Paylaş
EDEBİYATIN topçularını anlattığım yazı, büyük ilgi gördü. Bizim edebiyatçılardan bir de futbol takımı yapmıştım. Nazım’dan Orhan Kemal’e, Sunay Akın’dan Ahmet Erhan’a süper bir takım çıktı. Bazı okurlardan, ‘İşte İspanya’yı bu takım durdurur’ mesajları bile geldi. Hürriyet Spor Müdürü Mehmet Arslan, ‘Bizim şair ve yazarların takımını yaptın, edebiyatçıların bir dünya karması da gelir herhalde’ deyince, iş başa düştü...
YOKLUKTAN KALECİ: ALBERT CAMUS
KİTAPLARINI, şiirlerini keyifle okuduğumuz; oyunlarını soluksuz izlediğimiz dünya devlerinin futbol tutkusu, insana ayrı bir keyif veriyor... İşte onların futbolla valsi...
Albert Camus... Tüberküloza yakalanmasaydı kimbilir belki de büyük bir kaleci olarak tarihe gececekti. Ögrencilik yıllarında Cezayir Üniversite’nin futbol takımının çizgideki adamıydı. Peki neden kaleci? Yokluktan... Çünkü kalecinin ayakkabısı daha az yıpranıyor... Diyor ki Camus: ‘Ahlak ve insanın yükümlülükleri hakkında güvenebileceğim ne biliyorsam onu futbola borçluyum. Çünkü topun hangi köşeden geleceğini asla bilemezdim.”
HOMEROS’UN FUTBOL AŞKI
VLADIMIR Nabokov.. ‘En büyük tutkum kalecilikti... O, yalnız kartal, esrarengiz adam, son kurtarıcıdır. Kalenin önünde, parmaklarının ucuyla bir saldırıyı yıldırım gibi defetmek için gösterişli bir dalış yaptığında, bu anı yakalamak isteyen fotoğrafçılar saygıyla diz çöker...” diyor büyük usta... Takımı oluştururken kale için Camus ve Nabokov arasında zorlanacağım anlaşılan...
Homeros: Futbolun beşiği İngiltere ama İyonyalı şairin Odysseia’da söylediği şu sözlere ne demeli:
‘Usta Polibus’un eseri olan güzel parlak topu iki elleriyle birden kavradılar; biri geriye doğru devrilerek topu karanlık bulutlara fırlatıyor; diğeri havaya sıçrayarak onu uçarken yakalıyordu...”
MARQUEZ: ‘FUTBOL VE EDEBİYATI BULUŞTURUYORDUM’
GABRİEL Garcia Marquez: ‘Edebiyatı stadyuma taşıyan çılgın. Fanatik bir Deportivo Junior (Kolombiya) taraftarı. Nobel’li yazar, gençliğinde birkaç arkadaşıyla birlikte Cronica adlı bir kültür dergisi çıkardı. Derginin ilk sayısında ülkenin en ünlü futbolcularıyla röportajlar vardı. Ve dergi çok satsın diye stadyumlar mesken tutuldu. Gabo, ‘Dergideki yazılarımda sıklıkla edebiyatla futbolu buluşturuyordum’ diyordu.
SHAKESPEARE’İN OYUNLARI’NDA FUTBOL REPLİKLERİ
WILLIAM Shakespeare... Güzel oyunun beşiği Britanya olunca yazarlarının futboldan beslenmesi de kaçınılmazdır elbette. Bu Shakespeare olsa bile. Kral Lear’da Kent Kontu, ‘Sen! Aşağılık futbol oyuncusu!’ diye hakaretler savurur karşısındakine. Shakespeare, Yanlışlıklar Komedisi’nde de futbola sığınır: ‘Sizin için bu şekilde dönüp duruyorum… Beni futbol topu mu sandınız? Beni bir o tarafa bir bu tarafa tekmeleyip duruyorsunuz. Bu görevim sürecekse, beni deriyle kaplamanız gerekecek.’
