Paylaş
Bu hafta da görkemli bir yağış bekleniyor, başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin batı yakasında. Kimimize mutluluk, kimimize çaresizlik getirecek. Herkese kolaylık diliyorum.
Hayat şartlarını kolaylaştırabilmek için belediyeler yolların yanı sıra şehir içinde kaldırım ve sokakları, parkları da tuzlayıp sağlıklı şekilde yürüyüp, bir yerlere ulaşabilmemizi amaçlıyorlar. Bu uğurda kullandıkları kimyasallar ise her zaman çevre dostu olmuyor.
KÖPEK DOSTU
Polonya’nın güzel şehri Krakow’da belediye, parlak bir fikirle bakın ne yapmış: Ülkemizdeki gibi sadece al-götür imkânı sunan kahve dükkânları, kahve atıklarını değerlendirmenin yeni yolunu bulmuş. Park ve sokaklara tuz dökmek yerine, aynı zamanda gübre olarak da kullanılabilen bu kahve atıklarını yollara serpmeye başlamışlar. 50 kafe şimdiden kampanyaya dahil olmuş. Belediye de bu şekilde hem çevreci bir çözüm hem de ucuz alternatif bulmuş oldu.
Bir sabah kahve kokusuyla uyanan Krakow sakinleri ve park-sokaklarda köpeklerini gezdirenlerse, bu çözümün aynı zamanda köpek dostu olduğunu belirtiyorlar. Parklar için haftada 80 ton civarında kahve atığı kullanan görevliler, bu formül sayesinde insanların kafelere destek olmak için daha çok kahve alacaklarını düşünüyorlar.
İşte kimsenin kaybetmediği formül, kazan-kazan dedikleri bu olsa gerek.
SOKAKTAKİ CANLILARI UNUTMUYORUZ DEĞİL Mİ?
Kar nedeniyle hayatı zorlaşacakların başında sokakta yaşayan kedi-köpekler geliyor. Açlıkla mücadeleleri yetmezmiş gibi bir de soğuk geliyor. İmkânı olanların kolayca yapabilecekleri şeyler var. Lütfen ihmal etmeyin.
- Sokakta kalan kedileri en azından apartmanınıza alabilirsiniz.
- Hava koşullarından etkilenip ıslanmayacak noktalara mama bırakabilirsiniz.
- Kullanmadığınız battaniyelerle, korunaklı küçük evler/yataklar yapıp uygun yerlere bırakabilirsiniz.
- Sokağa çıkma yasağı var ama kedi-köpek beslemek için dışarı çıkmanıza izin veriliyor. Market alışverişinizde sokağınızdaki canlıları da düşünüp onlara hayat verecek besinler alabilirsiniz.
TAKİP ÖNERİSİ
BAŞKA BİR HAYAT MÜMKÜN
Pandemi sürecinde dünya genelinde insanlar sokak hayvanlarıyla dayanışma gösterirken, bizde durum muasır medeniyetler seviyesini yakalayabilmiş değil. Hâlâ hayvan hakları yasası için sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Bu yolda güzel bir çaba var: Başka Bir Hayat Diliyorum Derneği. Manifestolarında “Sokakta ya da doğada serbest yaşayan evcil ve yaban hayvanların başta yaşam hakkı olmak üzere tüm haklarını savunmak için, gönüllülük esasıyla kurulmuş bir sivil toplum örgütüdür. Örgüt, tür ya da ‘sahipli-sahipsiz’ ayrımı yapmaksızın tüm hayvanların gezegenimizin birer paydaşı olduğunu savunur” diye anlatıyorlar kendilerini. Sahiplenmeyi bekleyen hayvanlar, onlara destek olmak için yapacaklarınıza dair yönlendirmeler ve daha fazlası için lütfen ziyaret edin: http://www.baskabirhayatdiliyorum.org/
KEDİ VE KÖPEKLERE DE TESK GELİYOR
Güney Kore, COVID-19 mücadelesinde yeni bir eşikte. Yetkililer, semptom göstermesi halinde evcil kedi ve köpeklere COVID-19 testi yapılacağını açıkladılar. Seul’de başlayacak çalışmada, evcil hayvanların eğer COVID pozitif çıkarsa, sadece evde karantinada kalması gerekiyor. Kedi ya da köpeklerden insanlara COVID-19 geçtiğine dair bir kanıt olmadığı için de onların izole edilmesine gerek yok. Ne güzel değer veriyorlar canlılara.
ÜNLÜLER VE KEDİLERİ
BORGES'İN KEDİSİ
Arjantinli dev yazar Jorge Luis Borges, kedileri, uğruna şiir yazacak kadar seviyormuş. Büyük beyaz kedisine ‘Beppo ‘adını da Lord Byron’ın bir şiirindeki karakterden esinlenerek vermiş. Borges, kaplanlara da hayranmış. Kısa öyküsü ‘Mavi Kaplanlar’da kobalt rengi, bulunması zor bir kaplanı arayan bir profesörü anlatıyor.
OKUR FOTOSU
BOZA VE ŞAHİDİ ŞIRA'YLA TANIŞIN
İnsanın hoşuna gidiyor. Bu köşeyi okuduğuna sevindiğim Prof. Dr. Hale Bolak Boratav, kedileri Boza ve Şıra’nın fotoğraflarını şu notla paylaştı: “Oğullarımız Şıra ve Boza 4 sene önce ailemize katıldılar. Can dostu bir aile sokakta yaşayan annelerine hamileyken evlerini açmış. İkisi de çok iyi huylu. Şıra çok sosyal, Boza ise daha nazlı. Artık onların bir de küçük kardeşi var: Teo’yu 5 haftalıkken bir tarlada tek başına bulduk, sahiplendiremeyince kıyamayıp evimize aldık. Yaramaz olduğu için ağabeylerinin biraz rahatı kaçtı ama onu aralarına kabul ettiler. Üç oğlumuzu da çok seviyoruz, evimizi onlarsız düşünemiyoruz.” Hocamıza teşekkür ediyor, sizden de kedi, köpeklerinizin fotoğrafını bekliyorum.
NOT: Kediniz ya da köpeğinizin fotoğrafını #dunyagüzeli etiketiyle ve Hürriyet’i mention’layarak sosyal medyada paylaşın ya da sdemirel@hurriyet.com.tr adresine mail atın, seçip paylaşalım...
Paylaş