Serdar Turgut: Yalıkavak marinası






Serdar TURGUT
Haberin Devamı

YALIKAVAK'a yapılması planlanan bir marina var.

Küçücük yarımadanın üçüncü marinası olacak bu.

Jefi Kamhi sahibi bu projenin.

Onun dışında hemen herkes bu marinaya karşı.

Ancak inşaat Yalıkavak'ta yaşayan tek bir insandan destek almamasına rağmen 29 Mart Perşembe günü fiilen başladı.

Zaten bir ay kadar önce düzenlenecek alanı tahta perdeyle çevrelemişlerdi. İnşaata da geçtiler şimdi.

***

Ben burada marina inşa edileceğini duyduğum ilk günden bu yana içgüdüsel olarak fikre karşıydım.

Ancak bu konuda içgüdüsel tepkilerin insanları yanlış yönlendirebileceğini biliyorum.

O nedenle bugüne kadar konu hakkında fikir bildirmekten kaçındım.

Olayın bütün taraflarıyla, Jefi Kamhi de dahil olmak üzere, konuştum.

Ve vardığım sonuç şu: Yalıkavak'ta bir marina inşa edilmesi kelimenin tam anlamıyla hem sosyal hem de bir çevre cinayetidir.

Bu inşaata karşı çıkan bir yazı da yazmış olan Ali Şen'in de dediği gibi eğer Marina inşa edilirse Yalıkavak en fazla 15 yıl içinde Haliç'in temizlik öncesi haline dönüşür.

Dolayısıyla ben burada ilan ediyorum ki bu çevre cinayetine karşıyım ve projenin durdurulması için de elimden gelen her yasal yola başvuracağım.

***

Yalıkavak, Bodrum Yarımadası'nın elde kalan son güzel yerlerinden bir tanesidir.

Rüzgárlıdır buraları. Yazın da eser, kışın da. Ve rüzgár hemen hep Batı'dan eser.

Marina'yı da kasabanın batısına, koyun içine yapmayı planlıyorlar.

Bunun anlamı ne biliyor musunuz?

Kaçınılmaz bir biçimde olacak bütün pislik köyün önündeki koya toplanacak.

Dahası oluşacak pis koku Batı rüzgárıyla köyün içine doluşacak.

Böylece Yalıkavak'ın haklı bir şöhrete sahip olan o güzel kokulu havası bırakın 15 yılı bilemediniz en fazla 3 yıl içinde ortadan yok olacak.

Ve tabii ne yerli turist ne de yabancısı buralara uğramamaya başlayacak çünkü pis kokan bir yere gelmeleri için gayet tabii ki bir nedenleri olamaz.

O nedenle bana kimse marinanın Yalıkavak'ın ekonomik canlanmasına neden olacağını anlatmasın. Bu bir palavra.

Bugün hiçbir memlekette yat turizmine fazla önem verilmez. Çünkü yabancı yatçılar bizde zannedildği gibi çok zengin insanlar filan değillerdir.

Çoğu orta gelirlidir, emeklidir. Yatı bağladıkları yerde fazla para harcamazlar, yatlarında yer, yatarlar.

Ve tabii kirletirler de denizi. Bu kaçınılmazdır, kontrolü her yerde zordur, Türkiye'de ise imkánsızdır.

Yani onların zaten ekonomik bir katkıları yokken bir de koku saçarak var olan gelir kaynaklarını da öldürürler.

***

Bütün bunların dışında belki biliyorsunuzdur ama burada dünyaca meşhur ve nesli tükenmekte olan Yalıkavak fokları da yaşıyor. Sayıları 25 civarında ve dünyadaki bütün çevre örgütlerinin de gözü onlarda.

Dolayısıyla sadece Yalıkavak'ta yaşayanlar karşı değil marinaya. Dünyadaki bütün örgütler de karşı ve bana inanınız herkes sesini yakında gayet yüksek sesle duyurmaya hazırlanıyor.

***

Herkes bu fikre karşı ama Jefi Kamhi işi Ankara'da bitirmiş.

Belediye Başkanı Celal Yıldızhan'ın marinaya karşı çıkan görüş yazısına rağmen bakanlara imzalatmış marinaya izin belgelerini. Olacakları bilerek imzaladılarsa yuh olsun onlara.

Neyi imzaladıklarına baktıklarını bile fazla tahmin etmiyorum ben.

Yoksa böylesine büyük bir tahribata yol açabilecek bir projeye memleketini seven bir siyasetçinin ‘evet’ diyebilmesi mümkün değildir diye düşünüyorum.

Çevreyi kirletecek, yerli ekonomiye tek bir katkı yapmayacak, koku yaparak turistleri buradan kaçıracak bir projeye Türkiye'de izin verilebilirdi ancak.

Benim bir önerim var. Yalıkavak'ta deniz kenarında fokların bir heykeli vardır.

Eğer marina yapılacaksa daha şimdiden Jefi Kamhi'nin de heykelini yanına dikelim.

Denize doğru işaret etsin onun heykeli. Altına da ‘İŞTE YALIKAVAK’I MAHVEDEN ADAM' diye yazalım, böylece tarihe geçsin.

(Not: Bu yazıyı sadece teorik bir nedenden dolayı yazmadım. Ben de yaşamımın bir bölümünü Yalıkavak'ta geçiriyorum. Kendimi Yalıkavaklı olarak tanımlarım. Yani anlayacağınız gönlüm buranın halkı ile birlikte bu konuda, bunun da bilinmesinde yarar var.)

Yazarın Tüm Yazıları