Paylaş
Dün seksüel ilişki konusunda kadınlar tarafından ortaya atılan teorilerin özetini vermiştim.
Bugün amacım erkek teorisyenlerin bu konuya katkılarını anlatmak.
Bu son derece riskli bir iş aslında.
Yani usta bir yazar olmasam, her gün bu köşeyi lüzumsuz lafla doldurma konusunda uzman hale gelmemiş olsam bu yazı üç dört satır sonra bitme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktı.
Ondan sonra işin yoksa Hürriyet üst yönetimiyle uğraş dur.
Yemin ediyorum hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar vıdı vıdı etmek için.
Uzun yazsan açar söylenirler.
Kısa yazsan yine bin laf ederler.
Tam uygun yazarsın, laf gelmeyecek diye gönül rahatlığıyla internette porno sitelerine ziyarete başlarsın arayıp ‘Ne oldu ya hasta filan mısın?’ diye müstehzi konuşmalar yaparlar.
Gerçekten bıktım, bir loto çıksın, çıktığını öğrendiğim an yazıyı bile yarıda bırakıp gideceğim, o kadar bunaldım.
***
Ne erkekler ne de onların teorileri evrim gösterirler.
200 yıl önce erkekler seks konusunda ne diyor ne yapıyorlarsa, yahut daha doğrusu ne yapmaya çalışıyorlarsa bugün de aynı şeyi yapıyorlar.
Sadece kıyafetleri ve belki de tıraş losyonları farklı o kadar.
Erkeklerin seks teorisi en hızlı, en kısa yoldan kadınla yatıp sonra yine en hızlı şekilde oradan uzaklaşmak üzerine kurulmuştur.
Yani dün anlattığım ‘‘Her seksüel ilişkinin bir anlamda tecavüz sayılması’’ gerektiği yolundaki feminist teori belki de doğrudur bilemiyorum.
Hasbelkader ben de erkek sayıldığım için bunun üzerinde fazla derin düşünmem mümkün değil doğal olarak.
***
Bu nedenle erkeklerin seksüel ilişkiye lüzumsuz anlamlar yüklemeye uğraşan teorilere tahammülleri yoktur.
Her toplumda kendilerini bu gibi banal ve tekdüze hislerin dışında gören, ince ruhlu, seksüel ilişkinin çok daha derin anlamlar taşıdığına inanan, bunun teorisini yapan erkekler de vardır.
Onlar için aşk, duyarlılık, sıcaklık, arkadaşlık, sohbet, paylaşma, seksüel ilişkiden çok daha önemli ve güzeldir.
Bunlar ya açık ya da gizli homoseksüellerdir.
Lütfen bu konuda benimle tartışmaya girmeyin.
Bu kesin bir tespittir ve yukarda dediğim gibi hasbelkader ben de erkek sayıldığım için bunda da öyle derin tartışma filan kaldıracak halde değilim.
***
Kapitalizm sadece kadınlara dergi satarak para kazanamayacağı için maalesef erkek dergileri de var piyasada.
Onları çıkaranların işi çok daha zor ve hatta imkansız.
En fazla iki sayı belki sürebilecek olan bir erkek dergisinin yayın hayatı üçüncü sayıyı aştığında dergideki zeká oranı da inanılmaz bir hızla düşüyor doğal olarak
Örneğin alın MAXIM dergisini.
Derginin içindeki zeká ortalaması konusundaki ipucu derginin sloganında net olarak görülüyor; THE BEST THING TO HAPPEN TO MAN SINCE WOMAN (Kadınlardan sonra erkekler için olan en iyi şey).
Örneğin kasım sayısında 80'inci sayfada yer alan iki fotoğraftan bir tanesinde, çok daha seksi olabilmek için ayna karşısında dilini tıraş eden bir adam, diğer fotoğrafta da pantolonunun içine penisi güzel koksun diye deodorant sıkan bir adam var.
Tabii espri olsun diye çekilmiş bu fotoğraflar ama tabii ki her espride bir gerçek payı olduğu ve ayrıca erkeklerin kadın tavlamalarına yardımcı olacağına inandıkları takdirde bu tür şeyleri yapmaya itirazları olmayacağı da kesindir.
Erkeklerin neden evrilemediği yolundaki bu yazımı bitirirken o fotoğraftaki adamın neden fısfıslı deodorant yerine stick deodorant kullanarak acıyı minimuma indirmediğini de anlayamadığımı vurgulamak istiyorum.
Bilmem anlatabiliyor muyum?
Yarın: Havamda olursam bu konuya devam edeceğim, olmazsam gelir dağılımı konusunda yazarım.
(Not: Görülen o ki Bakan Koray Aydın, deprem evleri konusunda kesin gün ve sayı vererek ilginç bir baskı taktiği uygulamış. Birimler üzerinde bu tür manevi baskı uygulamadığı takdirde bugün gelinen noktaya bile gelinemeyeceğini görmüş anlaşılan Bakan Aydın. Artık kavga edip, suçlama yapmak yerine hızı artırmak ve işi tamamlamak için işbirliği yapmak gerekiyor.)
Paylaş