Aylin Algun’la hayatını iyileştir

Aynı zamanda çok eski bir arkadaşım olan sevgili Aylin ile bilgi ve samimiyet dolu sohbetimizi sözü fazla uzatmadan sizlerle paylaşıyorum.

Serenad Altan-Aylin Algun

* Sevgili Aylin, uzun zamandır İstanbul’da yaşayan bir Ankaralı olarak öncelikle Ankara’ya dair hissettiklerinle başlayalım sohbetimize. Burada doğup büyümüş biri olarak Ankara senin için ne ifade ediyor?

Bundan 29 yıl önce, üniversiteyi Ankara’da bitirir bitirmez yaşamını İstanbul’da kurmuş birisi olarak, kendimi halen Ankaralı hissediyorum. İç dünyamın Ankara’sı saygılı ve samimi birisi gibi; dürüst, olduğu gibi, zorlama makyajlara girmeyen, doğal... Aynı zamanda köklü dostlukların şehri benim için Ankara. Yıllarca İstanbul’da, dönemsel olarak yurt dışında yaşadım ama her zaman ilk çember insanlarım Ankaralı oldu. İstanbul’da tanışıp yetişkin yaşımda derin dostluklar kurduğum insanlar da bir şekilde Ankaralı çıktı. 40-45 yıllık, temelleri Ankara’da atılmış birçok dostum var ve hepsi ailem gibi olmuş. Tüm bu açılardan Ankara çok özel bir şehir benim için.

* Şu ana kadar yayınlanmış olan üç kitabın var. ‘Bir Güven Meselesi’, ‘Aynada Seni Gördüm’ ve en son 2022 yılında basılan ‘Aslında Öyle Değil’. Bize biraz yazar kimliğinden, romanlarını yazarken sana ilham olan duygu ve durumlardan bahseder misin?

Yazar kimliğim ‘ben yazar olmak istiyorum’ şeklinde planlı olarak oluşmuş bir durum değil aslında. Yüksek lisansım psikoloji üzerine ve yıllardır psikoloji ile kişisel gelişimi birleştiren bir alanda çalışıyorum. Bu alan hepimiz için olmazsa olmaz bir yolculuğu içeriyor, ‘öz farkındalık ve dönüşüm süreci’ olarak özetlenebilir. Ya da felsefi açıdan ‘kendini bil’ yolculuğu da denebilir. Sürekli değişen, yenilenen yaşamımızla beraber bizim de değişip evrilebilmemiz, olan karşısında tekâmül edebilmemiz ve sağlam şekilde yolumuza devam edebilmemiz hayatımızın temel taşı; bu bir lüks değil, gereklilik. Ben de kendi yolculuğumda kimi zaman travma, kimi zaman harika denilebilecek nice deneyim yaşadım. Ben de terapilere, eğitimlere gittim; kendi üzerimden insanın şifrelerini anlamaya çalıştım, halen de öyle. İnsan birçok bilinmezi içeren bir varlık, dolayısıyla ‘ben tamamen çözdüm bu hayatı ve kendimi’ gibi bir yaklaşımı da gerçekçi bulmuyorum. Bu yüzden kendi yolculuğum, yaklaşımlarım da sürekli değişti, değişiyor.

Yazarlık, bu deneyimleri aktarma aracı oldu benim için. Kitaplarım insanın kendisini tanıyıp anlayabilmesini, acılarıyla ilgili işlevsel bir bakış açısına gelebilmesini, olanın anlam kazanabilmesini ve kişinin psikolojik iyi oluşunu destekleme temelini içeriyor. Kitap yazarak bir açıdan kendimi de iyileştiriyorum, yaşadıklarım farklı kurgularla dökülüyor ve bir başkasına katkı sağlayarak benim iç dünyamda bir ‘anlam’ kazanıyor.

Bir de şunu da eklemezsem olmaz, benim babam klasik Ankara Hukuk-Siyasal ekolünden gelen birisiydi. Aşırı okurdu, tarih ve edebiyatı çok konuşurdu. Evimizde hep bir kütüphane vardı. Babam yazar olduğumu göremedi ama her kitabım çıktığında, o çocukluk örüntülerimle ‘baba bak kitabım rafta’ diyorum kendimce. Bunun da benim için önemli bir motivasyon olduğunu düşünüyorum.

