Paylaş
Televizyon misafirliğiydi bizimkisi.. O akşam TV kahramanlarımızı izlemek için varlıklı komşumuzun evine doluşurduk. Siyah-beyazdı kahramanlarımızın hikayesi. “Televizyonunuzu kapatmayı unutmayınız” yazana kadar izlerdik.. Tam bir dizi furyasına tutulmuştuk.. Çarli’nin Melekleri, Uzay Yolu, Kung-Fu, Dallas, Beyaz Gölge, Kara Şimşek, Köle Isaura, Lassie, Küçük Ev, Tatlı Cadı, Komiser Colombo, Kaçak, Uzay Yolu, Bonanza, Kökler vs. Ama bu dizilerden biri vardı ki hiç kaçırmazdım.. Baretta.. Cumartesi akşamları çıkardı.
Binbir kılığa giren başkarakteri Dedektif Tony Baretta, papağanı Fred ve en büyük haber kaynağı arkadaşı Horoz sayesinde kısa sürede bağımlılık yapmıştı tüm Türkiye gibi bende de..
Tony Baretta’yı Robert Blake oynardı. Blake’nin çalkantılı bir hayatı oldu. Ona girmeyeceğim. Blake’nin başrolünde oynadığı bir film vardı. Satın Alınamayan Adam.. Filmin orijinal adını hatırlamıyorum ama Türkçe adı böyleydi. O filmi hatırladıkça yaşayan bir efsane aklıma gelir.. Francesco Totti..
BAŞKAN ADAYLARININ SEÇİM KOZU: “SİZE TOTTİ’Yİ ALACAĞIM”
ŞU aralar Roma, tarihinin en başarılı sezon başlangıcıyla Serie A’da kasırga gibi esiyor. Dümende O var..
O, kimsenin Roma’dan koparamadığı adam.. Yaşamının sonuna kadar Romalı kalacağını haykıralı yıllar oldu. Anneanne korkusu işte! Fanatik anneanne 1989’da Roma futbol takımının kapısından giren torununu karşısına oturtarak:
“Evlat dinle. Bundan böyle Roma’dan başka takımda oynamayacaksın. Tamam mı?” diyerek kestirip atmış. O sözün üzerinden tam çeyrek asır geçti.
Buna rağmen her sezon sonunda ya da devre arasında hakkında bir çok transfer haberi çıktı. Transfer listesine girmediği kulüp kalmadı. Hatta başkan adaylarının kongrelerde en büyük kozu oldu. Real Madrid, Barcelona, Manchester United, İnter ve Milan gibi kulüpleri yönetmek isteyen milyar Euro’luk adamlar “Bizi göreve getirirseniz Totti’yi transfer edeceğiz” diyerek kongrede heyecan kasırgası estirdi. Ancak Totti anneannesine verdiği sözü ve Roma’ya olan bağlılığını asla sorgulatmadı.
GEORGİO ARMANİ’DEN KAZANDIKLARIYLA FAKİRLERİ GİYDİRDİ
TOTTI, zaman zaman futbolundan çok özel hayatıyla, zaman zaman da sinirine hakim olamadığı anlarda rakiplerine savurduğu gaddar tekmelerle (Balotelli) gündeme gelse de topsuz oyundaki her hareketiyle gönüllere taht kurmuş durumda.
UNICEF’te iyi niyet elçisi. Giorgio Armani’nin en özel modeli. Her yıl mankenlik sözleşmesine imza atarken aldığı parayı ikiye bölüp yarısını yoksullar vakfına yolluyor. Sadece Roma’da oynuyor olmasına rağmen dünyanın en çok kazanan futbolcularından. Yıllık kazancı 15 milyon Euro...
ONA APTAL, CAHİL DİYENLER ZAPATA’YA BAKSIN
ONA aptal Romalı, cahil diyenler de var.. Ne önemi var ki. Meksika köylü devrimini gerçekleştiren Flavio Emiliano Zapata ve arkadaşı Panço Villa okur yazar bile değildi. İkisi de yüzyıldır birer halk kahramanı olarak anılarda işte.
