Serdar Turgut: Onu topluma kazandırmalıyız

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Başsavcı Vural Savaş'ın durumu doğrusu beni çok endişelendiriyor.

Açıkça söylemek gerekirse sinirlerinin iyice bozuk olduğunu düşünmekteyim.

Bir ara bunun modern toplumlarda, özellikle orta sınıflarda görülen türde rutin bir asabiyet olduğunu düşünmüştüm.

‘‘Merak etme, geçer, bak sen de zaman zaman onun gibi oluyorsun’’ diyordum kendi kendime.

Ama bakıyorum ki iyileşmek şöyle dursun, başsavcının asabiyeti her geçen gün daha da artıyor.

***

Aslında bu durumu ilk kez, onun kapatılan Refah Partisi hakkında hazırladığı iddianameyi basına açıklarkenki davranışlarından anlamıştım.

Ben hayatımda ilk kez bir hukuk adamının, hakkında dosya hazırladığı kişilere ve kurumlara gerçekten bu kadar sinirlendiğine veya sinirlense bile bunu böylesine belli ettiğine o gün şahit olmuştum.

Başsavcının o gün zaten hayli asabi olan tavrı, bugüne kadar sürekli tırmanış içinde geçti.

Ahmet Taner Kışlalı'nın cenaze töreninde, neredeyse Kışlalı'nın eşinden, çocuklarından daha bitkin haldeydi başsavcı.

Şimdi diyeceksiniz ki ne yapsın, Türkiye koşulları insanı bu hale getiriyor işte.

İyi ama biz de Türkiye'de yaşıyoruz, bizim de sinirimiz bozuk ve üst düzey konumdaki bir insan bizden daha sinirli olduğu zaman biz çıldıracak noktaya gelebiliriz.

Yani açıkça söylemek gerekirse, başsavcının sinirden gerginleşmiş suratı, kızgın bakan gözleri ve sözleri benim sinirimi bozuyor.

***

Ben temelde onun iyi bir insan olduğunu düşünüyorum.

Bakmayın şimdi öyle zaman zaman tuhaf konuşmalar yapmasına.

Dedim ya ruh hali iyi değil, sakinleştiği zaman büyük ihtimalle pişman olacaktır o da bu dediklerinden.

Bir şeyler yapmak, onu yeniden topluma, potansiyel olarak onu sevebilecek insanlara kazandırmak lazım.

***

Benim bir çözüm önerim var. Kendisine mektupla yollamak isterdim bu çözümü, ama fazla vakit geçmesini de istemedim, çünkü bence durum acil.

Çok harika yeni bitkisel haplar çıktı piyasaya. Bunlar Türkiye'de de satılıyor.

Sayın Savaş'ın durumunu göz önüne alarak ona şöyle bir reçete sunabilirim:

- Kava Kava: Tamamen bitki özünden yapılmış bir hap. Günde üç kez, yemeklerden sonra ikişer adet alacak. Bu bitkinin özelliği, insanları sakinleştirmesinde yatıyor. Hem sakinleşiyorsunuz, hem de sosyal ilişkilerinizde çok daha az gerginlik yaşamaya başlıyorsunuz.

- St. John's Worth: Yine tamamen bitki özünden yapılmış bir hap. Günde üç kez birer adet yemeklerden sonra alacak. Bu ‘‘mucize ilaç’’ olarak da biliniyor. İnsanlarda mutluluk hissinin artmasına neden oluyormuş.

Başsavcı bu ikisini düzenli almaya başladığı takdirde bir süre sonra suratındaki o gergin ifade ortadan kalkacak, etrafına biraz daha gülümseyerek ve hoşgörüyle bakmasını öğrenecek ve dolayasıyla hem o hem de Türk demokrasisi kendi kendini tahrip etme tehlikesinden kurtulacak.

Bu arada bir tavsiyem de, ayrıca günde iki adet sarmısak hapı almasıdır.

Bunu da alırsa strese dayalı hipertansiyon riskinden de kurtulacaktır kendisi.

***

Bu haplar yanında ayurvedik tedavi yöntemlerini de gerçekten tavsiye ediyorum.

Bu yeni tedavi yönteminde hastaya, insanlara dokunması ve dokunma yoluyla sevgi oluşturması öneriliyor.

Başsavcının elini tutacak, ona gerçekte sevildiğini, yalnız olmadığını anlatacak kara gün dostları lazım.

Önceki günkü konuşmasından sonra dün bir baktım, gazeteler onun dostu köşe yazarlarıyla dolu.

Bana başsavcının hastalandığını gösteren konuşmayı onlar pek güzel, doğru ve takdir edici bulmuşlar.

Bu köşe yazarları eminim, ülkelerinin menfaati için nöbetleşe başsavcının elini tutup ayurvedik rahatlatma tedavisine katkıda bulunmayı seve seve kabul ederler.

Sonra ayurveda yönteminde, insanı rahatlatmak için periyodik olarak lavman uygulanması da öneriliyor.

Vallahi bu iyi geliyor mu bilmem, ama delirme noktasına gelecek bile olsam bilinçli tercihle kendime lavman yaptıracağımı hiç zannetmiyorum.

Dolayısıyla kendime yaptırmayacağım bir şeyi başkasına da tavsiye edemem.

Başsavcının bir an önce sakinleşmesi dileğiyle bu yazıma nokta koymak istiyorum.



Yazarın Tüm Yazıları