Nokta taarruzu

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

En son Avusturya aleyhine yazılar yazmıştım.

Gerçi onlar bana bir şey yapmamıştı, ama olsun gelenek bozulmamalıydı.

Yani arayı çok soğutmadan belirli ülkeler aleyhine yayın yapmazsam, pratiğim azalır, formdan düşerim diye korkuyorum.

Onun için zaman zaman kendime düşmanlar yaratıyorum.

Zaman zaman da cukkadanak kucağıma düşüveriyor dış düşman.

Kaderin cilvesine bakın ki bugün de sıra İngilizler'e gelmiş.

Yunanlılar'ı boş geçiyorum, çünkü o ülkecik henüz daha benim tarafımdan alay edilme ve aşağılanma şerefine layık olabilecek düzeye gelmedi.

Bu gidişle o düzeye geleceği de çok şüpheli.

İngilizler'e ise ne yapsam yeridir, çünkü onlar ne de olsa zamanında imparatorluktular.

* * *

Herkes İngiliz gazetecilerin neden durup dururken Türkiye'ye böylesi edepsiz bir şekilde saldırmaya başladığını anlayamadı.

Ben ise konuyu anladım ve olanlara katiyen şaşırmadım.

İngilizler'in bebeklik ve çocukluk yılları tamamen duyguların baskı altına alınması savaşıyla geçer.

Gerçi İkinci Dünya Savaşı 1946 yılında resmen son bulmuştur, ama o günden bu yana çeşitli İngiliz hükümetleri, savaşın aslında bir şekilde devam ettiğine vatandaşlarını inandırmışlardır.

Bu nedenle İngilizler, Avrupa'da en kıt kanaat geçinen, en zavallı şekilde eğlenen ve yemek diye de kırsal alanda mandaların önüne dökülse onların katiyen yemeyeceği şeyleri yiyen ve bu özellikleriyle de gurur duyan insanlar olmuşlardır.

Bunlara öyle fazla maaş filan da verilmez.

Bizim Bodrum'da hayırseverlik olsun diye haftalığı 80 pound olan oteller de icat edilmeseydi, bu insanlar hayatlarında bir kez bile tatil yapamadan ölüp gideceklerdi.

Gerçi onlara tatil imkánı sağlamamız bizim gayet de alayhimize olmuştur.

Çünkü gelen turistlerin yözde 90'ı öylesine çirkindirler ki bunları plajda görünce insanın üzüntüden şak diye düşüp bayılmaması mümkün değildir.

Üstelik bunlar hayatlarında ilk kez Türkiye sayesinde tatil yaptıklarından, güneşe yarım saat çıkar çıkmaz pişirilmiş ıstakoza dönmektedirler.

Üstüne üstlük Bodrum'a tatile gelen bütün dünya vatandaşları arasında, bir tek İngilizler'i sivrisinekler aşırı ısırır.

Bunun nedenini yerli halk pek anlayamamıştır.

Bence bu sivrisineklerin, tatlı ve şeker oğlanların tadından hoşlanmalarıyla bağlantılı bir şeydir.

Bu da beni ikinci gözlemime getiriyor.

* * *

İngiliz bayanlar dünyanın en şanssız kadınlarıdırlar. Çünkü:

1- Dediğim gibi İngiliz erkeklerinin yüzde 90'ı pek de çirkindir.

2- İngiliz erkekleri fazla seksten hoşlanmazlar. Öyle ki ‘No sex please we are British’ (Lütfen seks yok, çünkü biz İngiliziz) diye bir atasözleri vardır.

3- İngiltere'de gizli homoseksüalite oranı belki de erkek nüfusun yüzde 40'ı düzeyindedir.

4- Homoseksüel olmayan İngiliz erkeklerinin geri kalan bölümünün ise seksten anladığı, kendi popolarını bayanların kırbaçlamasıdır. Bu, onların ülkesinde yatılı okullarda verilen cezanın aynen böyle olmasından gelen bir alışkanlıktır. Öyle ki Margaret Thatcher döneminde İngiliz Muhafazakár Partisi'ne üye milletvekillerinin yüzde 88'i, fantezilerinin Margaret Thatcher tarafından dövülmek olduğunu söylemiştir.

Bu tür bir ülkede erkek dövmekten hoşlananlar dışında kadınların pek de mutlu olabilmeleri gayet tabii ki mümkün değildir.

* * *

Para yok, doğru dürüst yemek yok, seks yok.

Üstelik bir de hislerini dışavurmak yasak.

Böyle bir toplum, aslında psikanalistler için harika bir vakadır.

Yani bütün dünya psikanalistleri el ele verseler, bu ülkenin tedavi edilebilmesi yakın dönemde mümkün değildir.

Tüm ülkeye birden elektrik şoku da uygulanamayacağı için toplu tedavi imkánı çok zordur.

* * *

Yukarıda saydığım nedenlerden dolayı, dışarıdan pek göstermeseler de İngilizler sıkı birer ruh hastasıdırlar.

Bu hastalıkları zaman zaman bireysel biçimde ortaya çıkar.

Örneğin, adama bakarsınız gayet düzgündür.

Karısı, iki çocuğu, bir köpeği, iyi bir işi vardır.

Ayda bir o da cumartesi günleri seks yapmakta ve ulusal geleneğini şerefli biçimde devam ettirmektedir.

Yani her şey ilk bakışta düzgün gibidir.

Ancak bir gün adam ölü bulunur.

Kadın kıyafetleri giymiş, boynuna naylon çorapları dolamış, kafasına torbayı geçirmiş ve kendini asmıştır. Bu arada da kendi kendini tatmin etmeye çalıştığı da görülmektedir.

Polis onu bu durumda bulur.

Bu olay gerçek bir vakadan alınmıştır.

* * *

Bazıları da kendilerini öldüreceklerine, bilmedikleri konularda yazılar yazarak ruh hastalıklarını belli ederler.

Türkiye'ye saldırırlar, hakaretler ederler.

Cahil cühela konuşurlar.

Onları affetmemiz lazım, çünkü dediğim gibi onlar sadece birer hasta.

Ve hastaya kızmak da bize yakışmaz.



Yazarın Tüm Yazıları