Yılın Adamı

TİMES Dergisi her yıl aralık ayının sonunda Yılın Adamı diye bir kapak yapar.

Aslında doğru yazılımı Yılın İnsanı olmalı ama böyle alışılmış işte.

Derginin yöneticileri birkaç aydır muazzam bir reklam kampanyası yürütüyorlardı.

Bu kez Yılın Adamı olarak Usame bin Ladin'in seçileceği ve derginin kapağının da ona ayrılacağı el altından duyurulmuştu.

Tabii bu, dergiye yönelik ilginin birden artmasına yol açtı.

Büyük tartışma çıktı Amerika'da.

Bize de yansıdı bu tartışma.

Bir dergiden beni arayıp bu konuda görüş istemişlerdi, ben de böyle bir şeyin yanlış olacağını, Bin Ladin gibi bir belayı yılın adamı ilan etmekle onun gibi belaların teşvik edileceğini, dergi yöneticilerinin saçmalamaktan son anda vazgeçeceklerini umduğumu söylemiştim.

* * *

Bu lafları söyledikten sonra konu üzerinde düşünmeyi sürdürdüm.

Ve bir zaman sonra fikrim değişti açıkçası.

Times Dergisi'nin yöneticileri aslında çok net bir şey söylüyordu.

Yılın Adamı denilince yılın en iyi adamı anlaşılmamalıydı.

Örneğin 1941 yılında da Hitler yılın adamı olarak kapak yapılırdı.

Burada önemli olan bir insanın yaptığı işlerle dünyadaki bazı dengeleri yerinden oynatmasıydı.

İyi yönde de olabilirdi bu yerinden oynatma, kötü anlamda da olabilirdi.

Meseleye böyle bakılınca da Bin Ladin'in yılın adamı olarak seçilmesi çok da isabetli bir karardı aslında.

* * *

Dergi sonunda piyasaya çıktı. Kapağında Bin Ladin değil New York'un çok sevilen belediye başkanı Rudolph Guilliani vardı.

Ya Times Dergisi'nin yöneticileri bütün bu olayı muazzam bir reklam kampanyası olarak planlamışlardı, Bin Ladin'i kapak yapmak gibi bir niyetleri hiçbir zaman yoktu.

Ya da son anda korktular, geri adım attılar.

Ben ikincisinin olduğunu tahmin ediyorum.

Amerika'da korkunç bir kamuoyu baskısı var şu anda.

Bir komedi şovunda yönetimle en küçük bir şekilde alay etseniz bile reklamlar bıçak gibi kesiliyor.

Olaylardan önce Başkan Bush ile alay edilebiliyordu, şimdi halk tarafından sevilme oranı yüzde 90'lara ulaşmış durumda.

Kimse tek kelime söylemeye cesaret bile edemiyor, onun hakkında espri bile yapılamıyor artık.

Reklamcılar ‘‘doğru tavır’’ almayan şovlardan çekiliyorlar.

Times da korktu.

Korktu ve olayın sadece sonucunu oluşturan, olayları başlatan değil doğru tepki veren kişiyi, New York'un belediye başkanını yılın adamı seçti.

Bu o kadar rahat bir seçim ki, işin kolayına kaçmak ki, o kadar risksiz ki inanılacak gibi değil.

Tabii ki New York'un belediye başkanı son olaylarda müthiş bir performans sergiledi.

İlerde Amerikan başkanının o olacağına da eminim ben.

Ancak dünya dengelerini o yerinden oynatmadı, dünyanın başına belaları o açmadı.

Gerçekten de 2001 yılının adamı Bin Ladin'di ve Times son anda cesaretini kaybetmeseydi çok da iyi bir dergicilik örneği vermiş olacaktı.

Yazıktır ki kamuoyu baskısı galip geldi.

Amerikan kamuoyu son zamanlarda tehlikeli sinyaller veriyor.

Tamam savaş hali var, tamam büyük bir travma yaşanıyor ve tamam ulus olarak bir bütün olmak zorundalar.

Ancak düşüncelere böylesine kısıtlamalar getirten bir kamuoyu ilk başta Amerikan demokrasisinin ruhuna darbe vurur. İnsanın kendi ayağını vurması gibi bir şey bu.

Ve bu devam ettiği sürece de terörist istediğini elde etmiş olur ne yazık ki, çünkü onların hedefi sadece insan öldürmek değil toplumun dengelerini sarsmaktı.

Amerika'nın bu oyuna düşmeyeceğini, düşünme gücü olan insanların kamuoyunu eğiteceklerini, düşünme özgürlüğünü ayaklar altına aldırmayacaklarını umuyorum.
Yazarın Tüm Yazıları