* Peki kitap yazarken Ankara’daki zamanlarından esinlendiğin bölümler oluyor mu?

Hem de nasıl... Kitaplarımda çocukluk-ergenlik dönemi deneyimleri ve bunun kişinin kişilik yapılanmasındaki etkileri illaki yer alıyor. Özellikle buraları yazarken kendi çocukluğumun, gençliğimin Ankara’sını hayal ederim. Kitaplarımda direkt o şekilde tasvir etmesem de Ankara sokaklarında yürür hayalimdeki ana karakter, Ankara okullarına gider, Ankara kültürünü bir şekilde muhakkak yansıtır.

* Çok uzun yıllar medya sektöründe başarılarla dolu bir üst düzey yöneticilik kariyerinden sonra, kişisel gelişimde bir dünya markası olan Louise Hay’in Türkiye temsilcisi olma noktasına uzanan ve bununla da kalmayıp kişisel gelişim, motivasyon konularında öğrendiğin her şeyi verdiğin eğitimlerle başka insanlara aktararak hayatlarına dokunan bir ışık işçisi olma haline nasıl geçtin peki? Bu keskin dönüşüm nasıl ve hangi aydınlatıcı hikâyelerle gerçekleşti?

Çaresiz kaldığım bir bağışıklık sistemi hastalığı, sürecin başlamasına vesile oldu. ‘Çaresizlik’ çok zor bir duygu elbette ama işlevli tarafında bu duygu yaşamdaki ezberlerimizi bozar, bu da insana yeni kapılar açabilir. Ben tıbbi tedavimi almaya devam ediyordum, üstelik çare arayışımda New York’a kadar gidip alanında en donanımlı doktorları da görmüştüm. Ancak sürecim tıkalıydı, semptom tedavisiyle sınırlıydı. Bunlar olduğunda sene 2006 idi ve sürekli ilaç kullanmak dışında çarem kalmamıştı. Çaresizlik beni beden-zihin bağlantısıyla çalışan çok kıymetli bir doktor-şifacıya yöneltti. Hastalığım ruhsal dünyama girdikçe hızla iyileşmeye başladı ve tamamen iyileştim. Yaşadığım hayretle ruh-zihin-beden bütünlüğünde çalışan öğretilere yöneldim. Bu noktada spiritüel öğretilerden kadim bilgelik ve psikoloji bilimine kadar uzanan bir kendimi araştırma yolculuğuna çıktım. Yolculuğun en önemli duraklarından birisi Louise Hay’in Heal Your Life® (Hayatını İyileştir) öğretisi oldu. Basit görünen ama içine girdikçe derinleşen, herkese konuşabilen, birçok tekniği bünyesinde barındıran elli yıllık muhteşem bir sistemdi. O kadar etkilendim ki, eğitmeni olmak üzere ABD’deki merkezin eğitimlerinden geçtim. Heal Your Life® eğitimlerini Türkiye’de vermeye başladım. Sonuçlar çok iyiydi. Öğretinin şu an dünya lideri olan Psikolog Dr. Patricia Crane, zamanla beni Türkiye’de bu öğretinin eğitmen ve koçlarını yetiştirmek için yetkilendirdi. Lokal dilde bu görevi yapmak üzere her ülkede tek kişi yetkilendiriliyor. Son on yıldır Türkiye için bu görevi de yürütüyorum, dolayısıyla ‘temsilcilik’ değil, farklı düzeyde bir eğitmenlik işim var bu öğreti için. Eğitimlerimden geçen kişiler direkt San Diego, ABD’den Hay House onaylı eğitmenlik/koçluk lisansını Heart Inspired Inc.’den alıyor.

* Louise Hay’i daha önce duymamış veya kitaplarını okumamış olan okurlarımız için Louise Hay kimdir ve ne anlatır bundan bahseder misin?

