Renkler

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Çinliler zıplar mı zıplar

Çin lokantalarına gitmeye başladığımdan bu yana Çinliler'e fena halde takmış durumdayım. Amerikalılar'ın ‘love-hate relation’ dediği türden bir şey bu. Yani onları hem seviyorum hem de nefret ediyorum. Gel de çık işin içinden.

GEÇEN hafta başında Kasım Cindemir'in Amerika'dan yazdığı haber basında büyük ilgi gördü.

Habere göre Mao zamanında Çin bir plan yapmış.

Mao kendisinin belirleyeceği bir günde işaret verdiği anda 1 milyar Çinli'nin aynı anda zıplamaya başlamasını emretmiş.

Aynı anda zıplamanın Marksist dayanışma açısından güzel bir şey olduğuna şüphe yok ama Mao'nun amacı başkaymış.

O sıralar yapılan hesaplamalara göre aynı anda 1 milyar Çinli zıpladığı takdirde Çin'den başlayıp San Francisco'ya kadar uzanan fay hattı kırılacak ve Amerika'da büyük bir deprem yaratılacakmış.

Evet haber buydu.

Bunu ilk kez okuyunca ben Kasım'ın büyük bir bunalım geçirmekte olduğunu düşündüm, ama yanılmışım. Bunalım geçiren o değil CIA'ymış, çünkü CIA ciddi ciddi bu konuda bir rapor yazmış. Raporun kod adı da ‘Zıplayan Çinli’.

* * *

Amerikalılar'ın bunu ciddiye almaları şaşırtıcı tabii ama ben de Çinliler'in böyle tuhaf bir şeye girişmeyi düşündüklerine inanıyorum.

Çünkü Çin Halk Cumhuriyeti'nde bu ne abuklukların en büyüğü, ne de sonuncusu olacaktır.

Çin bugün 1 milyar 250 milyona varan nüfusuna rağmen dünyada homoseksüele sahip olmadığını iddia eden tek ülkedir.

Gerçekten de devrim olduktan hemen sonra Çin Başbakanı tüm dünyaya ‘‘sosyalist rejim sayesinde Çin'de homoseksüel kalmadığını, bir burjuva hastalığı olan homoseksüaliteyi Başkan Mao önderliğindeki Komünist Partisi'nin kısa sürede ortadan kaldırdığını’’ açıklamıştır.

* * *

Eskilerde daha böyle çok abuk olay var Çin'de. Ancak zaman içinde kafalarının değiştiğini de sakın sanmayın.

Örneğin, Çin'de 1999 yılında bir televizyon reklamı vardı. AIDS'ten korunulması için prezervatif kullanılması mesajını veriyordu reklam.

Yetkililer olaya hemen müdahale ettiler ve ‘Seks ürünlerinin pazarlanmasını’ kanun dışı ilan ettiler.

Gördüğünüz gibi Çinliler'in seks ürünü tanımı da bir tuhaf. Hani bir dildo, şişme kadın bebek gibi bir şey söz konusu olsa belki yasaklanması normal diyebilirsiniz.

Gerçi yapay erkek cinsel organının etrafta satılmasının Marksist sosyal düzene neden aykırı olabileceği konusunda pek fazla da ipucu yok.

Yani Marksizm'in klasiklerinde bu konuya katiyen değinilmemiş durumda, ama yine de böyle bir ürünün açıkça satılmasına yasak getirilmesi belki bir dereceye kadar anlaşılabilir.

Ama prezervatifin neden sakıncalı olabildiğini anlamak gayet tabii hemen her teorik çerçevede imkánsız.

Yani Çinliler nüfuslarını daha da kalabalıklaştırmak istiyor olamazlar, değil mi?

Belki onlar da biz Türkler gibi isteseler de AIDS olamamaktadırlar. Biz sünnet olduğumuz için AIDS olmuyoruz, onlar da belki acılı-ekşili çorba çok içtiklerinden AIDS'e karşı bağışıklık kazanmışlardır, kimbilir.

* * *

Son gelen haberlere göre Çin Halk Cmhuriyeti yönetimi sanki dünyada çözülecek başka sorun yokmuş gibi bu kez de bayan modellerin kıyafetlerine takmış.

Aşırı dekolte kıyafetlerin memlekette karşı-devrimci akımlara güç vereceğini cin gibi anında tespit eden yetkililer etek boylarını ve göğüs dekoltelerini devletin yayınladığı bir kanun hükmündeki kararname ile düzenlemişler.

Buna göre modellerin giydiği kıyafetlerde eteklerin kısalığı dizden maksimum 12 santim yukarıda olabilecek.

Ayrıca tüm modeller üst taraflarında da boyunlarının 12 santim aşağısına kadar açık giyinebilecekler.

Bunun dışındaki kısa etekler ve göğüs dekolteleri kanun dışı sayılarak bunu giyenler hakkında ‘gereken işlemler’ yapılacakmış.

* * *

İşte Çin böyle bir yer.

Orada 1 milyar 250 milyon insan, zaten sıkıcı olan hayatı daha da sıkıcı, baskıcı yapabilmek için hemen her gün uğraş vermekte olan bir yönetimin elinde oyuncak olmuş durumdalar.

Şeytan diyor ki bizim İstanbul'dan gönder 10 manken, görsünler günlerini. Vallahi bizimkilerin kıyafetlerini bir görseler orada, ne sosyalist rejim kalır ortada ne de Politbüro.

Bütün sistem çatır çatır anında çöker.

Anlayacağınız, Kasım'ın haberi ilk başta insanda ‘olur mu böyle şey yahu’ tavrına yol açsa da, gördünüz işte bal gibi de olur, çünkü saçmalığın sonu ne yazık ki yok.

Yazarın Tüm Yazıları