Serdar Turgut: Philip Marlowe (1939-17 Ocak 2000)

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Philip Marlowe, roman dünyasının en ünlü dedektifidir.

Raymond Chandler tarafından yaratılan bu karakterle ilk kez 1939 yılında yayımlanan ‘‘The Big Sleep’’ kitabında tanıştık.

Anlayacağınız doğum tarihi 1939.

Doğumuna şahit olamadım ama ne yazık ki bu kahramanın ölümüne, 17 Ocak Pazartesi saat 22.53 itibarıyla yakinen şahit olmuş durumdayım.

Lanet olsun be, bir tek insanı bile kendi başına bırakmaya niyetleri yok.

İlla her insanı düzgün, sıradan hale getirip, ortalamaya uyduracaklar.

Bir televizyon filmi seyrettim o gece.

Philip Marlowe bu filmde EVLİYDİ.

Buna da bırakın, daha kötüsü filmin sonunda karısını kendi özel dedektif bürosuna SEKRETER olarak koydu.

Film biterken döndüm Rana'ya ve dedim ki, ‘‘Bak, çınar gibi dev bir adam daha yıkıldı. Bitti adam. Bak belki özlemişsindir bu süreci. Bak da eğlen.’’

İşte böyle dedim ve uzun süre depresyon geçirdim.

*

Philip Marlowe...

Hani o bürosuna gelen her kadınla fingirdeşen...

Masasının üst çekmecesinde her an bir şişe viski bulundurup, bundan gün boyunca fırt çeken...

Sigarasını kibritle, tek elle yakan...

Tavanında havalandırma pervanesi dönen loş odasına giren her uzun topuklu bayanla tanışmaya bacağından başlayan ve tanışmasını da bacakta bitiren...

Her zaman yumruk atmayan, genelde lafla öldürmeyi tercih eden, ama yumruğu koydumu da oturtan...

İşte bu adam bundan böyle evli olacakmış ve dahası karısı da her an sekreter olarak aynı odada bulunacakmış ha...

Yok yemezler, olmaz öyle şey...

*

Raymond Chandler'in romanlarında Marlowe konuşmaya başlayınca, güzel bir senfonik müzik dinliyormuş hissine kapılırsınız.

Örneğin, Marlowe kendisinden bir şeyler sakladığına emin olduğu bir bayanı, ‘‘Çikolatalı bir kek dilimi üzerine çöreklenmiş çıngıraklı yılan gibi masum görünüyordu’’ diye tanımlar.

Orta yaşlı, görmüş geçirmiş bir bayanın sesi ise ‘‘Boğazından aynen yatağından zorla kalkmaya çalışan çok hasta bir adamın uğraşısı gibi zorlanarak’’ çıkıyordur Marlowe'a göre.

Kendisini dövmeye gönderilen iki serseriye de Marlowe, ‘‘Siz çocuklar, aynen sahada kaybolmuş iki sevimli golf topuna benzemektesiniz’’ der.

‘‘Saat, hasta bir tahtakurusu kadar yavaş hareket ediyordu’’ da onun lafıdır.

Marlowe, hayatını bu şekilde konuşarak sürdürür. Hatta, hayatta kalabilmesi bile konuşma gücüne bağlıdır, denebilir.

Ama biliniyor ki evli erkeklerin bu şekilde konuşabilmeleri mümkün değildir. Karıları bu şekilde konuşmalarına izin vermez.

İzin verseler de adamlar bir süre sonra hayata bu şekilde bakabilme yeteneklerini tamamen kaybettiklerini fark edeceklerdir.

*

Düşünsenize, loş büroya yeni bir müşteri gelecek.

Bir ‘‘femme fatale’’ daha. Siyah giyinmiş. Naylon çorabın arkasındaki çizgi net ve düzgün. Topuklar yüksek.

Oturacak masanın karşısına, bacak bacak üstüne atacak.

Tam süzmeye başlayacakken Marlowe'un karısı arkadan göz kaş işaretine başlayacak. Fazla bakarsan akşam görüşürüz anlamına gelen işaretler olacak bunlar.

Kadın bu arada bir sigara çıkaracak, Marlowe tam bunu yakmaya uzanırken... O da ne, SEKRETER odaya girmiş kadının sigarasını yakıyor bile.

Sonra müşteri yokken bir yudum almak için viski şişesini masanın gözünden çıkaracak, çıkardığı anda da pişman olacak, çünkü sekreter karısı. ‘‘Artık alkolik mi oldun ne? Ne öyle durmadan içiyorsun? Sıhhatini düşünsene? Bak zaten kolesterolün de fazla çıktı? Akşam bir kadeh neyine yetmiyor. Ziftin pekini iç’’ diye söylenecek.

Keza aynı şey sigarada da olacak. Belki sigarayı çok içmesine değil de bu kez külleri etrafa dökmesine söylenecek sekreter.

‘‘Tek elle yakmayıver şu sigarayı da canım, ne o yani çok havalı mı olduğunu zannediyorsun. Bak sana kullanılıp atılacak çakmaklardan aldım’’ diyecektir ona mutlaka.

Philip Marlowe... 17 Ocak 2000, saat 22.53'te öldü. Lütfen buna itiraz etmeyin.

Yazarın Tüm Yazıları