Bu sevginin tarifi yok

Society&Animals dergisindeki araştırmaya göre bazı köpek sahipleri, onları kendi çocukları gibi seviyorlarmış. Ve bu insanlar bazen köpekleri, arkadaşlarına ya da ailelerine tercih ediyorlarmış.

Ne güzel. Dergide yayımlanan araştırma, insanların köpeklere karşı, insanlara olduğundan daha nazik olduğunu ortaya koymuş.

Katılımcılara, bir insana ya da bir köpeğe beyzbol sopasıyla saldırıldığına dair sahte polis raporlarının verildiği deneylerde merhamet düzeyleri ölçülmüş. İnsanların yavru köpeklere ve yaşlı köpeklere, bebeklere yapılan saldırılara gösterdikleri merhametin aynısını gösterdikleri sonucuna varıldı. Araştırmacıların vardığı nokta şu: İnsanlar köpeklere hayvan olarak değil kürklü bebek ya da aile üyesi olarak bakıyorlar.

KOKUSUNDAN TANIYABİLİRSİNİZ

KÖPEKLERLE bağımız günden güne gelişiyor. Bilim insanları da sağ olsun bu hislerimizi bilimsel olarak kanıtlıyorlar. Normalde bir köpekle hayatını paylaşanlar, o köpeğin huyunu suyunu çok iyi biliyorlar: Hangi yemeği sever, evdeki favori uyku noktası neresi, favori oyuncağı hangisi, neleri sever, neleri sevmez, bunları ezbere bilirler.

Şimdi yapılan yeni araştırma şunu gösteriyor: İnsanlar köpeklerini, tıpkı çocukları ya da diğer aile fertleri gibi kokularından tanıyabiliyorlar. Prag’daki Çek Yaşam Bilimleri Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, insanların kendi köpeklerinin kokusunu tanıyıp tanıyamayacağını ve diğer köpeklerden ayırt edip edemeyeceğini belirlemek için 2021’de yayımlanan bir araştırma yürütmüş. Test için köpekleri gazlı bezle silip, o bezleri şişelemişler. Sonra da sahiplerine sundukları 6 şişe içerisinden, doğru kokunun hangisi olduğunu bulmalarını istemişler. Normalde doğru şişeyi bulma ihtimalleri yüzde 17 civarında olan kişilerin başarı oranı yüzde 71 olarak kayıtlara geçmiş. Erkekler yüzde 89.5, kadınlar yüzde 64.7 oranında doğru kokuyu yakalamışlar.

Şöyle ayrımlar da olmuş: Mamayla beslenen köpekleri tanımak, çiğ et yiyen köpekleri tanımaktan daha kolay olmuş. Köpeklerini dışarıda tutan kişiler, köpeklerinin içeride tutanlara kıyasla kokuyu daha iyi anlamışlar. Köpeklerini daha az yıkayanlar da köpeklerini daha iyi tanımış. Gençler de yaşlılara göre daha iyi performans sergilemiş. Sözün özü, biz de köpeklerin karşılıksız sevgisine bir cevap vermek için çabalıyoruz.

KELİMELERİ İNSANDAN HIZLI ÖĞRENİYORLAR

YAKLAŞIK 12 bin yıldır insanlarla bir arada yaşayan kediler, öğrenme konusunda zaman içerisinde insanlar gibi evrildiler. Ne kadar zeki hayvanlar olduklarını bir kediyle vakit geçirdiğimizde hemen anlıyoruz. Şimdi bir araştırma gösteriyor ki kediler belirli nesneler veya görüntüler için kullandığımız kelimeleri ilişkilendirmeyi bile öğrenebiliyorlar ve bunu insan yavrularından daha hızlı kavrıyorlar.

Japonya’daki Abazu Üniversitesi’nden, araştırmanın yazarı Saho Takagi, insan dilini öğrenmeye meyilli olup olmadıklarını çalıştıklarını belirtip sonuçlara şaşırdıklarını söylüyor. Köpeklerin bu konuda yetenekli olduğu biliniyor ama kediler belirsizdi. Takagi ve meslektaşları 14 aylık insan bebeklerinde dil gelişimini incelemek için kullanılan sadece 16 ila 20 tekrardan sonra kelimeleri nesnelerle ilişkilendirme belirtileri gösteren deneysel bir tasarımla kedilerin dil yeteneklerini test etti. Testi 31 yetişkin evcil kediye uygulayan ekip her birini iki kısa çizgi film animasyonu gösteren bir dizüstü bilgisayarın önüne koyarken, kedinin bakıcısının uydurma bir kelime söylediği bir ses parçası çalındı.

Tek boynuzlu at benzeri bir yaratığın büyüyüp küçülmesini gösteren ilk animasyon için kediler sahiplerinin ‘keraru’ dediğini duydular. İkincisinde ise - genişleyen ve küçülen kırmızı yüzlü bir güneş - uydurma kelime ‘parumo’ idi.

İnsan bebeği için en az 4 adet 20 saniyelik tekrar yapılırken, kedilerin çoğu dört denemeden sonra bu uyarıcı eşleşmesine alıştı. Araştırmada ‘kedilerin hızlı bir şekilde resim-kelime ilişkisi kurabildiği’ sonucuna varıldı. Kediler bizi etkilemeyi sürdürüyor.

YAŞAMI GÜZELLEŞTİREN KÖMÜR

OKURUMUZ Ömür Kırca, kedisi Kömür’ün fotoğrafını şu notla iletmiş: “İş yerimin arka bahçesinde doğan yavrulardan biriydi. Annesi bırakıp gidince yapayalnız kaldı. Ben de dayanamayıp eve getirdim. Geldiğinde sadece 450 gramdı. 12 yıldır beraberiz. Kömür gelmeden önce ev o kadar sessizmiş ki. Sokak hayvanlarına bu kadar eziyetin yapıldığı bu dönemde bu yayınlarınız için teşekkürler.” Görüyorsunuz bir kedi bir insanın hayatını nasıl değiştiriyor. Okurumuza, ailesi ve Kömür’le birlikte upuzun, mutlu ve sağlıklı bir ömür diliyorum. Sizden de kedinizin köpeğinizin fotoğrafını bekliyorum.

NOT: Kediniz ya da köpeğinizin fotoğrafını #dünyagüzeli etiketiyle ve Hürriyet’ten bahsederek sosyal medyada paylaşın ya da sdemirel@hurriyet.com.tr adresine mail atın, seçip paylaşalım...