BAŞLIKTAKİ soruya açıkça söylenmese bile zihinlerde, gönüllerde olumsuz yanıt veriliyormuş gibi bir izlenim var bende.
Türkiye bugün son derece kritik bir dönüm noktasında. Olağanüstü bir dönem yaşanıyor ülkede.
Sadece ekonomik krize ve ona yaklaşımlara bakarak söylemiyorum bunu. Başka şartlar var olsaydı ülkede bu kriz atlatılabilirdi belki.
Ancak iki birbirine bağlı kısırdöngü içindeyiz. Bunlar el ele vermiş bizi yiyip bitiriyor.
Bir yanda siyasi kısırdöngü var.
Bundan üç yıl önce küçük bir şirketin mahasebecisini birkaç günlüğüne bu ülkenin başbakanı yapsaydık o bize ‘‘Dikkat edin ülke iflas etme noktasına gidiyor, hemen tedbir almazsanız sonunuz kötü olur’’ uyarısını yapardı.
Diyeceğim o ki sistemin bütün partileri -ki kimse kendisini kandırmasın Refah, Fazilet ve Saadet de bu sistemin partisidir- bu işin sonunun geldiğini bile bile göz yumdular bu gidişata.
Bu aslında vatana bir ihanettir ama daha önce de dedim geçmişe yönelik öç almak için çalışmak ülkenin geleceği için seferber etmemiz gereken enerjimizi tüketmemize neden olur.
Şimdi göz göre göre batışa izin veren bu partilere ülkeyi yeniden kurma görevinde güvenmek için yeni ne nedenimiz olabilir ki Allah aşkına?
Çok derin analizler yapmaya gerek yok, en basitindan ‘‘Madem kurtarıcı sensin o zaman batarken elindeki gücü neden kullanmadın ki, neden seyrettin, neden kötülük yaptın’’ diye sorsanız, verecek cevapları yok.
***
Durum böyle. Rasyonel düşünme yeteneği olan insanlar bu analizi yapıyorlar ancak o noktadan sonra işler karışıyor.
Çözüm ne, ne yapacağız diye sorduğunuzda herkes farklı yönlere gidiyor.
Bir kesim çözüm seçimdedir diyor. Seçim olursa seçmenin en azından yüzde 50'si oy vermeye gitmeyecek, bugün iktidarda olanların barajı aşmaları bile zor.
Seçimden yeniden büyük bir kriz çıkacak.
Bu tablonun da olacağını biliyorlar, bunu söylüyorlar ama yine de seçim diyorlar.
Başka bir kesim hükümette revizyon olursa işlerin düzeleceğini söylüyor. Bunlar Türkiye'de değil Mars'ta filan yaşıyor olmalılar.
Bu kaos durumunda en parlak geleceğe sahip olan kesim yenilikçiler olarak ortaya çıkıyor.
Onlar da krize çözüm üretmiyorlar, siyasi ve idari mekanizmanın yeniden düzenlenmesi konusunda da laf etmiyorlar. Aslında genelde laf etmiyorlar. Bu da kendileri açısından son derece normal çünkü siyasi ve ekonomik kriz daha da büyüdükçe, derinleştikçe bu onların işine geliyor.
Vatan hainliği filan değil bu, sadece taşra zihniyetli siyasetin normal işleyişi böyle.
Onlar bizim her partiye hücrelerine kadar sinmiş olan taşralı siyasi zihniyet geleneğimizin önemli bir parçalarıdırlar.
Ufukları yok. Nasıl bir Türkiye istediklerini anlatmıyorlar, hayalleri nedir, bugün liseye başlayacak bir gence ne diyecekler, onu da bilmiyorlar.
Ama şimdi onlar yükselişte, bu da bir gerçek.
***
Onların yükselişte olması, geleceklerinin parlak olması benim geleceğimi karartıyor.
Çünkü onların yönetmeye soyunacağı bir Türkiye'nin yeniden büyük krizler içine itileceğini ve o zaman da başlıktaki sorunun cevabının kesinlikle ‘‘Hayır’’ olacağını düşünüyorum.
Taşralı zihniyet mekanla ilgili bir kavram değildir. Bu hayata bakış, hayattan talepler ve nasıl bir ülke isteniyor sorusuyla ilgili bir kavramdır.
Bunu tekrar etmekte fayda var, çünkü taşralı zihniyetin teorisyenleri aradaki farkı anlıyorlar ama kışkırtıcılık yapmak için anlamamış gibi davranıyorlar.
Anadolu insanının tepkisini kışkırtmak için yazılar yazıyorlar.
Olsun yapsınlar, bu fikir özgürlüğünün normal bir parçası ama ben inanıyorum ki aradaki farkı gören insanların sayısı da her geçen gün artacak.
***
Kendi halinde bırakıldığında bu siyasi kısırdöngü hiçbir çözüm üretemeyecek, bu görülüyor.
Normal bir zamanda olsak bu durumu sessiz durup kendi köşemizden izlemeye devam ederdik. Ancak başta da dediğim gibi ülkemiz bir dönüm noktasında.
Eski sistem onu uygulayanlarca çökertildi. Ekonomide de bir kısırdöngü içindeyiz zira bu krizden sağlam çıkmanın tek yolu ülkenin son derece radikal bir kalkınma stratejisi, bir büyüme planı yapması, programını oluşturması, bunu dünyaya anlatması ve kısa dönemdeki zorluklar atlatılırken bu planı da devreye sokmasıyla mümkün.
Bunu da yapmıyorlar.
Bu siyasi ve ekonomik kısırdöngüye ciddi bir şekilde müdahale edilmesi gerekiyor.
Vatanın geleceği için bu müdahaleyi mümkün kılacak konsensüsün oluşması konusunda diyaloğa girmemiz lazım. Neler olabileceği konusunu yarın tartışacağım.