Gerçi Totti bunları kafasına hiç takmıyor bile. Adam kendisiyle dalga geçen bir kitap yazdı. “Totti hakkındaki bütün şakalar”. Diyor ki kitabında:
“Kendinizi çok ciddiye almayın ve diğerlerinin hakkınızda düşündüklerinden dolayı kendinizi yargılamayın” Kitaptan 1 milyon dolarlık gelir elde etti ve kimsesiz çocuklar vakfına bağışlandı. Kitaptan komik bir bölüm:
“Adınız: Francesco.
Soyadınız: Totti.
İşiniz: Futbolcuyum.
Cinsiyetiniz: ‘Non tanto, ultimamente!’ (Eh, nihayetinde çok yok)”
BİR LAZİOLU YOLDA ANİDEN HIZLANIYORSA KESİN TOTTİ’Yİ GÖRMÜŞTÜR
BÜYÜK karizmasıyla İtalya’da en çok sevilen futbolcu. Ama Lazio’lular için bir bela. İştahla pizza yiyen faşist bir Laziolu yemeğini yarıda bırakıp süratle kasaya hesap ödemeye gidiyorsa bilin ki restauranta sosyalist Totti girmiştir.
Geçen yıl Mehmet Arslan’la Olimpiyat Stadı’nda Roma-Lazio derbisinde saha kenarındaydık. Yanımızdan geçerken o büyük karizmaya tanıklık ettik. Takımla sahaya çıktı. Hem Roma hem de Lazio taraftarlarının açtığı pankartlarda hedefteki tek kişiydi. O, Romalıların açtıklarıyla meşgul oldu. Pankartlara şöyle bir baktı. Sol yumruğunu havaya kaldırdığında taraftar çıldırma noktasına geldi. O yumruğunu yavaşça indirirken pankartlar toplandı. En öndeki büyük pankart onunla taraftarın bütünleşmesini anlatıyordu:
No Totti No Party!
LOCASINI KİMSESİZLERE AÇTI DÜĞÜNÜNÜ TARAFTARLARLA YAPTI
TOTTI’nin Olimpiyat Stadı’nda locası var. Ancak o sakat ya da cezalıysa locasında değil, kale arkasındaki taraftarların arasında maç izliyor. Locasında her hafta değişik kimsesizler yurdundan gelen konukları ağırlanıyor.
Bir başka oldu Totti’nin düğünü.. 19 Haziran 2005’te sevgilisi model ve televizyon spikeri Ilary Blasi ile evlendi. Aracoeli’deki Santa Maria Kilise’sindeki düğününe kimleri davet etti biliyor musunuz? Dadısını, ilk öğretmenini, ilk teknik direktörünü, mahallesindeki bakkalı ve 12 bin Romalı taraftarı. Hepsine tek tek davetiye yollamış.
Düğünün yayın hakkını SkyTG-24 kanalına sattı. Kanalla sözleşme imzalarken onlara bir de hesap numarası vermiş. Televizyon yöneticileri, “Muhasebecinizden aldığımız hesap numarası bu değil ama” deyince Totti, “Bu hesap Roma Omurilik Felçlileri Derneği’nin. Bütün para oraya gönderilsin” demiş.
TRAPATTONİ: “DÜNYADA 1 TANE VAN GOGH, 1 TANE TOTTİ VAR”
2006’da dünya şampiyonu olduklarında İtalya’nın en büyük kozuydu. O ülkesine dünya kupası aldırmış gerçek bir kahraman. Messi’ye duyurulur. O yıl İtalya Milli Takımı’nı çalıştıran Trapattoni öğrencisi için bakın ne dedi?
“Her futbolcunun içinde bir dahi vardır, ama sadece bir Van Gogh var ve sadece bir Totti var.”
“SEVEN NATİON ARMY” ŞARKISI ONUN İÇİN OKUNUYOR
TOTTI.. Adına şarkı okunan futbolcu. O sahaya çıktığı zaman White Stripes’ın Seven Nation Army’yi söylenir. Şarkı, Roma’nın gladyatörüne yakışır türden ve “Feriştahı gelse kar etmez, savaşırım 72 milletle” sözleriyle başlıyor.
O kimsesizlerin kimsesi. Şimdiye kadar kazandığı on milyonlarca Euro’nun yarısını yoksullara aktarmış. O çocukluğumuzun Bonanza’sı, Kung-Fu’su, Komiser Kolombo’su, Baretta’sı.. Keşke dizisi çekilse de bizi ekran başına kilitlese.. Tıpkı komşumuz Sefer Amca’nın evindeki gibi..
Paylaş