Renkler

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Çay saatinde rock konseri

Bildiğiniz üzere bu köşe fiziksel olmasa bile en azından manen genç kalmakta ısrarlıdır. Dolayısıyla zaman zaman rock dünyasından son haberleri vermemiz kadar normal bir şey olamaz. Bugün de son gelişmeleri aktaracağım size.

1960'lı yılların efsanevi topluluğu Moody Blues 1999 yılında bir Amerika turu düzenledi.

Ben bu haberi ilk duyduğumda bayağı şaşırmıştım çünkü topluluk elamanlarının yaşını hesapladığımda bunların bir bölümünün ölü, bir bölümünün de tekerlekli iskemlede olacağını, dolayısıyla da bu topluluğun heyecanlı, çılgın bir konser verebilmesinin imkánsız olduğunu düşünmüştüm.

Yine yanıldım.

Bu ‘eski topraklar’ beni sürekli yanıltıyorlar.

Örneğin Hürriyet Gazetesi'nin Washington kölesi olarak çalıştığım yıllarda Rolling Stones da bir konser vermişti.

Bir gün önce yaptığı basın toplantısında Mick Jagger öldü ölecek bir izlenim veriyordu.

Görünümü, ‘The Return of the Dead’ (Yaşayan Ölülerin Dönüşü) filmindeki baş zombiye tıpatıp benziyordu.

Jagger'ın suratındaki çizgiler o kadar derindi ki boyu fazla uzun olmayan bir dağcı bu surat üzerinde harika iniş çıkışlar yapabilirdi.

Suratın fotoğrafını maksimum yakın plan çekseniz, bunu Mars'a inerken kaybolan uzay gemisinin gezegenin üstüne çarpmadan önce dünyaya gönderdiği son resim olarak satabilirdiniz.

* * *

Ertesi gece konser oldu ve Jagger, bir gece önce ölümün eşiğinde olan sanki kendisi değilmişçesine hoplayıp zıplamaya, bağırmaya başladı. Anladığım kadarıyla vücudunun bütün deliklerinden alabildiği kadar kokaini içine çekmişti, başka türlü böyle bir performans mümkün değildi.

Gerçi grubun diğer elemanları, tamamen hareketsiz durarak çalmayı tercih ediyorlardı. Hatta bir ara bunların kukla olup olmadıkları yolunda da stadyumda kuşku oluşmuştu ama Jagger kesinlikle canlıydı o akşam.

* * *

Çoktan ölmüş olması gereken müzisyenlerin aniden ortaya çıkıp sürpriz konserler yapmaları en son moda.

Moody Blues da buna uydu.

Ancak bir detay var ki bunu okuyunca çok hüzünlendim.

Moody Blues Amerika turnesinin son ayağı olan New York konserini öğleden sonra saat 16.00'da vermiş. Evet saat 16.00'da.

Bir rock konserinin saat 17.00 çayından bile bir saat önce başlayabilmesi bence 20'inci yüzyılın en çarpıcı, en acıklı, en trajik olaylarından bir tanesidir.

Moody Blues'un elemanları gençliklerinde saat 16.00'da ancak yataktan kalkarlardı.

Kahvaltıları genellikle birer şişe votka ve biradan oluşurdu.

Akşam yemeğinde tabii ki biraz daha besin değeri yüksek tüketim yaparlardı. Akşam yemeğinde iki şişe votka içerlerdi.

* * *

Şimdi ise hem kendilerinin fazla yorulmaması hem de çoğunluğu orta yaşı çoktan aşmış izleyicilerin akşam yemeklerini erken yiyip, çocuklarını erken yatırıp gündelik rutinlerini bozmamaları için konseri saat 16.00'da yapıyorlar.

Ve, bunu yazmakta bile zorlanıyorum ve elim şimdiden titremeye başladı ama...

KONSERDE ÇOK SAYIDA ÇOCUK DA VARMIŞ!

Bir rock konserinde çok sayıda çocuk olması bildiğimiz anlamda medeniyetin sonunun geldiğinin en bariz işaretidir. Rock tarihinde konser salonunda çocuk sadece bir kez görülmüştü.

O da Ozzie Osborne'un konserindeydi.

Her konserde en azından bir canlı hayvanı (ki bu genellikle yarasa olurdu) kafasını ağzıyla kopararak öldürmekten hoşlanan rock sanatçısı Ozzie Osborne o konserinde bu kez de bir çocuğu bu şekilde öldürmeye karar vermişti.

Son anda Amerikan Ulusal Muhafız Alayı olaya müdahale etti de çocuğu zor aldılar elinden.

* * *

Nereden nereye geldik. Şimdi ihtiyarların rock konserlerine bakınca insan tabiatın oynadığı bu oyuna gerçekten üzülüyor.

Düşünsenize manzarayı: Sahnede bitmiş tükenmiş adamlar eski şarkılarını titrek ve detone olarak söylemeye çalışıyor.

Salonda göbekli orta yaşlı adamlar, vaktinden önce yaşlanmış kadınlar bir yandan çocuklarına hákim olmaya çalışırken bir yandan da sırf nostalji olsun diye yine detone bir şekilde şarkılara eşlik etmeye çalışıyor.

Ve sahnedekiler de salondakiler de aslında tek bir şeyi düşünüyor: Şu işkence bir bitse de eve gidip çayımızı içip bir an önce yatağa girsek.

Özür dilerim yazıyı kesmem gerekiyor, öğle uykuma yatma zamanım geldi.

Haydi baş baş...

Yazarın Tüm Yazıları