmı aklıma yatmadı.

Muhalefet şerhimi şuraya bırakıyorum

HEPSİNİ ÖĞRENMEYE BAŞLAYALIM: 276 SURAT İFADELERİ VARMIŞ

Kedilerle iletişim kurmayı ne kadar istediğimi size anlatamam. 11 aylık bir bebekle beraber evde yaşayan iki kedinin, bebeğin uykusunun en derin olduğu anda sonu gelmeyecek şekilde yüksek sesle miyavlamalarının sebebini öğrenip çözüm üretebilirdim o zaman. Hepimiz daha dinlenmiş bir hayat sürebilirdik. Neyse ki benim için bir umut ışığı belirdi. ABD’deki California Üniversitesi’nde 53 British Shorthair cinsi yetişkin kedi üzerinde 2021’in Ağustos’undan 2022’nin Haziran’ına kadar yapılan incelemede, Yüz Hareketi Kodlama Sistemi kullanılmış. Kediler arası 186 etkileşimi kaydeden araştırmacılar, 413’ü erkek, 275’i dişi kediler tarafından üretilen toplam 688 yüz sinyalini de kodlamış. Sonuç: Kedilerin birbirleriyle etkileşime girdiklerinde 276 farklı yüz ifadesi kullandıkları görülmüş. İfadelerin yüzde 45.7’si dostça, yüzde 37’si de saldırganmış.

Haberin Devamı

İki örnek, kulak ve bıyıkları öne doğru pozisyonda, gözleri kapanmış kediler dostaneymiş. Göz bebekleri küçülmüş ve kulakları kafasına doğru yaslanmış kediler saldırganmış.

Ben çalışmalara başlıyorum ama kedilerle ilgili biraz bilgi sahibiysem, onların dilini konuşmayı öğrensek bile bizim telaffuz hatalarımıza takılarak iletişim kurmayı reddedeceklerine eminim. Olsun deneyelim biz yine.

OKUR FOTOSU

Muhalefet şerhimi şuraya bırakıyorum

ADI GİBİ NAZLI

Okurumuz Özgül Kılıç, köpeğinin fotoğrafını şu notla paylaşıyor: “Nazlı 2 yaşında.Evimizin ürkek prensesi. 3 aylıkken hasta, çelimsiz ve cılız olarak bize geldi. Şimdi güzel bakım, şefkat ve sevgiyle evimizin cesur tatlı prensesi oldu. Nazlı’yı çok ama çok seviyoruz. Kılıç ailesinden sevgilerimizle.” Nazlı’ya upuzun mutlu, huzurlu bir ömür diliyorum. Tabii ki Kılıç ailesiyle birlikte.

Haberin Devamı

NOT: Kediniz ya da köpeğinizin fotoğrafını #dunyagüzeli etiketiyle ve Hürriyet’i mention’layarak sosyal medyada paylaşın ya da sdemirel@hurriyet.com.tr adresine mail atın, seçip paylaşalım...

Yazarın Tüm Yazıları