Onun suratını unutamıyorum

MİNİCİK kediyi gördünüz değil mi hepiniz?

Umarım görmüşsünüzdür fotoğrafını.

En fazla üç dört haftalık olmalı. Sevecen, güzel bir yüzü var.

İnsanlara karşı sevgiyle dolu olduğu da belli bakışlarından.

Ürkeklik de var gayet tabii ki ama sevgiyi alınca bunun geçeceği de belli.

Hep öyle olur zaten, kediye köpeğe sevgi verirseniz onun birkaç misli yoğunluktaki sevgiyle karşılık verirler size.

O kedi, gazete sayfalarında ölüm haberiyle yer aldı.

Reklam filmi çekeceğiz diye minnacık kalbini sıcak spotların altında yordular, büyük ihtimalle denileni kolay yapsın diye ilaçla da uyuşturdular ve sonunda o kalp dayanamadı yüke ve durdu.

Ve ben işte onun o suratını, yorulmuş bakan suratını katiyen kafamdan atamıyorum sevgili okurlar.

***

Böyle bir şey nasıl olabilir ben anlamıyorum.

Anlama, algılama boyutlarımın dışında bu olay.

Gerçekten söylüyorum, kavramakta zorlanıyorum olan biteni.

Bir insan nasıl olur da böyle bir olaya yol açar da sonra vicdan sızıntısı duymadan yaşayabilir ki?

Üstelik bu işe yol açanlar reklam sektöründen, sinema sektöründen gelen insanlar.

Yani yaptıkları işlere, davranışlarına, yaşamlarına uzaktan bakınca en azından bu tür insanların hayvan sevgisine sahip olacaklarını düşünürsünüz.

En azından ben bu olaydan önce öyle düşünürdüm.

Ama yok, sevgisizlik, medeniyetsizlik, acımasızlık, artık Türkiye'de sınıflar üstü bir hal almış durumda.

Başka ülkelerde günlerce büyük skandal olarak konuşulacak bir olay bu ve bizde hayvan sevgisi olan genel yayın yönetmenleri sayesinde haber oluyor ama toplumun büyük bölümü bu haberden etkilenmiyor.

Taş gibi olmuş insanların kalpleri, öylesine bakıyorlar olan bitene ve üzerinde fazla durmadan geçiyorlar bu cinayetin.

***

Bir kediye, bir köpeğe sevgiyle yaklaşan, onlara sevgiyle sarılan bir insanın kötü olabilmesi bence mümkün değildir.

O sarılmadan, bir yalanmadan, bir mırıltıdan alacağınız sevgi o kadar yoğundur ki bunu yaşayan bir insanın daha iyi bir insana dönüşmemesi imkánsızdır.Bu minnacık tüylülerin ne kadar da yoğun bir duygu dünyası olduğunu bilmezseniz, onların nasıl sevindiklerini, üzüldüklerini, rüya gördüklerini, nasıl hastalandıklarını, sizinle mutluluklar yaşadıklarını hiç görmemişseniz, bunu yaşamamışsanız o zaman reklam filmi çekilirken yüreği durdurulan kedi haberi sizin yüreğinizi dağlamaz doğal olarak.

Ben ise olayı ilk okuduğumda da, onu her hatırlayışımda da içimde çok derin bir sızı hissediyorum. Bir ülkenin medeniyet düzeyi evcil hayvanlarla insanlarının kurduğu ilişkinin yoğunluğuna da bakılarak anlaşılabilir. Bu kriterle bakıldığında ülkemiz hiç de iç açıcı olmayan bir manzara arz etmektedir.
Yazarın Tüm Yazıları