Paylaş
ÇOK mektup birikmiş uzun zamandır. Bunlardan bazıları ceveplandırmaya değmeyecek kadar aptalca sorularla dolu. Örneğin adam üşenmiyor mektup yazıyor ve ‘‘Türkiye ne zaman tam demokrasiye geçecek?’’ diye soruyor.
Ne bileyim lan ben, müneccim miyim? Değil mi ama yani şimdi, böyle bir şeyi hangi Allah'ın kulu bilebilir ki?
Güya böyle sorular sorarak kendisine entel havalar verecek, kendinden çok memleketin haline kafa yoruyormuş gibi havalar atacak bana. Kimin umurundaysa haspanın havası.
Neyse, daha işin başından sinirimi bozmayayım, bu kez niyetim mektupları sakin ve aklı başında olarak cevaplandırmaya çalışmak.
Korkmayın, yazın amcanıza. Sorduğunuz soru aptalca olsa da korkmayın, en fazla gerçeği söylerim suratınıza, bunun kime zararı var ki. Şöyle bakın meseleye, aptal olduğunuzun bilincinde yaşamaya başladığınızda bu topluma çok daha yararlı olacaksınız, bana inanın.
* * *
Rumuz: Merak
Soru: Sevgili amcacığım. Memur sendikaları gerekirse toplu eylem yaparak hükümetin kendi aleyhlerine kanunlar çıkarmasını engelleme tehdidi yapıyorlar. Sen bu konuda ne düşünüyorsun?
Cevap: Sevgili Merak. Diyalektik materyalizm, adına memur denilen bir sosyal sınıfın var olmasını kabul etmemektedir. Hemen bana itiraz etmeyin çünkü itirazınız büyük ihtimalle hem sıkıcı olacak hem de tarafımdan göz önüne alınmayacak. Ayrıca benim arkamda destek olarak Stalin var ve dolayısıyla da ben istediğimi söylerim. Diyalektik materyalizmim doğru söylediğini şu basit testle anlayabiliriz. Diyelim ki yarın Türkiye'de 200 bin işçi greve gitti. İşler hemen boka sarar. Ama 200 bin işçi greve gitse işveren bunların grevinin hiç bitmemesi için çalışır. 1 milyon memur greve giderse de ekonomi ferahlar. Hatta onlar hep grevde kalsalar, IMF filan da çeker gider bu ülkeden. Dolayısıyla memur sendikaları grev tehdidi yaptıklarında bunun en fazla komik olmak amacıyla söylenmiş bir söz olduğunu, sendika liderlerinin de bir tür stand-up komedyen olduklarını varsaymak çok da yanlış olmaz.
* * *
Rumuz: Demokrat
Soru: Saygıdeğer Amcacığım. 28 Şubat süreci ile Avrupa Birliği aday üyeliği bir arada yaşayabilirler mi?
Cevap: Hay senin rumuzuna lan. Neyse gelelim soruna. Bak sorunuza filan demiyorum çünkü sen büyük ihtimalle bu tür inceliklere alışık değilsindir. Hayır, 28 Şubat süreci ile Avrupa Birliği aday üyeliği bir arada yaşayamazlar. Bu nedenle Avrupa Birliği'nin feshedilmesi gerekmektedir. Sadece Türkiye'nin aday adaylığını geri çekmesi de bir işe yaramaz çünkü Türkiye bu haliyle sonsuza kadar var olacaktır ve böyle var olurken de ilişkide bulunduğu ülkeleri olumsuz etkilememesi düşünülemez. Anlayacağınız sonuçta Almanya, Fransa ve diğerleri de tünelin ucundaki ışığı görecekler ve bizim haklılığımızı teslim edeceklerdir. Bu ülkeleri, Türkiye'ye benzemekten kurtarmanın tek yolu Avrupa Birliği'ni hemen bugün feshetmek ve hiç olmazsa Avrupa'yı korumaktır.
* * *
Rumuz: Benzetme
Soru: Ah benim canım amcacığım. Ecevit bir tuhaflaştı değil mi?
Cevap: Benzetme. Farkındaysan sana ‘canım’, ‘sevgili’ gibi sıfatlarla yaklaşmadım çünkü öyle fazla laubalilikten hoşlanmam. Sen de mektubuna gece kulüplerinde önüne çıkan ilk adamın kucağına oturan kızışmışlar gibi başlamışsın maşallah. Laubali, kendini bilmez sende. Şimdi sen Allah bilir e-mailime telefon numaranı filan da atarsın. Bak açıkça söylüyorum sakın ha turgut(a)superonline.com mailimi böylesine banal bir mektupla kirletme tamam mı? Şimdi gelelim soruna. Bana sorarsan Ecevit uzun zamandır hayatta farklı bir rol üstlenmiş durumda. Hani ventrologlar vardır, sahneye ellerinde bir kuklayla çıkarlar, kuklayı kucaklarına oturturlar sonra göbeklerinden konuşup güya kuklayla sohbet ederler. Ecevit bir süredir o sahnedeki kuklaya benziyor. Aslında kuklanın teknik adı ‘dummy’ ama bu yanlış anlamalara yol açabilir, onun için bunu kullanmıyorum. Ha şimdi soracaksan kimin kucağına oturdu diye, valla onu bilemem. Bilsem de söylemem. Ama bildiğim bir şey varsa o da senin böyle imalı sorular sorarak içinde vatan haini olma yolunda büyük bir potansiyel taşımakta olduğunu gösterdiğindir. Bir de şu var. Sahnedeki kuklalar genellikle çok esprilidirler, kendilerini oynatanlara çok komik cevap verirler. Şurası bir gerçek ki bizim Ecevit'te bu tür bir mizah anlayışı katiyen yok, hep ciddiye alıyor karşısındakileri yemin ediyorum.
* * *
Rumuz: Acaba
Soru: Sevgili amca. Acaba Ahmet Necdet Sezer gerçekten demokrat mı?
Cevap: Sevgili Acaba. Bana göre kendi evinde bu kadar sıkı tasarruf tedbiri yapan bir insan demokrat da olamazdı ama bu teorimin de diğer birçok teorim gibi yanlış olmaması için gayet tabii ki hiçbir neden yok.
Paylaş