İsyanım coşturuyor beni ve bazen kalemim olması gereken sınırları aşıyor. Son ‘‘Buzines okuyan bılık toramanlar’’ yazımda da böyle oldu. Ama ister buzines okuyun ister üniversiteye girememiş olun isterseniz de çok iyi bir bilim dalında uğraşın. Mutlaka ama mutlaka kitap okuyun.
Türkiye'de yaşanan çarpıklıklar, bozukluklar beni hayli sinirli bir insan yaptı. Belki yaşlandıkça daha da sabırsız, tahammülsüz olmaya başladım, bilemiyorum.
Bir şeyin farkına vardım ki şöyle gönül rahatlığıyla, keyfini çıkara çıkara yaşayabileceğim bir Türkiye'yi ben artık mümkün değil göremeyeceğim.
Çünkü her geçen gün seviyesizlik, içi boşluk ve bilgisizlik kuşatıyor etrafımızı ve maalesef bu tür 'hasletlere' sahip olanlara sistem daha fazla sahip çıkıyor.
Gidişatı geriye döndürmek belki mümkün ama saldırı o kadar güçlü ki fazla da umudum yok bunun yapılabileceğinden doğrusunu isterseniz.
*
Özellikle genç insanların durumu beni üzüyor.
Evet bizim zamanımızda da gençlerle ilgili orta yaşlıların şikayetleri vardı ama en azından bizler bir şekilde bu memleketin sorunları üzerine kafa yormak, harekete geçmek, bir şeyler yapmak coşkusunu, ateşini hissediyorduk içimizde.
Bugün de ortada bunu hisseden hiç yok demiyorum gayet tabii ki ama onlar azınlıkta.
Çoğunluk ise Türkiye'nin bütün çarpıklıklarını kendi kişiliğinde taşıyarak yaşıyor.
Bunların da bir suçu yok aslında, çünkü özellikle son 15 yıldır Türkiye öylesine büyük bir çürüme yaşadı ki onların başka türlü oluşması da mümkün değildi zaten.
*
Bunu görmek beni üzüyor çünkü bu insanların artık çocuğumun bile geleceğini karartacak yeni dönemin kadrolarını içlerinden çıkaracaklarını biliyorum.
Hem üzüyor bu beni hem de isyan ettiriyor.
Ve bu hislerim nedeniyle zaman zaman yazılarımda abartılı hükümlere de varıyorum, bunun farkındayım.
İsyanım coşturuyor beni ve bazen de kalemim olması gereken sınırları aşıp gidiveriyor.
Son 'Buzines okuyan bılık toramanlar' yazımda da böyle oldu, yazıyı ertesi gün hem gazetede okurken fark ettim bunu, hem de üzüntülerini bildiren öğrenciler fark ettirdiler bunu bana.
'Buzines' diye diye hem eğitimin içine eden hem de hakim davranış biçimine damgasını vuran kokuşmuşluğa, bu kokuşmuşluğu yaratan amorf insan yapısına tepkim nedeniyle yazdığım yazıda genelleme düzeyi hakikaten fazla olmuş.
Gayet tabii ki gerek zorunluluk nedeniyle gerek de gerçekten iyi işler yapmak için bu dalda okuyan her öğrenci hakkında aynı şeyleri düşünmüyorum.
Gerçi bu dalda eğitim gördüğü halde bana 'haklısın o tipler etrafta çoğunlukta' diyerek mektup atanlar da oldu ama onlar derdimi çözümledi diye herkesin bunu yapmış olması da beklemiyorum çünkü yazı o çözüme ulaşılmasını hayli engelleyici bir yapıya sahip.
*
Dolayısıyla istemeden de olsa üzmüş olduğum, yazıdaki tanıma uymayan genç arkadaşlardan özür diliyorum.
'Buzines' eğitimi konusundaki düşüncelerim ve 'eğitimli olduğunu sanan paralı avanaklar' hakkındaki görüşlerim sizleri bağlamaz.
Aranızda çok daha iyiyi hak edenler var, çok iyi şeyler yapabilecek insanlar var ama ne yazık ki bu ülke ve daha da somut olarak bizim kuşağımız ne yazık ki bunu size sunamadı.
İğneyi gençliğe batırırken çuvaldızı da bizim kuşağa batırmak kesinlikle gerekiyor yani.
Bitirirken sizlere tek bir ağabey tavsiyem olacak.
İster buzines okuyor olun ister üniversiteye girememiş olun isterseniz de çok iyi bir bilim dalında uğraşıyor olun.
Mutlaka ama mutlaka kitap okuyun.
Hiç bıkmadan durmadan okuyun. Kitap okuyarak kendinizi takviye ederseniz eğer o zaman size verilen bilgiler ne kadar yetersiz ve anlamsız olursa olsun siz onları bireysel gücünüzle aşabildiğinizi göreceksiniz.
Belki basit görülen bir öneri bu ama bana inanın öyle değil çünkü açacağınız o kitabın içinde size dünyaları açacak anahtar olacaktır, bunu da unutmayın.
Bunu yaparsanız belki size de yapılmakta olan kültürsüzleştirme saldırısını yenme gücünü kendinizde bulabilirsiniz ilerde.