Serdar Turgut: Yeni dış görevim







Serdar TURGUT
Haberin Devamı

30 yıl kadar önce bana ‘‘Ne yapmalı’’ diye sorsaydınız, ihtilalci bir ayaklanma yapılmalı derdim.

Ama artık yaşlandım, şimdilerde DSP'nin sosyal konulardaki tavrı bile bana yorucu geliyor, eski devrimci heyecanım da kalmadı.

Gerçi arada sırada yine kanlı-canlı bir şeyler yapma heyecanını hissetmiyorum da değil.

Yani mesela Ertuğrul Özkök adı geçtiği zaman -ki kendisi eskiden Köylü Derneği'nin asil üyesiydi- nedense hep cinayet aklıma geliyor.

Soyut bir düşünce bu, artık bunu anlamış durumdayım; çünkü böyle düşünmeme rağmen onu her gördüğümde onuncu dakikadan itibaren öldürme fikrini unutuyorum. Hele yabancı şarap ikram ederse beşinci dakikada filan onu tekrar sevmeye başlıyorum.

Hayat böyle manasız bir biçimde akıp gidiyor işte.

* * *

Ne diyordum? Ha tamam hatırladım.

Vallahi doğrusunu isterseniz, ‘‘Ne yapmalı’’ sorusuna şu anda verilecek bir cevabım yok.

Ekonomik kriz çıkmadan önce maaşım Batı standartlarına yakın düzeydeydi.

24 saat içinde maaşım tekrar Ortadoğu ülkelerindeki gazetecilerin düzeyine iniverdi.

Sevinerek söyleyebilirim ki, artık Irak'ta köşe yazısı yazmakta olan kişilerle dolar bazında aynı ücreti alıyorum.

Bu beni sevindiriyor; çünkü bölgesel dayanışma açısından çok da önemli bir adım atılmış durumda.

* * *

Şikáyet ettiğim sanılmasın, bizim üst düzey yönetimimizden bir şikáyetim yok.

Sağolsunlar, bu yıl maaşımda bir düşüş yapmadılar.

Hatta galiba bir artış bile verdiler, hatırlamıyorum şimdi oranı, cüzi bir şeydi işte.

Yapılan artışı ilk duyduğumda bir hesap yapmıştım, şimdi hatırladım. Zamla birlikte gelen ek parayla iki kişi İstanbul'da son dereci şık bir yemek yemiştik (Ve bir itiraf: Hayır o gece Chateau Margaux içmedim).

Mutluyduk aslında o günlerde. Sonra kriz çıktı, bir gecede yüzde 40 fakirleştim. Fakirleştik diye çoğul konuşmuyorum; çünkü başka insanlara ne olduğu artık umurumda değil açıkça söylemek gerekirse.

Sonra hükümet, enflasyon hedefini ilan etti. Enflasyon hedefi hep 20 puan filan aşılır bu memlekette biliyorsunuz. Bu yıl yüzde 65 filan fiyat artışı olacak benim hesabıma göre.

Yüzde 40 ilk başta gitmişti. Bir yüzde 50 de yıl sonuna kadar gidecek benim paradan demektir, bu enflasyonla birlikte.

Sonuçta sene başına göre, sene sonunda yüzde 90'a yakın fakirleşmiş olacağım.

* * *

Yaptığım bu hesaplama sonucunda bazı adımlar attım ve üst yönetime bir dilekçe göndererek Hürriyet Gazetesi'nin Afganistan temsilciliğine atanmamı istedim. Eski dış haberler müdürüyüm, artık bana bir kıyak yaparlar herhalde.

Anladığım kadarıyla bu maaşımla bir ay önceki hayat standartlarıma uygun bir yaşam sürdürebilmemin tek yolu Afganistan'da yaşamak olacak.

Hatta yüzde 90 fakirleşmeme rağmen Afganistan'da orta sınıf içinde yer alabileceğimi düşünüyorum.

Rana'nın tahakkümünden de kurtulurum orada. Fazla canımı sıkarsa halk mahkemesi kurdurur, ölüm kararı alınmasını isterim. Mahkemenin bu kararı almakta hiç zorlanacağını düşünmüyorum; çünkü bu Rana, nasıl olsa oraya gider gitmez Taliban'ı da azarlayacaktır.

Onu öldürttükten sonra, Hürriyet'e ne güzel life-style haberler geçerim oradan kimbilir.

Ve kimbilir belki yine Ertuğrul Özkök'ün -ki kendisi Köylü Derneği eski asil üyesidir- gözüne girmeyi başarırsam, Hürriyet Afganistan temsilcisi olarak benim maaşımı belki biraz artırır da Afganistan'ın kaymak tabakası içine dahil olmayı başarırım ileride.

Hayat bu, hayal etmeyi hiç ihmal etmeyeceksin abicim...

Tabii ki ben de bir günde yüzde 40 fakirleştim. Ancak fakirleşme sürecim o oranda durmadı ve hızla büyümeye başladı. Bu durum karşısında trajik olabilecek bazı tedbirleri acilen almam gerektiğini düşünüyorum.

Yazarın Tüm Yazıları