Louise Hay, ülkemizde seksenli yıllarda kendi kanser hastalığını, ilaçsız ve sadece zihinsel yöntemler kullanarak iyileştirmesiyle biliniyor. ‘Düşünce Gücüyle Tedavi’ isimli kitabı dünyada bir best-seller, neredeyse elli yıldır. Ancak uzman doktorlarla, psikoloji dünyasından yazarlarla ortak yazdıkları dahil onlarca kitabı var. Kendisi müthiş bir yaşam öğretmeni. Kendisini hep öyle nitelendirdi, ‘Ben bir şifacı değilim, öğretmenim’ şeklinde. Louise Hay, kendi travmatik yaşantılarından büyümüş birisi, kanser deneyimi öncesi çocukluk-ergenlik döneminde duygusal şiddet, cinsel taciz, ergen hamileliği gibi; yetişkinliğinde aldatılma, boşanma gibi çok zor deneyimleri de var. Bunlarla baş edebilmek için spiritüel öğretilerle ve zamanın mühim terapistleriyle çalışmış ve iyileşme deneyiminin nasıl gerçekleştiğini bir sisteme oturtmuş. Bu sistemi de dünyaya açmış. 70’lerde zihin-beden bağlantısını ortaya atmış ancak keşke akademik geçerlilik de alabilseymiş. Çünkü günümüzde örneğin travmatik yaşantıların bedendeki semptomlarla ilişkisini irdeleyen ve bunu kanıtlayan çok çalışma var.

* ‘Düşünce Gücüyle Tedavi’ benim için de vazgeçilmez bir rehber kitaptır gerçekten. Benim de bu noktadaki deneyimlerim tedavide düşünce gücünün ne kadar işe yaradığını gösteriyor. Eğitim ve atölyelerinle ilgili bilgi verir misin okurlarımıza? Ne kadar sıklıkta ve nasıl etkinlikler oluyor bunlar?

Louise Hay eğitimlerini ‘Heal Your Life® Atölyeleri’ olarak kendini tanıyıp anlama yoluna açık her kişiye açık olarak düzenliyorum. Ayrıca Türkiye’deki eğitmenlik ve koçluk süreçlerinin eğitmenliğini yapıyorum. Kurum içi olarak, çalışanların psikolojik iyi oluşunu desteklemeye yönelik eğitimlerimiz de var. Yoğun şekilde Türkiye’nin önde gelen markaları ve iş insanlarıyla da çalışıyorum. Eğitim ve atölyelerin sıklığı değişebiliyor, öncesinde sosyal medya aracılığı ile duyuruyoruz.

* Dördüncü kitabın için ‘yolda’ diyebilir miyiz? Bu kez ne tarz bir konu olacak acaba diye merak ediyorum doğrusu... Roman mı, kişisel gelişim mi?

Dördüncü kitap henüz demlenme evresinde içimde. Yine yeni şeyler birikiyor, ben değişip dönüştükçe kitaplarım da evriliyor. Dolayısıyla öykü mü roman mı olur ya da direkt kişisel gelişim mi olur şu an bilemiyorum. Ancak roman yazsam dahi kitabımı zaten ‘kişisel gelişim’ reyonuna koyuyorlar raflarda, çünkü her kitabımın temelinde bir şekilde kişisel dönüşüm yolculuğu var.

* Bu güzel sohbet için Hürriyet Ankara ailesi adına ve kendi adıma çok teşekkür ediyorum. Okurlarımıza da tüm bu bilgilerin faydalı olmasını ve şifa olmasını diliyorum.

Sevgili Serenad ben de sana ve nezdinde Hürriyet Ankara ailesine teşekkürlerimi sunuyorum.

ÖNEMLİ UYARI:

"Bu yazıdaki bilgi, öneri ve yönlendirmeler teşhis ve tedavi amacı taşımamaktadır ve bu amaçla kullanılamaz. Bedensel veya ruhsal bir rahatsızlık veya hastalık belirtisi taşıyorsanız beklemeden ve öncelikle uzman tıp doktorunuza veya tam teşekküllü bir sağlık kuruluşuna başvurmanızı önemle rica ederiz. Heal Your Life felsefesi ve yöntemleri muhakkak tıbbi tedavinin alınmasını önerir.”