Renkler

Serdar TURGUT

Diyalektik Darvinizm

Bugün en favori konularımdan bir tanesine entelektüel kesin dönüş yapıyorum.

Kadınlar ve onların erkeklerle ilişkileri konusunda yıllardır yazdım da yazdım.

İçerdiği derin hisler nedeniyle denilebilir ki bir ömür tükettim bu konu üzerine.

Bunca çabama rağmen hiç bir sorunu çözemedim.

Hatta denilebilir ki ben yazdıkça ele aldığım konu daha da karmaşık hale geldi.

Bana sorarsanız şu anda geldiğimiz noktada mesele tamamen içinden çıkılmaz bir halde

Bu gerçeği bilmeme rağmen konuya tekrar dönüyorum ikide bir çünkü sorumlu bir gazeteci, çözümsüz olduğunu bildiği bir konuda bile yazmayı sürdürmelidir.

Eğer bu meslek ilkesi geçerli olmasaydı Türkiye'de bugün siyasi ahlak ve demokrasi konularında hala daha yazı yazmakta israr eden gazeteci de ortada kalmazdı.

Bilmem anlatabiliyor muyum?

*

Kadın-erkek ilişkisinde en büyük sorunlardan bir tanesi ilk tanışma hamlesini erkeğin yapması gerekti yolunda yerleşik olan inancın varlığından kaynaklanıyor.

Gerçi son yıllarda bu yerleşik inanç şurasından burasından darbeler aldı.

Ama istisnalar kaideyi bozmaz tabii ki.

Bugün dünyanın herhangi bir yöresinde akşamüstü saatlerinde bir bara gidin erkeklerin bir köşede kızları kesmekte olduğunu, kızların da bir köşede erkekleri umursamadan durmakta olduklarını görürsünüz.

Bir erkeğin en büyük hayali kendisinin hiç bir çaba harcamaya gerek duymadan kadınlar tarafından tavlanılması ve bir içki ısmarlanıldıktan sonra eve götürülmesidir.

Hatta erkek için içki ısmarlanmasa da olur. Bazı durumlarda erkek çaba göstermeden kız bulacağını bilirse 10-15 gün kadar yemek bile yememeye razıdır.

*

Erkeğin kendisini tavlamaya gelecek herhangi bir kadına ‘hayır’ demesi tabiat kurallarına aykırıdır.

Tabiat aleminde erkeğin durumu öylesine vahimdir ki Avusturalya‘da bir evin bahçesinde hareket etmeden duran bir çimen biçme makinesine aşık olan erkek bir devekuşu olduğu bile tesbit edilmiştir.

Erkek devekuşu, çimen kesme makinesini kendi türünün hafif egzantrik giyinmekten hoşlanan bir dişi örneği olarak algılamış, tahrik olmuş, tahrik olunca da bunu aşkla karıştırarak hayatını karartmıştır.

Mel mel çimen biçme makinesine bakarak onun kendisine acıyıp sevişmesini bekleyen erkek devekuşunu bahçeden ikna ederek uzaklaştırmak mümkün olmamış, Bunun üzerine Avusturalya polisinin Devekuşlarıyla Mücadele Dairesi’nden görevliler zor kullanarak onu, bu durumlarda devekuşlarının nerelere götürülmesi adetse işte oraya götürmüşlerdir.

(O ülkede böyle bir daire'nin gerçekte var olup olmadığını bilmiyorum. Ancak Miami'de Timsah Yakalama Timi varken Avusturalya'da devekuşu yakalama timi olmaması için rasyonel hiç bir neden bulunmadığı da açıkça ortadadır)

*

Hayvanlar aleminde erkek tarafının tahrik olması için gördüğü şeyi dişi zannetmesi yeterlidir.

Kadın tarafının tahrik olabilmesi için ise sırasıyla felsefi tartışma, karşılıklı anlaşma, kafaların çakışması, erkeğin beyaz çorap giymemesi ve hatta önsevişme bile gereklidir.

Dolayısıyla bar ortamında illa da erkeklerin ilk tanışma hamlesini yapmasının beklenmesi ilkesi nedeniyle binlerce, belki de milyonlarca potansiyel ilişki daha başlama şansını bulamadan ölüp bitmiştir.

Kadın ilk hamleyi yapsa erkek daha onun ne soracağını bilmeden soyunmaya hazırdır aslında.

Ama erkek ilk hamleyi yaptığı takdirde önce uzun uzadıya konuşması gerektiğinden ve erkekler de bu gibi durumlarda ne konuşulacağını katiyen bilemediklerinden, böylesine büyük bir riski göze almak yerine yerlerinde oturmayı tercih ederler.

Kadınlar da bir süre sonra yanlarına kimse yaklaşmadı diye barı terkedip giderler.

Arkada kalan erkekler de kendi aralarında o kadınlarla bir yatabilseydiler neler yapacaklarını birbirlerine yüksek sesle anlatarak gülüp eğlenirler.

(Yarın: Erkekler neden konuşmayı beceremez?)