Paylaş
Hani diyor ya şair ‘bir eriğin aceleci tadı’ gibi iyi geldin bize.. Henüz 19 yaşındasın.. Ve sen bu gezegende forması uzaya gönderilmiş ilk futbolcu olan Totti gibi sıradışı bir efsanenin takımına gittin.. Koca Roma bonservisin için bir ton para harcadı. Daha ilk günlerden görüyoruz ki seni yere göğe sığdıramıyor, senin için görkemli tanıtım toplantıları düzenliyorlar. Çocuk, ‘gururumuz oldun gururumuz!’..
Buraya kadar her şey güzel.. Ama asıl senin bundan sonra yapacakların bizim gururumuzu zirveye taşımalı..
Ve biliyor musun Cengiz, bunun için yapacakların çok basit.. Roma takımının tesislerine, soyunma odasına, maçlarını oynadığı Roma Olimpiyat Stadına, hatta kentin her semtine ruhunu salan Totti’nin yolunu yol et kendine.. Bu kadar yani.. Neler mi yaptı o? Daha önce bu köşede de yazmıştım.. Dinle lütfen..
O, kimsenin Roma’dan koparamadığı adamdı.. Anneanne korkusu işte! Fanatik AS Romalı anneanne 1989’da Roma futbol takımının kapısından giren torununu karşısına oturtarak:
“Evlat dinle! Bundan böyle Roma’dan başka takımda oynamayacaksın. Tamam mı?” diyerek kestirip atmış. O sözün üzerinden tam çeyrek asır geçti. Demem o ki Totti, büyük sözü dinliyor.. Totti anneannesine verdiği sözü ve Roma’ya olan bağlılığını tam 28 yıl oldu asla sorgulatmadı. Elbetteki sen üstüne koydukça seni de Barcelona ya da Manchester United gibi devler isteyecektir. Gidersin ya da Roma’da kalırsın.. Biz her şartta mutlu oluruz. Sen yeter ki o seviyeyi yakala..
ARMANİ’DEN ALDI FAKİRLERİ GİYDİRDİ
ARMANI’nin en özel modeliydi. Sen de yakışıklı şimşek gibi bir ışık saçıyorsun. Model olursun, reklam filmi çekersin mutlaka.. Tip olarak Totti’ye de benziyorsun. Senin de peşine düşecek dev markalar. Bunun hiçbir önemi yok.. Bak Roma’nın efsanesi neler yapıyordu.. Her yıl mankenlik sözleşmesine imza atarken aldığı parayı ikiye bölüp yarısını yoksullar vakfına yolluyordu.
STATTA LOCASI VARDI
Totti’nin futbolu bırakmadan önce Olimpiyat Stadı’nda locası vardı. Şimdi de var. Ancak o sakat ya da cezalıyken maçları locasında değil, kale arkasındaki taraftarların arasında izliyordu. Locasında her hafta değişik kimsesizler yurdundan gelen konukları ağırlanıyordu. Bu uygulama devam edecek.
Bir başka oldu Totti’nin düğünü.. 19 Haziran 2005’te sevgilisi model ve televizyon spikeri Ilary Blasi ile evlendi. Aracoeli’deki Santa Maria Kilise’sindeki düğününe kimleri davet etti biliyor musun? Dadısını, ilk öğretmenini, ilk teknik direktörünü, mahallesindeki bakkalı ve 12 bin Romalı taraftarı. Hepsine tek tek davetiye yollamış.
‘VEFA’ NE DEMEK?..
Sanki Totti, “Vefa”nın Roma’da da bir semt adı olmadığını haykırıyor değil mi? Düğünün yayın hakkını SkyTG-24 kanalına satmıştı. Kanalla sözleşme imzalarken onlara bir de hesap numarası vermiş. Televizyon yöneticileri, “Muhasebecinizden aldığımız hesap numarası bu değil ama” deyince Totti, “Bu hesap Roma Omurilik Felçlileri Derneği’nin. Bütün para oraya gönderilsin” demiş.
TOTTI: “KENDİNLE DALGA GEÇ, BU ŞAHANE”
Totti kendisiyle dalga geçen bir kitap yazdı. “Totti hakkındaki bütün şakalar.” Diyor ki kitabında:
“Kendinizi çok ciddiye almayın. Kendinizle dalga geçin. Bu muhteşem.” Kitaptan 1 milyon dolarlık gelir elde etti ve o gelirin tamamını iyi niyet elçisi olduğu UNICEF’e bağışladı.
O KADAR ŞANSLISIN Kİ...
Sevgili Cengiz.. O kadar şanslısın ki.. Karşında eşsiz bir futbol kahramanı var. Sana o kadar yakın ki.. Birgün cafede Umberto Eco’nun Gülün Adı romanını okuyor olabilir ve kitaptan sana şöyle bir soru sorabilir..
“- Gülmenin bu kadar kötü olan tarafı nedir?” Cevap veremezsen de
- Gülmek korkuyu öldürür. Ve korku olmadan inanç olmaz. Çünkü şeytan korkusu olmazsa tanrıya ihtiyaç kalmaz” diyerek seni aydınlatır.. Bu tür durumlarda zorda kalmamak için ilk işin Italyancayı öğrenmek olsun. Kitap oku, şiir oku.. Totti’ye “Sizin Carlo Goldoni’nin Lokantacı Kadını varsa bizim de Yaşar Kemal’in İnce Memed’i var” de.. Ya da soyunma odasında Nazım Hikmet’in “Ne güzel şey hatırlamak seni” şiirini oku..
SINDIRGI’YI DA UNUTMA, GÖKSEL GÜMÜŞDAĞ’I DA...
DOĞDUĞUN Sındırgı’yı unutma.. Seni yetiştiren Altınordu’yu unutma. Başakşehir’i unutma. Abdullah Hocanı daima ara, danış.. Sende büyük emeği olan başkan Göksel Gümüşdağ her bayramda arayacağın bir büyüğün olsun. Önce babanı anneni ara sonra onu.. Ve seni cesurca Milli takıma alan Hocan Fatih Terim...
Ve bizi düşün evlat.. Bir İtalyan, bir Romalı gladyatör, senin gibi sarışın bir efsane 28 yıldır dilimizde.. Ona hürmet etmekten yorulmadık. Sen düşlerimizi öpüyorsun. Biz buralarda sana şimdiden ‘Francesco’ demeye başladık bile..
Paylaş