Paylaş
Bu manzarayı herhangi bir kediyi sevme girişiminde bulunmuş herkes bilir.
Peki kediler neden bu hareketi yapıyorlar? Davranış uzmanları bunun altında yatanları anlatıp üç çözüm önermişler. Bugünümüzü buna ayıralım, bari ellerimizi kurtaralım.
1927’de kurulan, Britanya’nın en büyük kedi yardım kuruluşu Cats Protection’daki uzmanlar, ısırmanın farklı nedenler ve bağlamlarla gerçekleşebileceğini belirtip, “Isırma, bir kedi stresli veya tehdit altında olduğunda ya da bir kedi av veya oyun davranışı gösterdiğinde meydana gelebilir” diyor.
Uzmanlara göre bir kedi ısırmayı genelde son çare olarak kullanıyor. Ve meğer biz kedilerin yalnız kalmak istediğini belirtmek için kullandığı diğer iletişim biçimlerini anlayamadığımız için bu eylemle karşılaşıyormuşuz.
Yapabileceğimiz üç şey varmış:
Birincisi, hareketsiz kalmak. Isırılma durumunda, hareketsiz kalmak, çığlık atmamak önemliymiş. Çünkü aksi durumda kedi heyecanlanabilir ve davranışı daha kötüleşebilirmiş.
İkincisi, kedinize bol miktarda uyarıcı sunmak. Oyuncakları kullanmak bu açıdan önemli. Kedinize oyun fırsatı sunacak bir ortam sizi ısırılmaktan kurtarabilirniş.
Üçüncüsü de az ve sık sevmekmiş. Açalım. Diyor ki uzmanlarımız bazı kediler sevilmeyi aşırı uyarıcı buluyorlar ve ısırma tepkisini tetikleyebilir. Kedinizin boyun veya omuz bölgesine birkaç ufak dokunuş yapıp ellerinizi çekiyorsunuz. Yan yattıklarında ya da karınlarını ortaya çıkaracak şekilde yuvarlandıklarında onları okşamaktan kaçınacakmışız.
Bu arada kediniz yerde değilken onunla ilgilenmek, kediye kendisini çok daha güvende hissettireceği için ısırılma riskinizi azaltabilecekmiş.
HAÇİKO 100 YAŞINDA
Dünyada sadakatin simgesi haline gelen Akita Inu cinsi Haçiko 100 yaşında.
Tokyo Üniversitesi’nde Profesör Hidesaburo Ueno’yu her iş günü Şibuya istasyonundan uğurlaması ve karşılamasıyla bilinen Haçiko, 21 Mayıs 1925’te geri dönmeyen Profesör Ueno’yu tam 9 yıl 9 ay 15 gün beklemişti. 4 Ekim 1932’de Asahi Shimbun gazetesinde hakkında yazı çıkması sonrası da şehirdekilerin büyük ilgisiyle karşılaşmıştı. 8 Mart 1935’te yaşamını yitiren Haçiko için o yaşarken 1934’te bir heykel yapıldı. İkinci Dünya Savaşı sırasında savaş için geri dönüşüm malzemesi olarak kullanılmak üzere eritilmişti. Mevcut heykel de 1948’den beri Şibuya istasyonu önündeki insanları selamlıyor.
TOMMY DE ÖLÜMSÜZLEŞMİŞTİ
Nişantaşı’nın sembol köpeklerinden Tommy’nin ölümü tüm mahalleli gibi Tommy’yi bir kez bile olsa görmüş herkesi çok üzmüştü. Onun da heykeli mahalleliye sadakat olarak pekâlâ yorumlanabilir. Teşvikiye Camisi’nin köşesinde kulübesi olan Tommy’nin heykeli de hemen karşı kaldırımda. Kitabesindeki notu da aktarayım: “2006 yılında mahalle sakinleri tarafından sahiplenilerek hayatımıza giren Tommy, ömrünü bu sokağın başında, kalabalıklar içinde kendi rutinini yaşayarak geçirdi ve karşılıksız sevgisini paylaşarak buradan geçen herkesin kalbine dokundu. Her zaman yokluğunu hissedeceğimiz mahallemizin Tommy’sinin anısına, umarız ki hepimiz hayatlarımızda ‘Yaşam boyu birlikte’ olacağımız, bitmeyecek anılar biriktiririz.”
OKUR FOTOĞRAFI: İYİ Kİ YAŞADIN EFECİK
Tekirdağ’dan okurumuz Serpil Albut, kedisi Efe’yi yitirmiş maalesef. Bir veda notu var, “Yayınlarsanız memnun olurum” demiş. Yayımlamasam olmazdı: “Benim Efe’m. Evimizin prensiydi. Geceleri yanımızda yatardı. Her sözümü anlardı. Çok munis ve iyi huyluydu. Ancak 2 ay önce melek oldu. 1 ay daha yaşasaydı 20 yaşına basacaktı. Onu çok sevdik ve seviyoruz.” Efe, iyi ki okurumuzla uzun ve mutlu bir yaşam sürmüş. Okurumuza başsağlığı diliyorum. Umarım yeni bir Efe girer hayatlarına ve onun hatırasını yaşatırlar. Daha eğlenceli okur fotoğraflarında buluşmak üzere.
NOT: Kediniz ya da köpeğinizin fotoğrafını #dünyagüzeli etiketiyle ve Hürriyet’i mention’layarak sosyal medyada paylaşın ya da sdemirel@hurriyet.com.tr adresine mail atın, seçip paylaşalım...
Paylaş