Serdar Turgut: Neo-Luddite'nin ıslak rüyası

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

AMERİKAN seçimi ‘‘yeni ekonomi’’ye tapanlar için önemli dersler içeriyor. Biliyorsunuz ‘‘yeni ekonomi’’ciler teknolojik deterministtirler.

Bilgisayarlar yaşamımıza girdi ya, onlara göre artık dünya ekonomisini ‘‘eski’’ kavramlarla anlamak, kavramak mümkün değildir.

Peki ya nasıl kavranacak ‘‘yeni dünya’’?

Parmağa bakarak. Evet parmağa bakarak. Bizde WAP teknolojisini vatandaşa parmak göstererek anlatıyorlar.

Biz eski dönemin insanları parmak görünce prostat muayenesini hatırlıyoruz, ‘‘yeni ekonomi’’ciler ise parmak görür görmez para kazanmayı, iş yapmayı akıllarına getiriyorlar.

İnternet de onlara göre ‘‘demokrasi ve özgürlük’’.

Sanki interneti en baba faşistler kendi çıkarları için kullanamazmış gibi, bu yeni teknoloji de ‘‘sınırsız özgürlüğün’’ alanı olarak tanımlanıyor.

Memlekette internet kullananlar hızla arttı diyorlar.

Kullanıcıların yarıdan fazlası porno sitelerinde gezinip mastürbasyon yapmak için bağlanıyor.

Mastürbasyondan sıkılanlar da ‘‘chat’’ yapıyor.

‘‘Yeni ekonomi’’ciler ‘‘chat’’ yapılmasını da fikir alışverişi, memlekette diyaloğun zenginleşmesi ve derinleşmesi olarak görebilirler tabii, bence bir sakınca yok.

Ancak bizim ‘‘chat’’çilerin tek derinleştiği nokta seks. Mastürbasyondan sıkıldıktan sonra kendilerine eş arıyorlar ve tabii ki buluyorlar da.

Anlayacağınız internet temelde hayırlı işlere neden olmakla birlikte olan bitenin demokrasiyle bağlantısı bugüne kadar net olarak tam ortaya çıkamamış durumda.

* * *

Amerika'da yaşanan son seçim, teknolojinin sadece bir araç olduğunu nedense unutma eğiliminde olanlara iyi bir ders oldu.

Dünyanın en gelişmiş iletişim teknolojisini üreten ülkede bir seçim gecesinde tüm iletişim çöktü.

Hızlı haber vermeye çalışan televizyonların verdiği her haber yanlıştı. Ben gece boyunca uydudan CBS'i seyrettim, bir zamanların dev Dan Rather'inin bu hallere düşmüş olduğunu hiç görmemiş olmayı yeğlerdim.

Bilgisayarlardan geçirilen hiçbir rakam doğru tutmadı.

Ve tabii son olarak da bilgisayar sayımının yapıldığı bölgelerde sayım yanlışı olduğu için Florida'da oylar yeniden sayıldı.

* * *

Teknolojinin temelinde insan vardır. İnsanın olduğu yerde de tabii ki ilişkiler, insani diyaloglar olmalıdır, vardır.

Bunun doğal sonucu da her teknolojik gelişmenin temelinde aslında sınıfsal bir bağlantı olduğu, her teknolojinin aslında bir tür sınıflar arası diyalog/çatışmanın ürünü olduğudur.

Bu son sonuca atlayıp, bunun üzerinde düşünüp bazı insanları lüzumsuz yere heyecanlandırıp üzmek istemem.

Sınıf, sınıfsal ilişki kavramlarını duydukları anda bile kalplerinde ekstra sistol başlayan insanlar var ne yazık ki ve bu tepkilerinin de olağanüstü netlikte bir sınıfsal tavır olduğunu görmekten tabii ki acizler.

Bunları bir yana bırakalım, şimdilik konumuz değil onlar.

O seçim gecesinde teknolojinin temelinde insanın olduğunu, her türlü parlak yeni teknolojinin sonuçta insana indirgeneceğinin güzel iki örneğini de gördük:

1- O gece olan biten hakkında en net bilgiyi Tim Russert verdi. Tim Russert bir kara tahta üzerinde elinde sadece bir tebeşirle yaptığı hesaplar ve çizdiği krokilerle, bir ara son derece karmaşıklaşan Amerikan seçim sisteminin karanlıkta kalan noktalarını izleyicilere net olarak sundu.

2- Florida'da olan bitenden sonra bilgisayara güven kalmadı. Oyların elle sayılması talebi gündeme geldi ve birçok kasabada oylar ikinci kez elle sayılmaya başlandı.

* * *

Anlayacağınız o akşam ve ertesinde Amerika temellere döndü. Dünyanın en yeni teknolojisini, bilgisini üreten ülke bıçak kemiğe dayanınca eski modeli hemen benimsedi ve akıllı, bilgili insanlar devreye girerek teknolojinin de büyük katkıda bulunduğu felaket durumu çözmeye başladı.

Ben bir neo-Luddite değilim yani fanatik bir teknoloji düşmanı hiçbir zaman olmadım.

Yeni teknolojileri hızla öğrenip kendi mesleğime uygulamada da bayağı ön planda olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim.

Ancak bu böyle diye de hiçbir zaman yeni teknolojilerin daha fazla demokrasi getireceği, daha güçlü bir ekonomi yaratacağı masalına hiç inanmadım. Bu tür masallara inanan insanlar var Türkiye'de. Kendi kendilerine masal anlatıp bunu zevkle dinliyorlar.

Ama her masalda olduğu gibi onlar sonuçta aslında uyuyor.

Sonuçta önemli olan bir ülkede ekonomik altyapının, demokrasinin ne kadar güçlü olduğu, sınıfsal ilişkilerin nasıl kurulduğudur.

Çünkü teknoloji çöktüğü veya yetmediği anda işleri kurtaracak olan yine insanlardır.

Yazarın Tüm Yazıları