DANTE’NİN HEYKELİNDE MARADONA FORMASI
Dante: Bir kent ve bir futbolcu dendiği zaman Napoli ve Maradona hemen akla gelmez mi? İşte o Maradona, İtalya için özel bir yeri olan Dante’yi futbolun içine çekti. Maradona, Napoli’de öyle seviliyordu ki, Dante heykellerinin ayaklarının altına top yerleştirildi, Dante’ye de Napoli forması giydirildi. İlahi Komedya’da ahirete yapılan yolculuğu muazzam bir şekilde anlatan ozan, mavi formalı halini görseydi ne derdi acaba?
Camilo Jose Cela... Nobel ödüllü bir yazardan futbol öykülerini şimdiye kadar okumadıysanız bence bu büyük bir kayıp... İspanyol Camilo Jose Cela ‘On Bir Futbol Öyküsü’ kitabında şu tanımla huzura çıkıyor: ‘Futbol, evrensel bir bayram ve bulaşıcı bir çılgınlık nöbetidir.’
RÖNESANS-MACHİAVELLİ VE FUTBOL
MACHIAVELLİ... Rönesansın öncüsü, ünlü Prens’in yazarı Machiavelli’nin bir futbol oyuncusu olduğunu biliyor muydunuz? Mikrofonlarımız Eduardo Galeano’da: ‘27 kişilik ekiplerin üç sıra halinde oyuna katıldıkları biçimiyle oynanan oyunda Machiavelli bizzat yer aldı. Bu oyunda oyuncular ellerini ve ayaklarını topa vurmak ve rakiplerinin karnını deşmek için kullanabiliyordu.’
Peter Handke... ‘Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi’ adlı kitabın yazarı. Handke, ‘Futbol topunun bir ruhu vardır. Havayla dolmadığı zaman yumuşak ve ölüdür. Hava üfleyin; futbol topunun ruhu şişer; hâlâ ölü gibi gözükmesine bakmayın, kımıldamaya hazırdır’ der...
FUTBOLUN ŞAİRİ GALEANO..
NİCK Hornby... Sıradışı İngiliz yazarın aşkı, hayatı, ruhu Arsenal F.C.. Futbol Ateşi kitabı okunması gereken çarpıcı bir futbol eseri.
Henry de Montherlant... Fransız şair için kalecilerin yeri aynıdır ama o, Latin Amerika futboluna şapka çıkaran biri. 1924’te Uruguay Yugoslavya’yı 7-0 yenince bakın neler yazmış: ‘Bu bir devrimdir! İşte gerçek futbol burada. Bizim bildiğimiz, bizim oynadığımız, bununla kıyaslanınca futbol değilmiş meğer, bizim gördüklerimiz bir okul eğlencesinden öteye gitmiyormuş.’
Ve tabii Eduardo Galeano... Uruguaylı yazar kendisini bir ‘İyi futbol dilencisi’ olarak tanımlıyor. Gölgede ve Güneşte Futbol kitabında yeşil sahaların kahramanlarına, ağları sarsan gollere ticaret ve siyaset açısından değil, kültürel açıdan yaklaşıyor. Galeano, futbolun şairi..
İŞTE DÜNYA EDEBİYATIN FUTBOL TAKIMI...
ARTIK dünya karmasını yazabilirim. Öncesinde Türk edebiyatının unutulmaz 11’ini anımsayalım:
TÜRK KARMASI
1- Sunay Akın
2- Şükran Kurdakul
3- Haldun Taner
4- Cemal Süreyya
5- Ahmet Erhan
6- Mehmet Seyda
7- Egemen Berköz
8- Memed Fuat
9- Orhan Kemal
10- Nazım Hikmet
11- Ülkü Tamer
Teknik Direktör:
Fazıl Hüsnü Dağlarca
DÜNYA KARMASI...
1- Albert Camus (Yedek: Vladimir Nabokov)
2- Machiavelli (İtalya)
3- Camilo Jose Cela (İspanya)
4- Henry de Montherlant (Fransa)
5- William Shakespeare (İngiltere)
6- Dante (İtalya)
7- Homeros (Yunanistan)
8- Nick Hornby (İngiltere)
9- Peter Handke ( Almanya)
10- Nazım Hikmet (Türkiye)
11- Gabriel Garcia Marquez (Kolombiya-Meksika- Küba... Üç ülke de kendi vatandaşı kabul ediyor)
Teknik direktör: Eduardo Galeano (Uruguay)
Bu takımdan bir futbol klasiği çıkmaz mı?
Paylaş