Renkler







Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Hangisi ‘gerçek zenci’?

Amerika'da yeni yönetim işbaşında. Her başkan değiştirilişinde olduğu gibi yine yeni kabine tartışılmaya başlandı. Ancak bu kez tartışmalarda çok ilginç bir ırk boyutu da gündeme geldi.

AMERİKA'da yeni yönetim işbaşında.

Her başkan değişikliğinde yaşanan ‘geçiş süreci’, yani eski yönetimin yerine devletin sırlarını bilen yeni yönetimin yerleşmesi dönemi, bu kez kısa sürmek zorunda kaldı.

Kimin başkanlığı kazandığı meselesi mahkemeye düşünce işler uzun süre sapa sarmıştı, o nedenle yeni yönetim fazla hazırlık yapmaya imkán bulamadan işe başlamak zorunda kaldı.

Yönetim değişiklikleri döneminde kabineye yeni atanan isimler hep tartışılır doğal olarak.

Bazen tartışmalı isimlere verilen bakanlıklar toplumu ayağa kaldırır, bazen de başkan baskılara dayanamayarak atadığı ismi geri çekmek zorunda kalır.

Doğal tartışmalardır bunlar.

Clinton başkan olunca Adalet Bakanlığı'na atadığı ilk ismi geri çekmiş, ikinci ismi de tartışma çıkınca geri almış, sonunda üçüncü ismi bakan adayı olarak kabul ettirebilmişti.

* * *

Bunlar doğal da bugünlerde doğal olmayan bir şeyler oluyor ABD'de.

Bush, kabinesine çok sayıda zenci ve hispanik insan atadı.

Özellikle Colin Powell bugüne kadar devlet yönetimine gelen en önemli zenci.

Fakat ilginçtir, tam bu olurken özellikle Demokratlar Bush'u ırkçılara sempatiyle bakmakla suçlamaya başladılar.

Adalet Bakanlığı'na aday olarak gösterdiği isimden hareket ederek onun ‘beyaz üstünlüğüne inanan bir Teksaslı’ olduğunu söyleyenler çıktı.

Şimdi diyeceksiniz ki ‘‘Nasıl olur bu? Kabinesine bu kadar fazla sayıda azınlıktan insan koyan bir kişi nasıl olur da ırkçı olabilir?’’

Bush ve çevresi de aynı soruyu sordular zaten.

Aldıkları cevap ise çok ilginçti.

Özellikle Colin Powell'i kastederek ‘‘Ama o gerçek bir zenci değil ki’’ dediler.

* * *

Son derece ilginç bir psikolojiyi yansıtıyor bu tavır.

Beyaz adamın kafası zenci deyince fakirlik çeken, fazla eğitimli olmayan, fazla da birikimi olmayan bir insan tipini hatırlıyor.

Siyahlar da başarılı olanın mutlaka sistemle özdeşleşmiş, kökenlerini unutmuş olması gerektiğini düşünüyorlar.

Colin Powell hayatı boyunca devletin en üst kademelerinde çalıştı, başarılı oldu ya, o artık ‘beyaz’ sayılıyor. Kökenlerini unuttuğu, zencilerin sorunlarına karşı duyarlı olmasının imkánsız olduğu düşünülüyor.

Bir zamanlar Sammy Davis Jr'a karşı böyle tavır almışlardı.

Onun da ‘ruhen beyaz’ olduğu düşünüldü hep.

* * *

Peki ama kim ‘gerçek zenci’?

Yukarda değindiğim eleştiri kriterine göre acaba Savunma Bakanlığı'na Dr. Dre adlı ‘rap’ artisti getirilseydi daha mı uygun olacaktı herkese?

Sokaktaki esrar satıcısı, aylak serseri mi gerçek zenci?

O daha mı kökenlerine yakın?

Bush'un atamalarını eleştiren ‘sol’ liberal beyaz insanlar ve radikal zenciler böyle düşünüyor olmalılar.

Çünkü onlara göre eğer bir insan hayatı boyunca çalışmış, başarılar kazanmış, sistemde yükselmişse onun renginin siyah olması sadece görüntüden ibarettir.

Bu da tabii kendi içinde sisteme inançsızlığı içeriyor.

Çünkü Amerika bireysel başarıya prim veren bir sistem oluşturmuş durumda.

Yıllardır zencilere o kadar imkán açılmaya çalışıldı, çoğu sunulanları ellerinin tersiyle ittiler.

Aralarında sistemi kullanarak yükselenleri de bir ‘Uncle Tom’ bir ‘Nigger’ olarak görüp, beyazlaşmakla suçladılar.

Devletin zenci azınlığa açmaya çalıştığı ve onlarca geri itilen bu imkánlar bugün bir Kore cemaatine tanınmış olsaydı, temelde çok çalışkan olan o insanları Amerika'da kimse tutamazdı. Dolayısıyla Bush'un kabinesindeki zenci üyeleri eleştirenler ve özellikle onları ‘iğneleyen’ zenci radikaller ilk önce çuvaldızı kendilerine iyice bir batırmalılar.

Yazarın Tüm Yazıları