Reklamların sonu mu?

İNSANLARIN televizyonu reklamları atlayarak seyretmeleri konusunda yıllardır çalışmalar yapılıyordu.

Özellikle video kayıt cihazının piyasaya sürüldüğü dönemde bu cihazın reklamların sonunu getireceği; çünkü izleyicilerin sevdikleri programları kaydedip bunları daha sonra reklamları atlayarak seyredecekleri düşünülmüştü.

Uzaktan kumanda aletinin de reklamların sonunu getireceği ifade ediliyordu.

İnsanların bir programı izlerken reklam başladığı anda başka kanala geçme gücünü kullanacakları, bunun da reklam sektörünü öldüreceği vurgulanıyordu.

Bu iki tahmin de doğru çıkmadı.

Reklam sektörü, teknolojik gelişmelere ayak uydururken televizyon programcıları da birtakım stratejik kararlar alarak gelişmelere uyum sağladılar.

Örneğin, bugün siz Amerika'da akşam 18.30 haberlerini seyrederken, haber izlediğiniz kanalda reklam başladığında aynı anda haber vermeye başlayan üç kanaldan bir başkasına atlama yapmaya çalışırsanız o kanalda da büyük ihtimalle o anda reklam olduğunu görme ihtimaliniz büyüktür.

Ben bunun bir tesadüf olduğuna inanmıyorum ama alınmış olan ortak bir karar konusunda elimde de bir belge yok, eğer bunu soracak olursanız.

*

Ancak son bir gelişme var ve televizyon programcıları ile reklam sektörünü bu gelişme çok korkutmuş durumda.

Daha önceki teknolojik gelişmelere ayak uydurmuş olan sektörün yapacağı bir şey olmadığı yoğun olarak yazılıyor ve konuşuluyor, gerek basında gerek de radyolarda.

Bu kez de insanlara reklamları atlayarak televizyon programı seyretme imkánı veren bir teknolojik gelişme söz konusu.

Ancak bu kez olayı çok daha önemli yapan bir boyutu var işin. Bu kez dijital teknolojiyi kullanarak televizyonunuzda istediğiniz programı istediğiniz anda ve reklamları tamamen silmiş olarak kesintisiz izleme imkánınız var.

Şu anda piyasada satılmakta olan yeni teknoloji ürünü televizyonlarda çok basit bazı komutları yazarak hangi şovu ne zaman, nasıl izlemek istediğinizi bildiriyorsunuz ve istediğiniz saatte programınız sizi hazır halde bekliyor.

Başka şeyler de yapabiliyorsunuz. Örneğin, diyelim ki Tom Cruise hayranısınız. Televizyonunuza ‘‘Bana bir ay içinde tüm kanallarda oynatılması planlanan Tom Cruise filmlerini bul, bu filmlerden reklamları çıkart ve bu filmleri aşağıda belirteceğim tarihlerde bana oynat’’ komutunu da vermeniz mümkün artık.

*

Anlayacağınız, reklam sektörüne yönelik çok daha ciddi bir tehlike söz konusu.

Reklam sektörü de bu konuda ne yapabileceğini düşünüyor gayet tabii ki.

Bu defa video kayıt cihazı veya uzaktan kumanda aleti durumlarında olduğu gibi tehlikeyi bazı kolay manevralarla atlatma imkánı olmadığı konusunda uzmanlar ve sektör temsilcileri hemfikirler.

Artık alışıldığı anlamda program yayıncılığının sonu geldiğine inanılıyor. Yani diyelim ki bir saatlik dizi var, dizi 15'er dakikalık bölümlere ayrılmış ve her 15 dakika sonunda üç dakikalık reklam bandı girecek.

Bu düzen çökmek üzere artık; çünkü seyirci o üç dakikalık reklam bandını tamamen silmeye hazır teknolojiyi elinde tutuyor.

İzleme saatlerini de kendisi düzenleyecek üstelik.

Peki ama ne yapılacak?

Reklam sektöründe tartışılan ve üzerinde anlaşma sağlanması büyük ihtimal olarak ortaya çıkan fikir şu:

Bundan böyle reklamlar televizyon dizilerinin, şovlarının ve filmlerinin içine yayılacak.

Yani reklama programda kesinti yapılarak girilmeyecek, ama reklam programın doğal akışı içinde yapılacak.

Örneğin, dizi kahramanı bir araba kullanıyorsa bunun markası ve özellikleri bir şekilde program içinde vurgulanacak, şov esnasında oyuncular kola içerlerse bunun da markası vurgulanacak, falan filan.

İçerik ile reklam ayrımı tamamen ortadan kalkmak üzere anlayacağınız.

Haberlerde bunun nasıl çözüleceğini bilemiyorum ama orada da alışılmış editoryal içerik ile reklam ayrımı çok büyük ve radikal değişim geçirmek zorunda gibi geliyor bana.

Reklam sektörü ve ona bağımlı olan televizyon kanalları, bu şekilde yeni teknolojinin elinden reklamları silme gücünün nasıl alınacağını haklı olarak düşünüyorlar gayet tabii ki.

Peki ama bu şekilde reklamların yedirilmiş olduğu diziler ve programlar kalitede bir düşüşe yol açar mı?

Buna otomatik olarak akla ilk gelen cevabı vermek yerine olacakları izlemek gerekiyor; çünkü kaliteyi düşürmemek zorundalar, yaşamaları buna bağlı ve şu aralar reklam ve medya dünyasının en önemli beyinleri bu işi nasıl kıvırırız diye uğraşmaktalar.

Ben başarılı olacaklarına inanıyorum; çünkü var olmak için başarmak zorundalar.
Yazarın Tüm Yazıları