MİLLETİN gözü önünde yeni bir komedi oyunu daha oynanmaya başlandı.
Oyunun adı Yenilikçiler Hareketi.
Böyle bir hareketin tutarlı bir fikre sahip olabilmesine mantıken imkán yok.
Çünkü bir insanın genç yaşında kendini tamamen dine adayıp da ihtiyarlamaya başlayınca bundan vazgeçmesinin, yaşamını daha liberal hale getirmesinin dünya tarihinde ve hiçbir ülkede örneğini bulamazsınız.
Bu şekilde bir evrim insanın karakterine aykırı.
Ha bunun tersi olur. Yani insan yaşlandıkça dine sarılabilir. İster ölüm korkusu deyin ister başka neden bulun bu değişim için ama bu olabilir.
Tersi hiç olmaz.
Yani anlayacağınız en basit düz mantıkla işe bakılınca bile bu arkadaşların bize yalan söyleyerek işe başladıkları görülebiliyor.
***
Neden yalan söylemek zorundalar?
Çünkü kendi ideolojileri fosladı da ondan. Bu memlekette herkes 28 Şubat için askerlerle uğraşıp duruyor.
Doğru, onlar ve medya ön plandaydı bu süreçte ama onların arkasında bir başka güç daha vardı. Derin halk denilen Batılı, bilgili, birikimli, mesleğine saygılı, Türkiye'de gerçek demokrasi isteyen, bu ülkenin belkemiğini oluşturan kesim bu insanların ideolojisine ‘‘Hayır’’ dedi.
Onların bize empoze etmeye çalıştığı yaşam biçimini bu kitle elinin tersiyle itiverdi.
Bu genelde sessiz kalmayı tercih eden kitlenin o dönemdeki net tavrı olmasaydı, medya ve askerler bu kitlenin aktif desteğini alamayacaklarını hissetmeseydi harekete geçemezlerdi.
Artık dünya değişti. Artık orta sınıfların aktif desteğini almadan dünyanın hiçbir ülkesinde parmak oynatmanın dahi imkánı yok.
Bize tosladılar anlayacağınız o dönemde. Şimdi aynı yaşam tarzını tekrar empoze etmeye çalışsalar bir tokat daha yiyeceklerini biliyorlar.
O yüzden koskoca adamlar ‘‘Artık biz değiştik, artık tüm Türkiye'nin partisi olacağız’’ diyorlar.
Bunların başı Türkiye'yi yönetmeye talipmiş. Ben sokakta bir bayan seçmeni yanağından öpmeyi kendi kişiliğinde son derece radikal bir değişim olarak sunabilen bir insana bu memleketin yönetiminin teslim edilmesini şahsen bir ayıp olarak nitelendiririm.
Ve biliyorum ki bu memleketi kendi omuzlarında Batılı bir demokrasi ülkesi yapmaya hazır kitleler de aynı şeyi hissediyorlar.
***
Şimdi bunlar yükselişte izlenimini veriyorlar. Bu izlenimi vermeleri çok kolay çünkü eski bütün partiler muazzam bir çöküşteler.
Siyasetin her tarafı dökülürken onlar sadece yerlerine sağlam bassalar yükseliyormuş gibi gözükecekler zaten.
Bizim seçmen kitlesi yalan laf duymaktan pek hoşlanır. Kendi seçeceği insana soru sormaz, para ister. Soru sormaz, palavra dinlemekten hoşlanır. Meydanı boş buldukları takdirde bu takıyyeci grup kendisine taraftar da toplayacaktır ülkede bu yüzden.
Onlara o meydanı boş bırakmamak lazım.
Onların yöntemine bakın. Her partiden kendilerine uyan insanları harekete geçirip istifa ettiriyorlar, kendilerinde topluyorlar.
Bunların karşısına aynı yöntem kullanılarak dikilmek neden kimsenin aklına gelmiyor ki.
Bitmiş tükenmiş siyasi partiler tek başlarına bunu yapacak halde değiller.
Türkiye'deki her partide, Türkiye'yi dibe vurduran siyaset anlayışından umudunu kesmiş, Türkiye'ye yeni bir heyecan gerektiğini düşünen, Türkiye'yi bu hale getiren anlayışlardan tiksinen insanlar var. Onların başka bir oluşum içinde olmak için kendi partilerinden istifa etmeyi hálá daha düşünememeleri acıklı.
Bu ataletleriyle, bu cesaretsizlikleriyle Türkiye'ye büyük kötülük yapıyorlar.
Mesele harekete geçerek seçimi zorlamak da değil. Türkiye'nin bir seçime tahammülü yok. Ancak Türkiye'yi yeni bir yönetim anlayışı ele alıncaya kadar da olsa ondan sonra da olsa ülkenin modern insanlarının geleceğe ve siyasete umutla bakmaya ihtiyaçları var.
Yenilikçi hareketle bizim işimiz yok. Onlar ne yapacaklarsa yapsınlar ama yaklaşan ve kaçınılmaz olan geçiş sürecinde, ara dönemde bizim ciddiye alacağımız yeni bir siyasi oluşuma ihtiyacımız olacak.
Siyaset tabii ki bitmeyecek ama yeniden düzenlenecek. Siyasetin çıtası yükselecek. Yükselecek çünkü Türkiye'nin bir dönemi kapandı. Bunu bizler görüyoruz ama siyasi partilerin yönetimleri görmemekte ısrarlılar.
O yüzden de oluşabilecek her hareketlenmeyi bastırma, baskıyla yok etme gibi refleksleri var.
Ne yaparlarsa yapsınlar, ne kadar çabalasalar fayda yok.
Olacaklar ya orta sınıf tamamen tükenmeden olacak ya da onların da tükenmesi beklendikten sonra çok daha sancılı bir şekilde olacak.
Bizim omuzlarımız daha tamamen çökmemişken harekete geçilse iyi olur. Hızlı olunursa Türkiye'yi çok daha hızla düzlüğe çıkarabiliriz.